Çözüm süreci

Çözüm süreci -Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Grubu Başkanı Hakyemez: "Ben Karadenizdeki desteğin umulandan çok daha yüksek olduğu kanaatindeyim" -"İnsanlara çarpıcı geliyor, bana da en başta çarpıcı geldi çünkü neticede terör örg


TRABZON (A.A) - Tuğba Yardımcı Mısır - Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Grubu Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez, "Ben Karadenizdeki desteğin umulandan çok daha yüksek olduğu kanaatindeyim" dedi.
     Hakyemez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çözüm sürecini değerlendirirken eleştirenlerin de destekleyenlerin de görüşlerinin saygıdeğer olduğu kanaatini taşıdığını belirterek, şunları söyledi:
     "Dışarıda protesto yapan, hakaret etmeyen kişilerin protestosunun da saygıdeğer olduğu kanaatindeyim, demokratik haklarını kullanıyorlar. Trabzon, Gümüşhane ve Bayburtta yapılan toplantılarda, süreci eleştiren kişinin eleştirisinden ziyade niçin eleştirdiğini öğrenmek istedik. Ben sürece olumsuz bakıyorum diyor. Biz onu aramıyoruz, tamam çözüm süreci olmasın ama öneriniz nedir- Onu da öğrenmek istiyorum. Bunu çok fazla olumsuz kanaat sahibi olanlardan duyamadık. Sadece çok slogonik, klişe laflarla birlikte bunu ifade ettiler ama teferruata giremediler."
     Bu durumun kendisini üzdüğünü ifade eden Hakyemez, "Sadece terör sorunu noktasında eleştirirken değil, her konuda da böyle olması gerekiyor. Söz gelimi enflasyonu, dış ödemeler dengesindeki sorunları, anayasa sürecini eleştirebilirsin ama çözümünüzün olması lazım. Herkes çok rahat şekilde eleştirebilir ama Türkiyede çözümün olması lazım. Çözüm sürecini destekleyenler, bu noktada gerekçelerini daha net ortaya koyabiliyorlar" diye konuştu.
     Hakyemez, Trabzondaki toplantıya katılanların entelektüel seviyesinin çok yüksek olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
     "Genel olarak baktığımızda Karadenizde Trabzonun ayrı bir yeri var, bunu çok rahat şekilde söyleyebiliyorum. Katılımcı listesindeki sayıyı 500den 300e düşürürken çok zorlandım. Bu bize şunu gösteriyor, Trabzon gerçekten Karadenizde farklı bir yer. Bunu orada da konuşmalarla birlikte gösterdi. 50 civarında katılımcı söz aldı, çok güzel tespitlerde de bulunanlar oldu. Akademisyenler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve gazeteciler de çok güzel tespitlerde bulundu. Süreci değerlendirirken birbirine tahammül etmeyi de çok net şekilde sağladılar."
     Gittikleri tüm illerdeki toplantılarda bunu hedeflediklerini anlatan Hakyemez, sözlerini şöyle sürdürdü:
     "Bizi bu noktada çok eleştiriyorlar. Trabzonda da eleştirdiler. Niçin dışarıda protesto edenler orada değil, niçin siz bu çalışmayı Meydanda yapmadınız, Uzun Sokakın başından girip sonundan çıkmadınız gibi. Bizim amacımız insanların süreci nasıl değerlendirdiğini izlemek, görüşlerini, değerlendirmelerini almak ama biz bunu Taksimde, Meydanda başka bir yerde yaparsak orada çok sağlıklı şekilde fikir alışverişi olmaz. Bu protestolardan korkuyorlar ya da şu, bu gibi gerekçelerle de ifade ediliyor, kesinlikle böyle bir şey yok. Bizim hiçbir zaman protestolardan rahatsız olma gibi durumumuz yok, olsaydı bu süreçte yer almazdık, bu kadar hassas bir konuda, böyle protestoların olacağını biliyorduk zaten. Amacımız, karşı olanın niçin karşı olduğunu öğrenmek, endişelerini not almaktı. Bu tarz toplantıların daha isabetli olacağı kanaatindeyiz. Biz bunu sadece Trabzonda yapmadık ki Düzceden itibaren bu şekilde yaptık ve Trabzon 12nci ildi. Gümüşhane 14üncü il oldu."
    
     -"Sessiz çoğunluğun da önemli ölçüde süreci desteklediğini biliyorum"-
    
     Hakyemez, gittikleri illerde şehit ailelerinden birisini veya derneği ziyaret ettiklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
     "Çünkü onların sürece ilişkin değerlendirmeleri çok önemli. Bu ziyaretleri basının huzurunda yapmamak lazım, onlar yaralı insanlar. Bu ziyaretlerde şunu görüyoruz, özellikle bazı aileler yaralarını yüreklerinin derinliklerine gömerek sağduyulu kararlar veriyorlar, değerlendirmelerde bulunuyorlar. Sorunun çözümü noktasında fevri tepkileri falan yok, acı yaşamış ve bedel ödemiş olmalarına rağmen keşke bu süreç çok daha önce olsaydı, 10 sene önce olsaydı ve çocuğumu kaybetmeseydim diyenler var. Bunları önemsiyoruz."
     Çalışmaların tamamının herkesin gözü önünde olduğunu belirten Hakyemez, hiç kimsenin, biz toplantı yerine geldik ve burada bize söz verilmedi diyemeyeceğini çünkü herkese makul süre içinde söz verdiklerini, katılımcıların da hemen hemen her yerde makul süre içinde görüşlerini ifade ettiklerini söyledi.
     Hakyemez, "Ben Karadenizdeki desteğin umulandan çok daha yüksek olduğu kanaatindeyim" diyerek, şöyle devam etti:
     "Trabzon, Gümüşhane ve Bayburtta da bunu teyit ettik. Sessiz çoğunluğun da önemli ölçüde süreci desteklediğini biliyorum çünkü ben de insanların içine giren birisiyim. Bunu bizzat çok değişik kesimlerle yaptığımız istişarenin neticesinde öğrenebiliyoruz. Karadeniz insanı vatanına çok bağlıdır, aynı zamanda terör sorunu karşısında çok da duyarlıdır ve yeri geldiği zaman çocuğunu şehit vermesini de bilir. O nedenle bu sürecin içinde şehitlerin hassasiyeti, vatanın bölünmez bütünlüğü konusunda hassasiyetler vardır, aynı hassasiyetler zaten bizde de var. Bizim gruptaki insanların hiçbirisi uzaydan gelen insanlar değil, 9u da bu bölgenin evladıdır. Özde aslında bizim düşündüğümüzle halkın büyük bir çoğunluğunun düşündüğünün aynı olduğunu görmek bizi sevindiriyor."
    
     -"Türkiyenin temel meselesi sorunları konuşamamasından kaynaklanıyor"-
    
     Türkiyede sorunların hep hükümet temsilcisi ya da bürokrat gibi devlet büyüklerine havale edildiğini anlatan Hakyemez, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
     "Onlar bizim adımıza karar verir diye düşünüyoruz. Evet, yine onlar karar veriyor, mesela süreci yine hükümet yürütüyor ama hükümet şunu yaptı ve bu dünyada da tek örnektir. Akil insanlar ismini çok kullanmasak da diyalog grubu dediğimiz şeyle süreci neden desteklediğimizi halka anlatıyoruz. Hükümet bu işi yapıyor, bizim hiçbir yetkimiz yok, sadece halka anlatıyoruz çünkü bu öyle hassas bir konu ki 30 yıllık terör, 5 bin civarında şehidimiz var. Dolayısıyla insanlarda bir hassasiyet var, hele de bu terör, bölünmez bütünlük noktasında bir tehdit olarak algılanıyorsa bunun önce konuşulması, konuşmak için de uygun bir ortam olması lazım."
     Hakyemez, çözüm sürecinin başlatılması için 2013 yılında uygun bir ortam olduğu kanaatini taşıdığını vurgulayarak, şunları söyledi:
     "Hükümet iyi ki bunu 2013de başlatmış, vesayet aktörlerini devre dışı bıraktıktan sonra. İnsanlara çarpıcı geliyor, bana da en başta çarpıcı geldi çünkü neticede terör örgütünün elebaşısını, İmralıyı muhatap alıyorsunuz ama sonuç eğer çözümse, silahların susmasıyla, Türkiyenin bölünmez bütünlüğüne daha fazla katkı sağlayacaksa o zaman Başbakanın dediği gibi baldıran zehri içerek de bu süreci başlatmak lazım. İnsanlar da artık bu süreçte ön yargısız konuşursanız ve dinlerseniz onu yaşıyorlar. Aslında ya çözüm üreteceksiniz ya da karşı taraftakinin görüşünü kabul edeceksiniz. Onun için bu sürecin en önemli katkısı, bu hassas sorunun halk nezdinde konuşuluyor olmasıdır."
    
     -"Düzcedeki endişe Trabzonda giderildi"-
    
     Sürecin, halk nezdinde konuşulmasının çok önemli olduğuna dikkati çeken Hakyemez, sözlerini şöyle sürdürdü:
     "Çözümde mesela biz şu gerçeği gördük, söz gelimi Düzcede başlarken bölünmez bütünlük noktasında çok ciddi bir endişe vardı ama Trabzona geldiğimizde bu bölünmez bütünlük noktasındaki endişe giderildi. Nasıl giderildi- Konuşularak. Şöyle mesela bunu değerli katılımcılar ifade ettiler, bu memleket 30 yıl silahlı terör örgütü ile mücadele ederken bölünmedi de silahlı terör örgütü silahını bırakacak, yurt dışına çıkacak ondan sonra mı bölünecek, üstelik nerede bölünecek yüzde 50 oy almış olan bir iktidar partisinin inisiyatifinde bölünecek. Bu iktidar partisi önümüzdeki süreçte üç önemli seçim geçirecek ve bu süreçte memleket bölünecek. Artık bu tutarsız bir argüman, dolayısıyla bunu çok fazla insanlar dillendirmemeye başladı ama başka şeyler dillendiriliyor. Bunları da konuşarak ifade etmek lazım ve bazı noktalarda da hassasiyet var insanlarda. Söz gelimi, bu sürecin sonunda ne olacak- Abdullah Öcalan salıverilecek mi, resmi dil ne olacak gibi hassasiyet var. Bunlarla ilgili olarak raporlarımızda insanların hassasiyetlerini hükümete aktaracağız ama bu hassas sorunun konuşuluyor olması da çok önemli. Zaten Türkiyenin temel meselesi sorunları konuşamamasından kaynaklanıyor. Bu sürecin böyle önemli bir katkısı olacak."
    
     -"Acaba ne tür bir tepki alacağız diye düşünüyorduk"-
    
     Hakyemez, çözüm sürecine ilişkin toplantıların ilk başladığı dönemdeki duygularını, şu ifadelerle dile getirdi:
     "İlk baştaki duygu ilk defa halkın içine giriyorduk, acaba ne tür bir tepki alacağız diye düşünüyorduk. İşte Karadeniz farklı bir yerdir, özellikle Samsunda, Sinopta yaşananlardan sonra bize yönelik olarak, siz buralara nasıl gideceksiniz gibi sorular soruldu. Ben oralarda bir sıkıntı olmayacağını tahmin ediyordum, yine de desteğin ve sağduyunun bu kadar yüksek olacağını tahmin etmiyordum.
     Dışarıda gösteri yapan arkadaşlarda da bu sağduyu hakim. Söz gelimi bir taşkınlık vesaire yapmıyorlar, demokratik bir şekilde tepkilerini ortaya koyuyorlar. Bu güzel bir şey ama sürece yönelik desteğin bu ölçüde yüksek olacağını tahmin etmiyordum, bu kadar yüksek olması beni sevindirdi. Elinizde ölçülebilir veri var mı diyeceksiniz, şu anda yok, gözlemlerimize dayalı olarak bunu söylüyoruz ama muhtemelen bu sürecin içinde bu aralar alan araştırmaları yapılıyordur ve muhtemelen bu kanaatimizi araştırmalar da teyit edecektir. En objektif gözlem de bu şekilde ortaya konulmuş olur."
    
     Yayıncı: Murat Kaban

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER