İZMİR (A.A) - Halil Şahin / Tolga Albay / Senem Yazıcı - Akil
İnsanlar Ege Bölgesi Heyeti, vatandaşların kendilerine verdiği destek nedeniyle
İzmirden umutlu ayrıldı.
İzmir temaslarını AA muhabirine değerlendiren Erdem, çözüm sürecine ülke
genelinde bir destek olduğunu, bu destek oranının iller itibarıyla küçük
farklılıklar gösterdiğini dile getirdi.
Temasları öncesi herhangi bir beklenti içinde girmediğini ifade eden Erdem,
İzmir ile diğer iller arasında da büyük farklılıklar olmadığını gördüğünü
söyledi.
Sürece yönelik eleştirilerin toplumsal bir araştırmaya, bilimsel bir veriye
dayalı öngörüler olmadığını, genelde ezberlenmiş görüşlerden kaynaklandığını
belirten Erdem, şöyle devam etti:
"Çözüm süreci şu nedenden dolayı devam edemez ya da etmemeli diye bir görüş
iletilmedi. Daha çok 30 bin şehitten sonra geç değil mi-, Öcalan serbest mi
kalacak- gibi görüşler etrafında eleştiriler oldu. Toplumda henüz üniter devlet,
federal devlet veya ulus devlet gibi kavramların bilinmediğini de saptamış olduk.
İzmir programı öncesi İzmirde destek yüzde 60 demiştim, şimdi bunun da
üzerinde olduğunu düşünüyorum. Ama bunu söylemek için bir kaç kez daha temaslarda
bulunmak gerekiyor."
İlk ziyaretin heyet için tecrübe amaçlı olduğunu ve "görüşleri yoklama"
amacı taşıdığını, daha çok geleceklerini anlatan Erdem, heyetten 6 ismin
Denizlide temaslarda bulunacağını açıkladı.
Heyet üyesi Avni Özgürel de İstanbuldan hareket etmeden önce gazetelerde
çıkan yazılarda, heyetin İzmirde "cadı kazanına düşüyormuş" gibi aktarıldığını,
ilk temaslarında sürece karşı çıkanların da büyük nezaket ve saygıyla kaygılarını
ifade ettiğini kaydetti.
"(En zor bölge sizin) yorumlarıyla gittik, çok daha ılımlı bir İzmir ile
karşılaştık" diyen Özgürel, ezici çoğunluk olmasa da büyük çoğunluğun sürece
destek verdiğini gördüğünü dile getirdi.
Avni Özgürel, "Yapılan itirazların bir bölümü, Türkiye çapında gördüğümüz
kaygılardı. Açıktan yapılan protestolar da vardı. Bunları da anlayışla karşılamak
lazım. Kimseyi ikna etme gibi bir amacımız yok, bizim iddiamız birbirimizi
dinleme konusunda. Akillerin yaptığı çalışmalar ülke genelinde sinerji ve umut
dolu bir gündem oluşturdu" diye konuştu.
Sürece yönelik en fazla "Nasıl bir taviz verildi-" sorusuyla
karşılaştıklarını aktaran Özgürel, silah bırakmanın tamamlanmasıyla bu tip
soruların azalacağını, verilen bir tavizin olmadığının anlaşılacağına inandığını
kaydetti.
Akil insanlara İzmirde en fazla tepkinin Türkiye Gençlik Birliği (TGB)
örgütü tarafından verildiğini belirten Özgürel, İzmirdeki protesto eylemi
sırasında TGBye elektronik posta atarak toplantıya davet ettiğini, yanıt
alamadığını hatırlatarak, "TGBnin İzmir Şubesindeki arkadaş aradı. Üniversite
öğrencisiymiş, sınavları olduğu için elektronik postamı görmemiş. Görüştük,
haftaya TGBlilerle bir araya gelmek üzere İzmire geleceğim. Şube binalarında
konuşacağız, birbirimizi dinleyeceğiz" dedi.
-"İzmir gösterildiği gibi değil"-
Heyette yer alan Hasan Karakaya ise Ege Bölgesinin sürece destek anlamında
en kritik bölge görüldüğünü, sürece "evet" diyenlerin oranının yüzde 43.5,
"hayır" diyenlerin ise yüzde 49.5 olduğunun açıklandığını ifade ederek,
"Dolayısıyla nasıl bir ille karşılaşacağımızı önceden bilerek gittik" ifadelerini
kullandı.
Manisalı olduğunu, bu nedenle rakamları biraz abartılı gördüğünü kaydeden
Karakaya, İzmirde son derece olumlu bir havayla karşılaştıklarını dile getirdi.
Hasan Karakaya, İzmirlilerin sürece ilişkin bazı endişeler taşıdığını fakat
bunların giderilmeyecek endişeler olmadığını söyleyerek, şöyle konuştu:
"Terör örgütü ile pazarlık yapıldı mı-, Türkiye bölünecek mi- gibi
endişeleri vardı. Biz bu endişelerin kesinlikle yersiz olduğunu anlatınca,
örneklerini de verince, doğrusu ikna oldular. Çok çok olumlu bir gezi oldu.
İzmir farklı, gösterildiği gibi değil. Farklı göstermek istiyorlar, laiklik
hassasiyeti şöyledir, cumhuriyetçidir. Nihayetinde insan insandır. Doğruları
anlatınca ikna oluyorlar. Ege insanı da sanıyorum bazı gerçekleri gördü, destek
oranı yükseldi."
Karakaya, Egedeki temaslarını cuma akşamı Denizlide devam ettireceklerini,
sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve iş adamlarıyla görüşeceklerini, çat
kapı sohbetler yapacaklarını da sözlerine ekledi.
-90 yıllık ezber-
Prof. Dr. Baskın Oran da İzmirdeki temaslarında olumsuz bir durumla
karşılaşmadığını, hatta ilk görüşmelerinin beklediğinden daha olumlu geçtiğini
ifade etti.
Oran, "90 yıllık ezberi, 90 dakikalık görüşmelerle bozmak mümkün olmamakla
birlikte yapılan çalışmaları çok önemli ve yararlı bulduğunu" söyledi.
Görev için yeterli hazırlık yapma olanakları bulunmadığını, ellerinde
gittikleri bölgelerdeki insanların siyasi tercihlerine yönelik bir rapor olması
durumunda, çalışmaların daha da verimli geçebileceğine değinen Oran, yine de 90
yıldır ilk kez kan dursun diye bir adım atıldığına işaret etti.
Geçmişte farklı olanla birlikte yaşama kültürüne sahip son derece liberal
bir kent olan İzmirde ekonomik etkinliğin bir ölçüde yitirilmesi ve
gayrimüslimlerin ayrılması sonucu farklı olana hoşgörünün eskiye oranla
azaldığını belirten Oran, şöyle devam etti:
"İzmirde yine de ben kötü durum görmedim, hatta iyi bir durum gördüm.
İzmir, bu sürece köstek olan CHP milletvekillerinden ve yöneticilerinden daha
ileri biçimde barış sürecini destekliyor. Süreçte bazı küçük grupların sabote
çalışmaları oldu ama genelde olumluydu. En çok dile getirilen eleştiri Kürtlere
ne verildi ki, bu süreci kabul ettiler- oldu. Biz de artık bardağın dolduğunu,
bardağın kanla dolduğunu, insanların artık daha fazla çocukların ölmesini
istemediğini söyledik. 90 yıldır ilk kez bir adım atılıyor. Kürt vatandaşlarımız
da bu fırsattan istifade ederek, kanın durmasını ve kendi kimliklerinin
tanınmasını istiyor. 90 yıllık ulus-devlet ezberinin kırılması aşamasındayız. 90
yıllık ezberi, 90 dakikalık görüşmelerle bozmak mümkün olmamakla birlikte,
yapılan çalışmaları çok önemli ve yararlı buluyorum."
Oran, Akil İnsanlar Heyetinin devlet memuru olarak algılanmaması
gerektiğinin de altını çizerek, "Hükümet tarafından görevlendirildik ama tayin
edilmedik, tayin rızayla olmaz, emirle olur" dedi.
-"Şehit ve gazi anneleriyle kucaklaşmak istiyoruz"-
Fadime Özkan da İzmire Ege Bölgesinin sürece yüzde 43.5 oranında "evet",
yüzde 49.5 oranında "hayır" dediği bilgisiyle geldiklerini ancak kendisinin
verilerle değil, insanların duyguları ve düşünceleriyle ilgilendiğini söyledi.
İzmirde güzel karşılandıklarını kaydeden Özkan, sokakta karşılaştıkları
İzmirlerin sorularını, endişelerini, düşüncelerini not ettiklerini anlattı.
Özkan, İzmirin süreci zannedilenden daha yüksek oranda desteklediği yönünde
izlenim edindiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bir kere kimsenin evladının canı üzerinden kırmızı çizgi savunusu
yapılmıyor İzmirde. Devletin terör örgütüne silah bıraktırmak amacıyla görüşme
yapmasının gerekli olduğunu, dünyadaki başka örneklerde de bunun böyle olduğunu
görüyorlar. Elbette endişeler var, sorular var. Bu da son derece normal, meşru...
Bunun bir devlet projesi olduğu ve devletin bunca yıllık tecrübenin ardından
oluşan ortak aklıyla, tüm kurum ve kuruluşlarıyla ve imkanlarıyla süreci
Türkiyenin hayrına olacak şekilde neticelendirmek istediği anlatıldıkça,
peyderpey bu böyle görüldükçe endişelerin de giderileceğine inanıyorum."
İzmire mayıs ayı içinde tekrar gelmeyi düşündüklerini, program takviminin
netleşmediğini aktaran Özkan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Tekrar geldiğimizde kadın dernekleriyle, barış anneleriyle, sadece sorundan
dolayı canı yanmış ve çözüm sürecinde derdine derman arayan kadınlarla değil,
sürece dair endişeleri olan kadınlarla da buluşmayı arzu ediyoruz. Şehit ve gazi
anneleriyle, aileleriyle, mutlaka görüşmek kucaklaşmak istiyoruz. Hem
üniversitelilerle hem İzmirin entelektüelleri, akademisyenleri ve akil adamları
buluşmanın, onları dinlemenin faydasına inanıyoruz."
Yayıncı: A. Fatih Tekcan