NEVŞEHİR (A.A) - Yücel Velioğlu - Arama Kurtarma Derneği (AKUT)
Başkanı Nasuh Mahruki, Demirkazık Dağında 50 yılda 20 tane dağcı hayatını
kaybetti diye, bunu çok büyük bir rakam olarak görmemek lazım. Alplerde her yıl
100 kişi hayatını kaybediyor dedi.
Niğdede Aladağlar bölgesinde yer alan 3 bin 756 metre yüksekliğindeki
Demirkazık Dağında meydana gelen kazaları AA muhabirine değerlendiren Mahruki,
dağcılığın, riskli ve tehlikeli bir spor olduğunu söyledi.
Dağcılık sporunu yaparken insanın yaralanabileceğini, sakatlanabileceğini,
daha kötüsünün de olabileceğini anlatan Mahruki, şöyle devam etti:
Dolayısıyla dağcılık sporunda kaza meydana geldiğinde dünyaya göktaşı
çarpmış muamelesi yapmamamız lazım. Bu spor, riskli bir spor ve böyle kazalar bu
sporda olur. Buradaki sorun, Türkiyede dağcılık sporuyla uğraşan çok sayıda
insan var ve bu insanlar çok önemli başarılara da imza atıyorlar. Türkiyede 15
tane Everest Dağına tırmanan dağcı var, 4 tane kadın dağcı var. Ne yazık ki
medya, dağcılık sporunda ya da diğer doğa sporlarında sporu sevdirecek,
yaygınlaştıracak, güzel yönlerini ortaya koyacak haberlerden ziyade, ölüm,
yaralanma, kaybolma gibi olayları daha çok ön planda tutuyor.
Mahruki, Demirkazık Dağında 50 yılda 20 dağcının hayatını kaybettiğini
belirterek, bunun çok büyük bir rakam olarak gösterilmemesi gerektiğini,
Alplerde her yıl 100 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.
Ama Alplerde her yıl, on binlerce, yüz binlerce kişi araziye çıkıyor
diyen Mahruki, Türkiyede bir bayramda yaklaşık 160 insanın trafik kazalarında
hayatını kaybettiğini, bu rakamları yorumlarken, rakamların hangi çerçeve
içerisinde alındığını doğru değerlendirmek gerektiğini belirtti.
Bütün kazaların çok üzücü, çok acı olduğunu ama bu sporun böyle risklerinin
olduğunu ve bunu da böyle kabul etmek gerektiğini söyleyen Mahruki, şunları
kaydetti:
Demirkazık Dağında bu son yaşanılan kazada çocukların çıktığı rota, kuzey
duvarı rotası, çok zor bir rota. Arazide hareket ettiğin andan itibaren çok rahat
hata yapılabilir, çok rahat kayılabilir. Kaydığınız zaman 50 metre, 100 metre,
belki daha fazla düşebilirsiniz. Ukraynalıların olayı biraz öyle bir şeydi. Kuzey
duvarındaki bu kaza teknik bir kaza. Çocukların girdiği rota, çok zor bir rota.
600 metre teknik bir duvar. Ben o duvarı 20 sene önce tırmandım. Benim
tırmandığım zamanlarda 2 günde tırmanılıyordu. Şimdi hızlı ve küçük ekipler bir
günde tırmanabiliyor. Ama 5 kişi bir günde çok zor tırmanır. Trafik kazalarını
önlemek nasıl mümkün değilse, dağcılık sporundaki kazaları önlemek de mümkün
değil. Tabi ki çok iyi eğitimle, çok iyi malzemeyle, çok iyi planlamalarla
bunları azaltmak, daha katlanabilir hale getirmek elbette ki olur.
-Kazaları sıfıra indirmek söz konusu değil
Mahruki, kazaları sıfıra indirmek diye bir şeyin söz konusu olmadığını
belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Böyle bir beklenti içerisinde hiç kimsenin olmaması gerekir. Ama burada
fotoğrafa Türkiyede dağcılık sporuyla ne kadar insan uğraşıyor, ne kadar
başarımız var, bu süre içeresinde ne kadar kaybımız var şeklinde bakmak lazım. Bu
dengenin en sağlıklı noktada olması çok önemli. Çok büyük başarılarımız olmalı,
çok fazla kişi dağlara çıkmalı, ama çok çok az da kazalarımız olmalı. Bu
çerçevede bunu görebilmeyi başarırsak Türkiyenin dağcılığını ya da doğa
sporlarını başarılı kabul edebiliriz. Bu tür rakamlar üzerinden giderek 50 yılda
20 kişi öldü deyip sonuca varamayız. Başka değişkenler de var bu denklem
içerisinde, onlarla birlikte yorum yapmak gerekir. Burada bir kazadan, ölümden
bahsediyoruz, korkunç bir senaryo. İnsanlar acılar içinde, aileler perişan,
herkes korku ve endişe içerisinde. İnsanların işin o tarafını göz ardı ettiğimi
düşünmesini istemem. Ama bir konuyu analiz ederken de sağ duyu ile bakmamız
lazım. Bu tür kazaların analizini yaparken özellikle medyaya çok büyük görev
düşüyor.
Her kazanın bir sebebinin olduğunu ve bu kazaların yüzde 99unun dağcının
kişisel hatalarından kaynaklandığını kaydeden Mahruki, şöyle konuştu:
Bir dağcı, dağda kaza geçirdiyse yüzde 99 kendi hatasıdır. Kendi yaptığı
bir hatadan dolayı o sürece kendisini düşürmüştür. O yüzden, kazaların
analizlerinin yapılması, kaza kırım raporlarının çıkartılması, oradan
çıkartılacak derslerin de geri kalanlara aktarılması çok önemli. Biz hep bu
sporlarda, bu kurallar kanla yazılmıştır deriz. Bu konunun bir kural haline
gelmesi için birisinin canı yanmıştır, kanı akmıştır, belki de hayatıyla
ödemiştir.
Mahruki, her kaza sonrasında bu kazadan ne derslerin aldığı ve bir daha
yaşanmaması için olayın sağduyulu bir şekilde analizinin yapılması, sonuç
raporunun çıkartması ve bunun bütün camiayla paylaşılması gerektiğini belirterek,
medyanın da aslında odaklanması gereken tarafın burası olduğunu sözlerine ekledi.
Muhabir: Yücel Velioğlu/İsmail İçer
Yayıncı: A. Fatih Tekcan