DENİZLİ (A.A) - Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Grubu Başkan
Vekili Avni Özgürel, "Bu barışın, eğer gerçekleşirse Türkiyede siyaseti,
bürokrasiyi, devlet çarkını tepeden tırnağa yenilemeyi gerektireceği çok açık"
dedi.
Avni Özgürel ile heyette bulunan Fehmi Koru ve Hasan Karakaya, Denizlideki
temaslarının ardından bir televizyon programına katıldı.
Özgürel ve Karakaya, program sonrası, Denizli temasları ile ilgili AA
muhabirine yaptığı açıklamada, vatandaşlardan gelen her görüşü dinlediklerini
belirtti.
Türkiyenin ilk defa anayasal, toplumsal ve hayati bir mesele konusunda
siyasetin ötesinde, toplum bilinciyle tartıştığını ifade eden Özgürel, şunları
söyledi:
"Akil insanlar heyeti vesilesiyle esasında bu tartışmanın fitili ateşlenmiş
oldu ve bir sinerji oluştu. Bugün toplumun farklı kanatlarında hükümetin,
muhalefetin ne yaptığından ziyade, akiller heyeti ne yaptı- Nasıl tepki aldı-
Kimi yerde protesto edildi, kimi yerde alkışlandı konuları konuşuluyor. Bu güzel,
doğru bir şey. Çünkü yaşanan süreç Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir
dönemeç. Denizlinin de bu meselelere duyarlılığını gördük."
Kendisinin Denizli Tavaslı olduğunu hatırlatan Özgürel, büyüyen ve gelişen
kentin ihracat rekorlarına imza attığını, yakalanan başarıda ülkedeki siyasi
istikrarı kadar, son 4-5 aylık dönemde huzur ortamının tesis edileceğine dair
ümidin artmasının da katkısı bulunduğunu ifade eden Özgürel, kentten "fevkalade
olumlu intibalar ile ayrıldığını" belirtti.
Pamukkale Üniversitesi öğrencileriyle sivil toplum kuruluşuyla bir araya
geldiklerini bildiren Avni Özgürel, bu tür konularda yüzde yüz mutabakat
sağlanmasının söz konusu olamayacağına da işaret ederek, "Fakat Ege ile ilgili
olarak basında yazılıp çizilen, yayınlanan anketlerin, istatistiklerin çok da
gerçeği yansıtmadığını geçtiğimiz hafta İzmirde görmüştüm, bugün Denizlide
gördüm. Gözlemler bana süreç ile ilgili olarak fevkalade olumlu düşünme imkanını
veriyor" görüşünü ifade etti.
Kendilerine yöneltilenler arasında, anayasa değişikliği ve ilk 3 maddesiyle
ilgili sorular bulunduğunu kaydeden Özgürel, buna siyasetçilerin cevap vermesi
gerektiğini bildirdi.
Anayasa düzenlemesi için 330 oy gerektiğini AK Partinin, BDPnin oylarının
buna yetmediğine dikkati çeken Özgürel, bu durumda halkın yüzde 50sinden
fazlasının "evet" oyuna ihtiyaç duyulduğuna dikkati çekerek, "Türkiyede,
anayasadan Türklük ifadesinin kalkmasına halkın yüzde 50den fazlasının onay
vereceğine kim inanır- İnsanları bununla korkutmanın ne faydası var- İnsanların
dikkati, bu tür evhamlar yerine daha gerçek konulara çekilmeli.
Türkiyede 30 yıldır savaşan bir örgüt silahı bıraktığını açıkladı ve
üyelerini Türkiyeyi terk etmeye çağırdı. Bu barışın, eğer gerçekleşirse
Türkiyede siyaseti, bürokrasiyi, devlet çarkını tepeden tırnağa yenilemeyi
gerektireceği çok açık. Barış gerçekleşirse birileri gerçek manada siyaset
yapmak, yani proje üretmek zorunda kalacaklar. Zannetmeyin ki bununla MHP
kastediliyor, Kürtler adına siyaset yaptığını iddia eden ve kendisini bununla
sınırlayan siyasi hareket ne yapacak-" değerlendirmesinde bulundu.
Ziyaret ettikleri bir şehit annesinden duydukları "Keşke 6 ay önce
gelseydiniz benim oğlum da hayatta olsaydı" sözlerinin insanın zihninin işgal
etmesi gerektiğini vurgulayan Özgürel, şöyle devam etti:
"Bu insanları çoğu, bu şehitliklere hiç gitmiyor. Sabahın kör karanlığında
oğlunun mezarının başına giden sanki bir ev ziyaretiymiş gibi kabri süsleyip
temizleyen anneleri görmedikten sonra, bunun üzerine konuşmak kolay oluyor. Bu
nedenle ben kendi adıma hiç şüphe etmiyorum, arkadaşlarım da etmiyordur. AK
Parti, yokken ben bu meseleleri yazıyordum. AK Partiyi de eleştiriyordum. Şimdi
bana çözüm yolunda bu taşın altına elinizi uzatır mısınız- denildiğinde evet
cevabını vermekten başka seçeneğim yok. Buna AK Parti projesi olarak baksam bu
çalışmanın parçası olmaz, parti içinde siyaset yapardım. Bu bir devlet projesi.
Cumhuriyetin 100. yılını biz bu meseleleri geride bırakmış olarak idrak etmek
durumundayız. Bu Türkiye Cumhuriyetinin projesi o bakımdan buna destek
veriyoruz."
Heyet Üyesi Hasan Karakaya da insanların düşüncelerini öğrenmeye
çalıştıklarını, herkesin kanın akmaması, anaların ağlamaması konusunda hemfikir
olduğunu, sürece karşı olanların da bu düşünceyi taşıdıklarına işaret etti.
Karakaya, "Ama terör örgütü liderinin serbest bırakılacağı gibi konularda
bazı endişeleri var. Bunların yersiz olduğunu dilimiz döndüğünce anlattık. 30
yıldan bu yana Türkiye 500 milyar dolarını harcadı, 10-12 bin şehit verdik. Kürt
tarafı 30 bin kayıp verdi. Her iki tarafın başına taş mı düştü, bugün sürece evet
demek zorunda kaldı. Hayır, her iki tarafın da ortak bir noktada buluştuklarını
sanıyorum. Terör örgütü anladı ki öldürerek, vurarak kırarak, yıkarak bir sonuç
elde edilemeyecek. Devlet de aynı şekilde teröristleri tek tek ya da imha ederek
sonuca varılmayacağını anladı. Orta bir yol buldular" ifadesini kullandı.
Muhabir: Sebahatdin Zeyrek / Mustafa Dermencioğlu / Senem Yazıcı
Yayıncı: İbrahim Uyar