BURSA (A.A) - Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu
Sekreteri Levent Korkut, "90ıncı gününü geçti. Silahların sustuğu bir
dönemdeyiz. Bunun sürmesi geleceğimiz açısından çok önemli ve sürmesini arzu
ediyoruz" dedi.
Korkut, grup üyeleri Hayrettin Karaman ve Mustafa Armağan ile Bursada bir
otelde düzenlediği basın toplantısında, bölgede toplumun farklı kesimlerine
ulaşmaya çalıştıklarını söyledi.
Halkın görüş, öneri ve eleştirilerine, hazırlayacakları raporlarda yer
vereceklerini belirten Korkut, yüz yüze iletişim ve diyalog ortamını sağlamaya
çalıştıklarını anlattı.
Korkut, toplumu acı ve dertlere sevk eden, öfke ve kızgınlıkları bileyip
artıran bir konuda faaliyet göstermenin zor olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam
etti:
"Temel hedefimiz, barışı oluşturacak zemine katkıda bulunmaktır. Biz
siyasetçi değiliz. Herhangi bir oy kaygımız, meşhur olma arzumuz ya da
siyasetçilerin sahip olduğu kaygılar, onlar da normal kaygılardır aslında, bunlar
bizde yok. Bizim temel hedefimiz, bütün çıplaklığıyla toplumdaki görüşleri
öğrenebilmek ve birlikte tartışabilmek. Süreç çok zor ancak her zor süreçte yeni
bir dile, anlayışa ihtiyaç var. Çatışmalı bir dilden uzaklaşarak sorunların
birlikte tartışıldığı barışçıl bir dil, bu sürecin en önemli unsuru olacak."
Dünyadaki örneklerinin, bu tür süreçlerin başarıyla sonuçlanabilmesi için
güçlü bir siyasi irade, sorunun taraflarının çözüm için katkıda bulunması ve
halkın desteğine ihtiyaç duyulduğunu gösterdiğini vurgulayan Korkut, işin siyasi
irade kısmıyla ilgilenmediklerini dile getirdi.
Korkut, kendileri için halkın görüşleri ve vatandaşların desteğinin önemli
olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:
"Şundan herkes emin olmalıdır ki dünyanın hiçbir yerinde, halkın istemediği
bir barış süreci başarıya ulaşmamıştır. Türkiyede de bu barış, ancak halk arzu
ediyorsa ve bunun anayasal boyutla ilişkisi varsa halk ona onay veriyorsa mümkün
olacaktır. Dolayısıyla halkın iradesinin olmadığı bir barış sürecinin kesinlikle
gerçekleşmeyeceğini söyleyebiliriz. Bunun altını çiziyorum. Halk bunların hepsini
izliyor ve sonunda karar verecek. Bu karar, bugün için eğilim olarak baktığımızda
oldukça destekleyici nitelikte. 90ıncı gününü geçti. Silahların sustuğu bir
dönemdeyiz. Bunun sürmesi geleceğimiz açısından çok önemli ve sürmesini arzu
ediyoruz."
Toplantılarında zaman zaman öfkeli tutumlar gördüklerini ancak bu kişilerin
bir süre sonra yatışıp konuşmaya başladığını kaydeden Korkut, bu durumun,
toplumun geleceği bakımından çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.
-"İstiyoruz ki bir çocuk daha babasız büyümesin"-
Karaman da terör unsurlarının Türkiyeden çekilmesi süreciyle ilgili çok
şeyler söylendiğini belirtti.
Sonuçta, silah bırakarak yurt dışına çıkmaları noktasına gelindiğini
bildiren Karaman, çözüm süreciyle ilgili "Karşılığında ne verildi-" iddialarının
yersiz olduğunu anlattı.
Karaman, konunun siyasallaşma ve demokratikleşmeden ibaret olduğuna işaret
ederek, "Silahı bırakın, çekilin. Temsilcileriniz gelsin, halka, silahla
vuruşmadan derdini anlatsın. Verilen bundan ibaret" ifadesini kullandı.
Bu süreçte bir yanlış anlamayı da düzeltmek istediğini vurgulayan Karaman,
demokratikleşme ihtiyacının çözüm sürecinin parçası niteliğiyle ortaya
çıkmadığını, aslında bugün çözmek için uğraştıkları sorunun nedenlerinden
birinin, demokratikleşmenin sağlanamaması olduğunu dile getirdi.
Armağan ise bu görevin kendilerini zorlu bir patikaya sürüklediğini, bunu
bildiklerini ve o bilinçle hareket ettiklerini söyledi.
Patikanın ileride büyük bir yol, asfalt, ana cadde haline gelmesi için yola
çıktıklarına ve süreçten umutlu olduklarına dikkati çeken Armağan, şunları
kaydetti:
"Bir umudumuz var. Tünelin ağzında bir ışık görüyoruz. O ışığı gördüğümüz
için bu heyete dahil olmayı kabul ettik. Hepimizin kendi işleri, güçleri zaten
yeterince başından aşkın ama milletin evladının kanının aktığı bir yerde, hele
hele böyle bir talep olduktan sonra kendi işlerimizle uğraşmamız, bu sebeple de
bu teklifi reddetmemiz düşünülemezdi. Dolayısıyla bir görev duygusuyla hareket
ediyoruz ve istiyoruz ki bir çocuk daha babasız büyümesin, bir anne daha tabutun
başında ağlamasın, bu ülkenin kanı akmasın."
Armağan, Akil İnsanlar Heyetini bölücülükle suçlayanların, asıl bölücülüğü
kendilerinin yaptığını belirterek, Türkiyenin bölünmeyeceğini ve çözüm süreci
sonunda daha da güçleneceğini dile getirdi.
Muhabir: Haluk Yüksel
Yayıncı: Sedat Gök