ADANA (A.A) - Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, demokratikleşme
adımlarını atarken hiçbir kimseyle pazarlık yapılmadığını belirterek, "Geldiğimiz
nokta artık ileri ki adım. En ileri adım. Terörü tamamen ülkemizin tarihinden
inşallah yok etme adımıdır. Ne yaptığımızı biliyoruz" dedi.
Başbakan Yardımcısı Atalay, Adana Seyhan Otelde düzenlenen programda kamu
kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle bir araya geldi.
Programda konuşan Atalay, hükümet olarak milletin desteğini en temel güç
olarak gördüklerini, milletin artan desteğiyle güçlendiklerini söyledi. Sorunlara
mümkün olduğunca köklü baktıklarını belirten Atalay, her icraatla ilgili
vatandaşın görüşünün alındığını belirterek "Sorunlar çözüldükçe Türkiye büyüyor.
Her sorun çözüldükçe ülkemiz büyüyor" değerlendirmesinde bulundu.
Demokratikleşmeye değinen Atalay, vatandaşın kendini özgür hissetmesinin,
devlete güvenmesinin, ülkenin ekonomik olarak güçlenmesinin önemini vurgulayarak,
köyden kente her yerde imarın artmasına, bölgeler arası dengesizliklerin
giderilmesiyle ilgili çalışmalara işaret etti.
Konjonktürel siyaset yapmadıklarını, hiçbir zaman seçim ekonomisi
uygulamadıklarını ifade eden Atalay, uluslararası alanda da Türkiyenin gücünü,
itibarını artırmaya çalıştıklarını anlatarak "Bunlar bizim ana eksenlerimiz oldu"
ifadesini kullandı.
Statükocu olmadıklarını belirten Atalay, "Biz devrimci bir hükümetiz,
reformcu bir hükümetiz" diye konuştu.
"Dokunulmayanlara dokunduklarını" söyleyen Atalay, Türkiyenin hala eksiği
olduğunu, yeni anayasayı yapmadıkça demokrasi alanında eksiğin
tamamlanamayacağını dile getirerek büyük oranda normalleşmenin sağlandığını
bildirdi. Gerçekçi çalıştıklarını, "mutfak"larının çok iyi olduğunu ifade eden
Atalay, günübirlik siyaset yapmadıklarını, stratejiye çok önem verdiklerine vurgu
yaptı.
-"27 değil 28 Nisan önemli"-
Bugünün tarihine dikkati çeken Atalay, şöyle konuştu:
"Bugün 28 Nisan. Biz, ben ve arkadaşlarım hükümet olarak biz 2007de 28
Nisanı yaşadık. Geçen basın sordu. (27 Nisanı çok konuşmaya gerek yok esas 28
Nisanı konuşmak lazım) dedim. Çünkü 27 Nisan benzeri, Türkiye çok yaşadı ama 28
Nisanı ilk defa yaşadı. Onun için 28 Nisan önemli."
O dönemleri Türk demokrasisinin adeta köşe taşları olarak gördüğünü bildiren
Atalay, milletin oy verdiğini ancak birilerinin milli iradeye müdahale ettiğini
belirterek, "Bugün siyaset özgürdür" görüşünü belirtti.
-Çözüm süreci-
Çözüm süreciyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Atalay, sürecin aslında
yeni olmadığını, hükümet olarak hangi adımı atıyorlarsa neyi yapıyorlarsa 11
yıldır uyguladıkları bir program bulunduğunu kaydetti. Hükümet olarak Türkiyede
normalleşmeyi sağlamak adına çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Atalay, terörün
istismar zeminini yok etmek için ellerinden geldiğince çalıştıklarını bildirdi.
Terörü yalnızlaştırmak, zeminini, desteğini yok etmek için çalıştıklarını
vurgulayan Atalay, "Vatandaşla teröristi çok iyi ayırmak gerekiyordu onu ayırdık.
90lı yıllarda bu ayrılmamıştı" dedi. Vatandaşların güvenini kazanmak için
adımlar attıklarını, işkencenin üzerine gittiklerini belirten Atalay, bu kapsamda
40 bin polisin eğitildiğini bütün karakolların kameralı hale getirildiğini
anımsattı.
Ana dil konusuyla da ilgili Atalay, anne ile çocuğunun ceza evinde
tercümanla konuştuğu, vatandaşın çocuğuna isim koyarken nüfus memurunun engeline
takıldığı dönemleri örnek verdi.
-"Hiç kimseyle pazarlık yapmadık asla"-
"Demokratikleşme adımlarını atarken hiçbir kimseyle asla pazarlık
yapmadıklarını" kaydeden Atalay, çeşitli dillerde yapılan televizyon yayınlarıyla
da ülkenin güçlendiğini belirterek, "Demokrasi adına ihmal edilmiş şeyler varsa
onları biz yaparız, Osmanlı ecdadımızın yaptığı gibi yaparız" ifadesini kullandı.
Çözüm sürecinin 11 yıl önce başlatılan sürecin evresi olduğunu tekrarlayan
Atalay, "Süreç yeni başlatılmış bir hareket değil. Geldiğimiz nokta artık ileri
ki adım. En ileri adım. Terörü tamamen ülkemizin tarihinden inşallah yok etme
adımıdır. Ne yaptığımızı biliyoruz" değerlendirmesini yaptı.
Süreci hükümetin yönettiğini, devletin bütün kurumlarının hiçbir dönem
olmadığı kadar koordinasyon içinde olduğunu ve herkesin üzerine düşen görevi
yaptığını aktaran Atalay, "Biz hükümet olarak, siyaset kesimi olarak, terör
örgütüyle terör örgütü mensuplarıyla yöneticileriyle hiçbir görüşme yapmadık, bir
araya gelmedik" dedi.
BDPnin de siyaset kurumu olarak devrede olduğunu, BDPnin devreye girmesini
kendilerinin arzu ettiğini söyleyen Atalay, "Çünkü bizim hedefimiz bu. Terör
bitsin, her şey bitsin. Siyasetçiler bunları yapsın. Onun için BDPnin devrede
olması önemlidir" diye konuştu.
-"Türkiye rahatlasın, ayağımızdaki pranga çıksın"-
Vatandaşı hiç yanıltmadıklarını, yalan söylemediklerini, bireysel olarak da
"bir defa yalan söylemektense bu işleri bırakabileceklerini" dile getiren Atalay,
"Hiç kimseyle hiç bir şeyin pazarlığını yapmadık" sözünü tekrarladı.
Verilen hiçbir sözleri olmadığını, terörün bitmesini siyasetin konuşmasını
istediklerini anlatan Atalay, "Yürüttüğümüz süreç budur. Bölge gelişsin,
bölgedeki vatandaş rahatlasın, Türkiye rahatlasın, ayağımızdaki pranga çıksın"
görüşünü aktardı.
-"İnanan inanır, güvenen güvenir"-
Herkesin rahatça yaşaması, özgürce siyaset yapmasını istediklerini belirten
Atalay, konuşmasında, "Ama terör olmasın. İnsanımızın hayatına mal olan terör,
lanet terör bitsin. Biz bunun için çalışıyoruz. İnanan inanır, güvenen güvenir"
sözlerine yer verdi.
Toplantılar yaptıklarını birçok yerde milletin büyük bir desteğinin
bulunduğunu bildiren Atalay, referandumda verilenden fazla, desteğin yüzde 60ın
üzerine çıktığını, doğu ve güneydoğuda bu oranın yüzde 80nin üzerinde olduğunu
söyleyerek, "Neredeyse insanlar daha yeni hayata başlıyor. Baskıdan terörden canı
çıkmış. Bölge insanı bütün bunlar bitecek diye umuda sarılmış. Onlar için iki
bahar birden neredeyse" değerlendirmesinde bulundu.
Atalay, daha sonra katılımcıların yazılı olarak sundukları soruları
cevapladı. Başbakan Yardımcısı Atalay, gelen bir soru üzerine, "Şehitlerimizi,
şehit analarımızı, gazilerimizi, genelde milletimizi rahatsız edecek hiçbir şey
yapmayız asla" yanıtını verdi.
Muhabir: İsa Sansar
Yayıncı: İbrahim Uyar