İZMİR (A.A) - Akil İnsanlar Ege Bölge Heyeti Üyesi Fehmi Koru,
çözüm sürecindeki tereddütlere ilişkin, "Bunu doğal karşılamak lazım. Çünkü
bugüne kadar başka ülkelerde denenmemiş, yepyeni bir yöntemle sonuç alınmaya,
terörden kurtulmaya çalışılıyor" dedi.
Koru, heyetin kaldığı otelin önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, çözüm
süreci hakkında farklı fikir ve düşüncelere sahip insanlardan oluştuklarını ve bu
düşüncelerin en aşırıdan en uyumluya kadar değişebildiğini söyledi.
Kendisinin de İzmirli olduğunu, İzmirde insanların süreç hakkında çok
farklı düşündüklerini, kiminin bu konuda tereddüt yaşadığını belirten Koru, şöyle
devam etti:
Bu tereddütler Türkiyenin her yerinde yaşanıyor. Bunu doğal karşılamak
lazım. Çünkü bugüne kadar başka ülkelerde denenmemiş, yepyeni bir yöntemle sonuç
alınmaya ve terörden kurtulmaya çalışılıyor. Her yenilikte olduğu gibi insanların
kafasının karışması, ne olacağını öngöremedikleri için bundan kuşku duyarak tepki
göstermeleri doğaldır. Türkiyede insanların hepsi barışı, terörün geride
kalmasını istiyor. Türkiyenin daha önemli bir ülkeye dönüşmesini istiyor.
Bunlardan herkes kendisine düşecek refahı almak istiyor. İtirazların barışın
kendisine değil, süreçte anlamadıkları yönlere olduğunu zannediyorum.
-"İtirazların raporlaştırılması önemli"-
Bu noktada karşılıklı konuşmanın ve insanların birbirini anlamaya
çalışmasının önemli olduğunu dile getiren Fehmi Koru, şöyle devam etti:
"Birbirimizi anlamaya çalışmakla ve gerçekten o tereddütlerde ve itirazlarda
üzerinde düşünülmesi gereken noktalar varsa onları raporlaştırıp ilgililere
ulaştırmanın yararlı olacağını düşünüyorum. Akil insanlar bir kurum olarak
dünyada da yeni yeni gelişmekte. Ülkemizde böyle bir şeyin olması doğrudan ve
katılımcı demokrasiye en önemli katkılardan biri olacaktır. Buradan
öğrendiklerimizi siyasetçilere aktaracak olmamız, katılımcı demokrasiye bir adım
daha yaklaştığımı ortaya koyuyor."
-"Bu fırsat kaçırılmamalı"-
Heyet üyelerinden Fadime Özkan da çözüm süreci konusunda İzmirlileri,
Egelileri dinlemeyi ve onlara kendi fikirlerini anlatmak istediklerini söyledi.
Yüz yüze, kalp kalbe ilişki kurmanın önemine işaret eden Özkan, şöyle
konuştu:
Konuşmak her derde çare olabilecek bir mevzu. Belki on yıllardır bu ülkede
pek çok konu, sorun konuşulamadığı için, bazı şeyler hep halının altına itildiği
için korkularımız, tedirginliklerimiz arttı ve konuşulamayan, el uzatılamayan bir
mesele haline geldi. Bir arada, huzurla mutlulukla barış içerisinde yaşayabilecek
bir ülkeye, topluma sahibiz. Bugün Türkiye, son 30 yıldır, bunca kan bulaşmış bir
sorunu çözme konusunda önemli bir evreye geldi. Bu süreç önemli bir süreç. Bu
sürece inandığım ve bu sürece destek verme arzusunda olduğum için artık ölümlerin
olmaması için Türkiyede her sorunu konuşarak çözebileceğimize inandığım için
böyle bir zeminin de oluştuğunu görebildiğim için ve bu imkanı kaçırmamak
gerektiğine inandığım için buradayım."
Özkan, heyet olarak her fırsatı değerlendirerek doğrudan kendilerinin de
parçası oldukları halkla konuşmak, onları dinlemek ve kendi fikirlerini onlara
sunmaya çalışacaklarını belirtti.
Heyetin "halkı ikna etmek" gibi bir misyonunun asla söz konusu olmadığını
dile getiren Özkan, "Asla kimseye bir şey dikte etmek, onları bir şeye ikna etmek
gibi bir niyetle hareket ediyor değiliz" dedi.
Muhabir: Ufuk Kırabalı
Yayıncı: Mehmet Güldaş