DENİZLİ (A.A) - Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Grubu Başkan
Vekili Avni Özgürel, çözüm sürecine ilişkin, "(PKKnın başına taş mı düştü-)
deniliyor. Evet, PKKnın başına taş düştü. PKK, bu işi götüremeyeceğini anladı,
Türkiye de bu meseleyi silahlı kuvvetler mücadelesiyle bitiremeyeceğini gördü
dedi.
Grup üyeleri, Denizli programları kapsamında Pamukkale Üniversitesine
geçerek Rektörlük binasında öğrenci temsilcileriyle görüştü.
Basına kapalı görüşme sonrası Fuat Keyman ve Fadime Özkan, Denizliden
ayrıldı. Grup Başkan Vekili Avni Özgürel ve Hasan Karakaya ile heyete akşam
saatlerinde dahil olan Fehmi Koru, iş dünyası temsilcileriyle akşam yemeğinde bir
araya geldi.
Basın mensuplarının görüntü almasına izin verilmeyen toplantıda konuşan Avni
Özgürel, akil insanlarla ilgili kamuoyundaki tartışmalara dikkati çekerek, ortaya
atılan "Maaşlı oldukları, Başbakan tarafından tayin edildikleri" gibi iddiaların
hakaret kastıyla gündeme getirildiğini belirtti.
Özgürel, "Herkes biliyor ki bu insanların hiçbiri para veya çıkar hesabı
karşılığı böyle bir külfeti üstlenmez. Özel hayatlarında belki de yanyana
gelemeyecek insanlar ortak çalışma yürütüyor. Bunun da çok fazla göz önüne
alındığını düşünmüyorum" dedi.
-"Keşke 6 ay önce gelseydiniz"-
Bugünkü temaslarında Denizlinin son şehidinin ailesini ziyaret ettiklerini,
şehit annesinin "keşke 6 ay önce gelseydiniz" dediğini dile getiren Özgürel, bu
sözlerin çözüm sürecinde ne kadar gecikildiğini gösterdiğini vurguladı.
Denizli Sanayi Odası Meclis Başkanı Mehmet Tosunun, "Türk milleti bu
anlaşma karşılığında ne verecek-" sorusu üzerine Özgürel, şöyle konuştu:
"(PKKnın başına taş mı düştü-) deniliyor. Evet, PKKnın başına taş düştü.
PKK, bu işi götüremeyeceğini anladı, Türkiye de bu meseleyi silahlı kuvvetler
mücadelesiyle bitiremeyeceğini gördü. Başbakan, siyasi tarihinin en riskli
kararını aldı. Bu, oy getirecek diye alınacak bir karar değil. Bunun artıları
nedir. Türkiyenin ciddi bir yarasının çözülmesidir. Bizlerin gördüğü tepkilere
bakıyorum, kim bilir Tayyip Erdoğan ne tür tepkileri göğüslemek durumunda
kalıyor. Muazzam bir siyasi risk. Şu projenin akamete uğramasını bir an için
düşünün, bu, Başbakanın siyasi hayatı demektir."
Özgürel, çözüm sürecinde bugüne kadar yapılanlara kimsenin "kötü oldu"
diyemeyeceğini, bundan sonraki dönemde de tevatürden kaynaklanan olumsuz
beklentilerin süreç ilerledikçe ortadan kalkacağını savundu.
Fehmi Koru ise çözüm sürecinde sanki pazarlık varmış gibi bir durumun
gözüktüğüne değinerek, olası bir pazarlıkta ise tarafların siyaset kurumu ve
İmralı olarak göründüğünü söyledi.
Koru, pazarlık olsa bile milletin kabul etmeyeceği hiçbir şeyin
gerçekleşemeyeceğini vurguladı.
"Ne taviz verilecek" endişelerini haklı çıkaracak bir şey göremediğine
değinen Koru, sürecin başarıyla sonuçlanması halinde BDPnin, "Bir ülke partisi
haline gelememesi ve PKK tehdidiyle milletvekili çıkarabilmesi" nedeniyle en
büyük zararı göreceğini dile getirdi.
-"Tünelin sonunda ışık var"-
Çözüm sürecinin başlamasında, PKKnın, arkasındaki dış desteklerin
çekildiğinin farkına varmasının etkili olduğunu belirten Koru, ABDnin Ankara
Büyükelçisi Francis Ricciardionenin, "Kandile Bin Ladin taktiğiyle ortak
operasyon düzenlenebileceğini" açıklamasının, süreçte önemli bir eşik
oluşturduğunu aktardı.
Koru, "Tünelin sonunda ışık var, baktığım yerden o ışığın her geçen gün daha
da parladığını görüyorum. Umarız tünelden çıktığımızda yer gök aydınlık bir yer
olur. Bir daha barış dışında bir alternatifi aklımıza getirecek olaylarla
karşılaşmayız dedi.
Bu süreç sonunda Öcalanın serbest kalacağı söylentilerine ilişkin bir soru
üzerine ise Koru, "Öcalan açısından en güvenli yer İmralıdır. Serbest kalmayı
kendisinin de istemeyeceğini düşünüyorum. Bu süreçte en fazla İmralıdaki
şartlarını iyileştirmeyle ilgili görüşme yapılması olasıdır" diye konuştu.
Muhabir: Tolga Albay / Mustafa Yıldırım
Yayıncı: Murat Taydaş