ÇANAKKALE (A.A) - Akil İnsanlar Heyeti Marmara Grubu Başkan
Vekili Mithat Sancar, "Çanakkalenin bu barış kültürünün, barış sürecine de çok
önemli bir kaynak oluşturacağını düşünüyoruz, buna inanıyoruz" dedi.
Sancar, grup sekreteri Levent Korkut ile üye Ali Bayramoğlu, kentteki bir
otelde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Çanakkalenin kendileri, Türkiye ve süreç açısından özel bir yeri
bulunduğuna işaret eden Sancar, "Çanakkale barışın şehri olarak anılır.
Türkiyenin birlikte yaşama kültürünün sembolü olmuş, tarihin yaşandığı bir
yerdir Çanakkale. 1915 dendiğinde bütün unsurların, etnik grupların, Kürtlerin,
Lazların, Türklerin hep birlikte mücadele ettikleri, savaştıkları bir yer olması
itibariyle de sürekli işaret edilen bir şehirdir Çanakkale" diye konuştu.
Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çanakkalenin bu barış kültürünün, barış sürecine de çok önemli bir kaynak
oluşturacağını düşünüyoruz, buna inanıyoruz. Çatışma ortaya çıkmışsa, silahlar
konuşmaya başlamışsa, ister devletler arasında ister bir toplumun kendi içinde
maalesef ilk büyük kaybımız canlarımız oluyor. Bir çatışmanın sonuna
geldiğinizde, geçmişte kaybettiğimiz canlar boşuna mı gitti- sorusunu sormak
akla gelebilecek en son nokta olmalıdır. Bütün çatışmalar bir noktada durur,
kesilir. Kesildiği zaman bakmanız gereken şudur, bir adil sonuç, adil bir durum
yaratmak için ne yapabilirim- Geçmişte bu çatışma dolayısıyla açılmış derin
yaraları saracak nasıl bir yöntem bulabilirim- Bu yaraları sarmak için düşünmemiz
gerekiyor."
"Kan kanla yıkanmaz, suyla yıkanır sözü vardır" diyen Sancar, şöyle devam
etti:
"Kandan kına yakılmaz. Kan dökülmüşse, yeni düğünleri yaparken kınayı kanla
yıkamayacağız. O kan ne zaman bitecek, bu kına için nasıl temiz, güzel sular
bulacağız- Bu soruları sormak durumundayız. Çatışmalar bir gün bitmek zorunda.
Bittiği zaman intikam duyguları değil, geçmişin yaralarını sarma isteği ön planda
olmalıdır. Bu toplumda çok canı yanmış insanlarımız var. Evlatlarını, eşlerini,
babalarını kaybetmiş insanlarımız var. Onların acılarına hürmette en küçük kusur
etmeden, tüm toplumun yarası gibi görüp sarmayı sağlayacak yöntemler aramalıyız."
Mithat Sancar, Altan Tanın bir toplantıda "batıda bölünme, doğuda
kandırılma kaygısı var" dediğinin belirtilmesi üzerine görüşlerini şöyle
açıkladı:
"Bunların güçlendiği kanısında değilim. Özellikle anketlere baktığımızda
böyle bir sonuç göremiyoruz. Tam tersine süreç başladıktan sonra bugüne kadar
destek oranı düzenli bir biçimde artıyor. Bu arada çok önemli bir olay yaşandı.
PKK silahlı unsurlarını sınır dışına çekme kararını açıkladı ve uygulamaya
başlayacağını da bildirdi. Bu açıklamanın ve geri çekilmenin 8 Mayısta
başlayacak olmasının destek oranını artıracağını düşünüyorum. Bu toplantılar
kaygılarımızı ve korkularımızı açığa vurmak için yapılıyor. Akil insanlar
heyetinin kendisine biçtiği rol budur. Konuştukça korkularımız azalır,
tartıştıkça kaygılarımız dağılır. Bu çalışmaların, korkuların ve kaygıların
azalacağına katkı sunacağına inanıyorum."
Korkut ise aynı soruya, "Güven eksikliği aslında toplumun çok önemli bir
sorunu. Uluslararası bir araştırma yapmışlar, Türkiye birbirine güvenen toplumlar
arasında en son sırada yer alıyor. Ama gittiğimiz yerlerde bizler birbirlerine
tam zıt insanlar yan yana oturduklarında bir süre sonra konuşmaya başlıyorlar. Bu
konuşmayı sağlayabilirsek zannediyorum güven sorunu azalacaktır" yanıtını verdi.
Kente daha önce yaptıkları ziyaretteki izlenimlerinin sorulduğu Ali
Bayramoğlu da "Barış arzusunun olduğu fakat bununla ilgili endişelerin, soruların
da yüksek seviyelerde bulunduğu bir tablo karşımıza çıktı. Bu bölgede endişeler
daha siyasallaşmış durumda. Güvensizlik bu süreçte zaman zaman ön plana
çıkabiliyor. Ama barış ve çatışmanın bitmesi fikri de genel bir kabul" dedi.
Bayramoğlu, "akil insanların alana çıkmasıyla ana muhalefet ve muhalefet
partisi için sizler hedef oluyorsunuz. Bundan rahatsızlık duyuyor musunuz-"
şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı:
"CHP ve MHPnin iktidarla mücadelesinde bu heyeti de bir anlamda arada
kullandıklarını görüyoruz. Bizler bu teklifi aldığımızda hayır deme şansına
sahip insanlar değildik. Kendi grubum adına söylüyorum bunu. Endişelerimiz yok
muydu- Vardı. Bu heyet nasıl çalışacak, ne kadar bağımsız olacak- Sonra
yaptığımız toplantılarda bunun tamamen bağımsız, yönteminin, şeklinin bizler
tarafından belirleneceği bir faaliyet olduğu ortaya iyice çıktı. Biz de bu yönde
taleplerde bulunduk. Türkiye, farklı fikirlerde farklı kimliklerin konuşmasına
çok alışık değil. Bu toplantılarla bunu aşmaya çalışıyoruz. Biz, Türkiyenin
barışı konuşması, gerilimin azalması gibi kendimize yol çizdik."
Akil İnsanlar Heyeti Marmara Grubu üyeleri, daha sonra Esenler
Mahallesindeki bir kahvehanede vatandaşlarla bir araya geldi. Grup üyelerini
kahvehaneye gelişlerinde vatandaşlar davul ve zurnayla karşıladı.
Muhabir: Mehmet Bayer / Fikriye Susam Uyar
Yayıncı: Doğan Sarıtaş