KAYSERİ (A.A) - Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, çözüm sürecine
ilişkin, "Daha fazla büyüyecek, daha huzurlu yaşayacak bir Türkiye için bu
pranganın (terör) çıkarılması gerekiyor" dedi.
Atalay, Orta Anadolu Sivil Toplum Platformunun Kayseri Büyükşehir
Belediyesi Kültür Sanat Merkezinde düzenlediği "El Ele Hep Birlikte Türkiyeyiz"
adlı programda yaptığı konuşmada, şehitlere Allahtan rahmet dileyerek,
Türkiyenin bugünlere onların sayesinde geldiğini ifade etti.
AK Parti Hükümetinin 11. yılında olduğunu belirterek, Allahın yardımı ve
milletin desteğiyle Türkiyenin bütün meselelerine dokunduklarını, sorunları
kökten çözme yaklaşımı içinde olduklarını vurgulayan Atalay, sorunlar çözüldükçe
ülkenin büyüdüğüne dikkati çekerek, Türkiyenin geleceğin 4-5 parlak ülkesi
arasında gösterildiğini anlattı.
Ana hedeflerinin Türkiyeyi daha fazla demokratikleştirmek, ekonomik olarak
daha fazla büyütmek ve uluslararası alanda daha güçlü bir ülke haline getirmek
olduğunu, bugün bu üç alanda da Türkiyenin çok geliştiğini kaydeden Atalay,
daima reformcu bir hükümet olduklarını ve Türkiyeyi normalleştirmenin peşinde
olduklarını ifade etti.
Atalay, "Cumhuriyet tarihinin tamamına bakarak söylüyorum, Türkiye
Cumhuriyeti bugün en yüksek noktasındadır. Her açıdan baktığınızda bunu
görürsünüz" diye konuştu.
Türkiyenin ayağındaki prangaların bir bir temizlendiğini dile getiren
Atalay, şöyle devam etti:
"Bir pranga var ki o devam ediyor. Bu nedir- Terör. 30 yıldır Türkiyenin
halen devam eden bir sorunu var. Şehitlerimiz var, gazilerimiz var, yaklaşık 40
bin insanımıza mal olmuş bir terör tarihimiz var. Daha fazla büyüyecek, daha
huzurlu yaşayacak bir Türkiye için bu pranganın çıkarılması gerekiyor. Biz bu
konuda partimizi kurarken programımıza ne yazdıysak, bugün onları uyguluyoruz.
Yani çözüm süreci bugün başlamış bir şey değil. 11 yıl önce ilk hükümeti
kurduğumuzda biz çözüm süreci politikalarımızı uygulamaya başladık. Önce
Türkiyeyi normalleştirme çalışmalarıyla başladık. Biz hükümet olduğumuzda
Türkiyenin üçte birinde olağanüstü hal vardı. İlk kararlarımızdan birisi
olağanüstü halin kaldırılmasıydı. İlk normalleşmeye o zaman başladık. Peşinden
Devlet Güvenlik Mahkemeleri ve benzer uygulamaları kaldırdık. Bütün bunlar
toplumsal sorunlara neden oluyordu. Türkiyede normal bir demokrasi yoktu,
normal bir hukuk sistemi yoktu."
-"Eskiden yapılan yanlışları gidermek için mücadele ettik"-
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, AK Parti hükümetleri döneminde terörle
mücadelede güvenlik açısından hiçbir aksama olmadığına dikkate çekerek, şunları
anlattı:
"Bütün güvenlik birimlerimizle terörle mücadeleyi etkili şekilde yürüttük.
Onda hiçbir zaaf olmamıştır. Bir yandan da şu politikalara öncelik verdik; Her
şeyden önce terörün istismar ettiği zemini nasıl kuruturuz- Bu tür çalışmalar
yaptık. Çünkü teröre ve bu tür toplumsal gelişmelere tek boyutlu bakamazsınız.
Onun için biz güvenlik politikamızda tam bir paradigma, tam bir yaklaşım
değişikliği getirdik. Güvenlikle ilgili her şeyi yapacağız ama terör örgütü
mensuplarıyla o bölgede yaşayan vatandaşları ayırmamız gerekiyordu. Bunu ayırmaya
çok gayret ettik. Tabi bunu ayırdığınızda şunu da yapmanız gerekiyor: Olağanüstü
hal döneminde yapılmış haksızlıklar var, yanlışlıklar var. Terör örgütünün eline
malzeme vermiş, bölge insanını adeta o yönde teşvik etmiş unsurlar var. Onların
da üzerine gittik. Bir yandan da bölgenin kalkınmasıyla, refahıyla ilgili çok
ileri adımlar attık. Hem demokratikleşme adımları hem ekonomik adımlarla terörün
istismar zeminini nasıl kuruturuz- Biz hükümetlerimiz döneminde buna çok öncelik
verdik."
Vatandaşlar arasında en küçük bir ayrıma meydan vermediklerini vurgulayan
Atalay, eskiden yapılan yanlışları gidermek için mücadele ettiklerini ve bölgeler
arasındaki kalkınmışlık düzeyini eşitleyebilmek için pozitif ayrımcılık
uyguladıklarını kaydetti.
-"Devlet duygusal politikalar izleyemez"-
Atalay, Kürt kökenli vatandaşların da terörle bir yere varılamayacağını
gördüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bugün devlet bir yandan da kendisiyle hesaplaşıyor. Devlet şu hesaplaşmayı
yapıyor: Geçmişte ben terörü bitirmek için hangi çalışmaları yaptım. Bunlar
içinde neler sonuca ulaştı, hangileri olumlu hangileri olumsuz. Bölgede yaşayan
insanları bir anlamda terör örgütünün kucağına iten hangi yanlışları yaptık.
Devlet bunları da gözden geçiriyor. Bunun hepsine bakarak, bugüne geldiğimizi
görüyoruz. Burada özellikle şunu ifade etmek istiyorum, iyi niyetli, samimi
vatandaşın gönlünde terör örgütünü yalnızlaştırmak bizim politikalarımızdan
önemli temellerinden biriydi.
Bir yandan güvenlik güçlerimiz son yıllarda terörle mücadeleye büyük bir
ağırlık verdi. Bir yandan da biz bölge insanını kazanmak için çok fazla çaba sarf
ettik. Biz bu sorunu çözmek istiyoruz, biz üzüm yemek istiyoruz. Kinle, nefretle,
intikam duygularıyla, sırf polisiye tedbirlerle sorunu çözemezsiniz,
çözemiyorsunuz. Dünyanın hiçbir ülkesinde de sırf güvenlik tedbirleriyle bu
sorunlar çözülmemiş. Devlet şuna bakacak, ben vatandaşlarımı nasıl kazanacağım,
yanlış yapanı cezalandırırım ama diğer vatandaşlarımı kazanarak ülkemde birliği,
bütünlüğü nasıl tekrar sağlayacağım. Devlet bunu yapmak zorunda. Devlet birey
gibi kin, nefret, öç alma duyguları içinde duygusal politikalar izleyemez."
(Sürecek)
Muhabir: Orhan Canbulatel
Yayıncı: Ersin Altınsoy