ORDU (A.A) - Gökhan Gücüklüoğlu - Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz
Bölgesi Grubu Sekreteri Fatma Benli, çözüm süreciyle ilgili, "Bazı şehit
ailelerinde o kadar sağ duyulu ifadelere rastlıyorsunuz ki ben kendi oğlum için
12 senedir yanıyorum ama artık bunun bitmesini istiyorum, çünkü iki oğlum daha
asker diyen bir şehit babasının ulaştığı olgunluğa ulaşmak çok kolay değil"
dedi.
Benli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Karadeniz Bölgesi Grubu olarak
bölgedeki 18 ilin 16sını ziyaret ederek insanların görüş ve düşüncelerini
aldıklarını söyledi.
Ziyaretlerinde Karadeniz Bölgesinde yaşayan insanların sürece ilişkin neler
düşündüklerini anlama fırsatı yakaladıklarını vurgulayan Benli, "Bunun yanı sıra
biraz daha net bir akla ulaşmalarını sağladık diye düşünüyorum. Çünkü ilk aşamada
Karadenizlilerle ilgili biraz fevri olmanın yarattığı bir düşünce tarzıyla,
birden olumsuz şeyler söylenebiliniyor. Ama berrak bir akılla bakıldığı zaman
olabilecek olumsuzlukları da görebiliyorlar, ondan sonra bunu akıl süzgecinden
geçirebiliyorlar" ifadelerini kullandı.
Benli, toplantıların en verimli tarafının, çok farklı düşüncelerdeki
insanları aynı masa etrafında toplanması olduğunu anlatarak şunları söyledi:
"Çünkü biz kural olarak gideceğimiz her ilde, önce o ildeki odalar,
sendikalar ve sivil toplum örgütlerinden listeler aldık ve olabildiğince bütün
halkın temsilini sağlamaya çalıştık. Bence bu bile tek başına o kişilerin
görüşlerini almak çok değerliydi. Bu anlamda çok güzel toplantılar yaptık. O
toplantılarda çok güzel görüşler ortaya konuldu ki ben 10 ya da 50 kişilik
protestoların bu kadar abartıldığına inanamadım bile. Çünkü önemli olan o halkın
içinde olan insanların düşüncelerini ifade etmeleri idi. Bu anlamda ben Karadeniz
gezimizi çok olumlu buluyorum."
-"Şehit yakınlarının ulaştığı olgunluğa hepimizin ulaşması gerekiyor"-
Yaptıkları toplantılara şehit ailelerini davet etmediklerini ve kendilerinin
onların ayaklarına gittiklerini dile getiren Benli, "Basına kapalı evlerine
giderek onların düşüncelerini aldık. Beni en çok etkileyen onlar" dedi.
Benli, şöyle devam etti:
"İşin doğrusu biz toplantılara şehit aileleri derneklerini çağırmıyoruz.
Çünkü onları basın karşısında destekliyor musunuz, desteklemiyor musunuz- diye
ikilemde bırakmak bize doğru gelmiyor. Biz onların ayaklarına gidiyoruz ve 15-16
ilde şehit aileleriyle buluştuk. Basına kapalı evlerine giderek onların
düşüncelerini aldık. Beni en çok etkileyen onlar. Çünkü gerçekten acıları çok
fazla. Ama bazen bazı şehit ailelerinde o kadar sağ duyulu ifadelere
rastlıyorsunuz ki ben kendi oğlum için 12 senedir yanıyorum ama artık bunun
bitmesini istiyorum, çünkü iki oğlum daha asker diyen bir şehit babasının
ulaştığı olgunluğa ulaşmak çok kolay değil. Ya da ben eşimi kaybettim, iki
çocuğumu kocam olmaksızın büyüttüm ama bundan sonra aynı sıkıntının olmasını
istemiyorum diyen bir şehit eşinin ulaştığı olgunluğa hepimizin ulaşması
gerekiyor."
-"Güzel günler yaşamamıza hiçbir engel yok"-
Benli, toplantılarda Türkiyede başörtüsü yasağında oluşturulan korku
imparatorluğunun, çözüm sürecinde de yaratılmaya çalışıldığını gözlemlediklerine
işaret ederek, "Biliyorsunuz bir başörtüsü yasağını yaşarken 12 sene boyunca
insanlar ciddi ciddi üniversitelerde başörtüsü serbest kalırsa işte Türkiye İran
olur, Malezya olur, başı örtülü öğrenciler başı açık öğrenciler üzerinde olumsuz
etki yapar diyorlardı. Bir korku imparatorluğu vardı ve biz bununla 12 sene
kaybettik. Aynı olayı bu çözüm süreci ile ilgili gözlemlemek mümkün. İnsanlar
(dış güçler ne diyorlar, işte bunun karşılığında ne veriliyor, ne olacak, ne
bitecek) oluşturulan o korku imparatorluğuyla olayı gerçek şekliyle göremiyorlar
ve sadece sloganlarla karşı çıkabiliyorlar. Ama biraz daha oturup konuştuğumuzda
biraz daha gerçekler ortaya çıkıyor. Yani madene de inseniz, Zonguldakta 700
metre aşağı indik ya da Bolunun köylerine gittik 500 metre yukarıya da çıksanız
insanların o ortak akla ulaştıklarını gözlemek mümkün" diye konuştu.
Benli, süreçten ümitli olduğunu belirterek, "Eğer hep beraber bu ülkede
yaşıyorsak çok daha iyiyi bulmak zorundayız. Bunu yapabilecek kapasiteye sahibiz.
Bunun için sadece beraber olmamız gerekiyor. Sadece karşıdan, uzaktan bakıp da
söylemler yerine gerçekten somut olarak ben ne yapabilirim işin bir tarafından
diyerek bakmamız gerekiyor. Bunu baktığımız takdirde çok daha güzel günler
yaşamamıza hiçbir engel yok" ifadesini kullandı.
Yayıncı: Hüseyin Likoğlu