KAYSERİ (A.A) - Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu
Sekreteri Cemal Uşşak, çözüm sürecine ilişkin, "Kürtler ve Kürt olmayanlar,
canımıza tak etti, bu ızdırap sona ersin, kan ve gözyaşı dinsin diyor" dedi.
Kayseri Gazeteciler Cemiyetini ziyaret eden Uşşak, gazetecilikle ilgili bir
kuruluşta başkan yardımcılığı görevi yaptığını söyledi.
Dünyanın her ülkesinde zor süreçlerden geçilirken medyanın üslubunun büyük
önem taşıdığına dikkati çeken Uşşak, "Medyanın üslubu, her konuda önemlidir ancak
bizim ülkemiz gibi kanlı, kirli bir süreci geride bırakmaya çalıştığımız sırada,
40 bin civarında can telef olduğu sırada çok daha önemli hale gelmektedir"
ifadesini kullandı.
Medyanın katkısı olmadan bu tür problemlerin çözülemeyeceğini vurgulayan
Uşşak, bu sürece kimi medya kuruluşlarının ve yazarların destek olmadığını, barış
dilini kullanmadıklarını savundu.
"Medyanın diline dikkat etmesi lazım" diyen Uşşak, şöyle devam etti:
"Elbette gazeteciler görevini yerine getirecektir. Birincisi malum örgütün
liderini veya kurucusunu merkeze alan bir habercilik anlayışı, bu ülkenin Kürt
olmayan vatandaşlarının duygularını tahrik eder. İkincisi o kişi hakkında hal
böyleyken yıllardan beri kullana geldiğimiz sıfatları da tekrar etmenin anlamı
yoktur. Örneğin Bebek katili gibi. Her dediğimiz doğru olmalıdır fakat her
doğruyu her yerde demek doğru değildir. Geçen zaman içinde gördük ki buna pek
riayet edilemedi. Özellikle Türklerin Kürtleri veya devletin örgütü yenmişlik
duygusu ve üslubuyla örülmüş bir habercilik anlayışı, bu barış sürecine hizmet
etmez. Olay her neyse olduğu gibi vermek, Öcalan şöyle dedi gibi ifadeler de
duyguları tahrik eder."
-Heyetin Kayseri ziyaretinde yaşananlar-
Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubunun Kayseri ziyareti sırasında
yaşananlara da değinen Uşşak, yaklaşık iki hafta önce kentte yaşananların ana
akım medyaya aksediliş biçiminin gazetecilik olmadığını ayrıca da sürece hizmet
etmediğini söyledi.
Yaşananlara ilişkin çıkan haberleri değerlendiren Uşşak, şunları kaydetti:
"Takriben 200 kişilik bir topluluğun içerisinde yer alan 15-20 kişilik bir
grup, yüzde 10a tekabül eder. Gayri medeni, usule aykırı bir biçimde hem
konuşmacıların konuşma hakkını hem de dinleyicilerin dinleme hakkını engelleyecek
bir eylem yaptılar. Bu grup oradan ayrıldı, biz geride kalan yaklaşık 150 kişilik
Kayserili ile sükunet içinde bir toplantı gerçekleştirdik. O toplantıda sürece
destek verenler olduğu gibi bu süreci kuşkuyla karşılayanlar da vardı. Söz alıp
düşüncelerini özgürce dile getirdiler. Ertesi gün gazetelere baktığımızda ne
yazık ki toplantının başındaki protesto eylemi verildi ancak o sessiz, sakin
değerlendirmeler yansımadı."
-"Halkın yüzde 60ı sürece destek veriyor"-
Grubun, bölgedeki 13 ilden 9unu gezdiğini belirten Uşşak, halkın yaklaşık
yüzde 60ının sürece destek verdiğini söyledi.
Uşşak, şöyle konuştu:
"Kürtler ve Kürt olmayanlar, canımıza tak etti, bu ızdırap sona ersin, kan
ve gözyaşı dinsin diyor. Öte yandan üçüncü iktidar dönemine güçlenmiş olarak
giren bir siyasi parti, bu terörü inşallah bitirir diyorlar. Bunlarla beraber
kimi vatandaşlarımızın endişeleri de var. Birincisi bu sürecin sonunda malum
örgütün liderine bir özgürlük gelecekse biz bunu hazmedemeyiz, ikincisi Bu
sürecin sonunda dağa çıkarak insanımıza zarar veren, cinayet işleyen insanlara af
gelecekse bunu da kabul edemeyiz şeklinde. Bu, adeta destek veren vatandaşımızın
kaygıları, endişeleri. Kimi Kürt vatandaşlarımızın beklentisi de o ki eğer
geçmişin baskıcı uygulamalarından dolayı dağa çıkmış evlatlarımıza bir af yolu
gelmeyecekse bu barış kalıcı olmaz diyenler de var. Birilerinin endişesi
diğerlerinin beklentisi şeklinde."
Bu endişe ve beklentilerin nereye doğru yol alacağını şimdiden kestirmenin
zor olduğunu ifade eden Uşşak, "Eğer bugünkü özgürlük ortamını Kürt
vatandaşlarımız bundan 20-40 sene önce idrak etmiş olsalardı böyle bir örgütten
de mücadeleden de bugün söz etmiyor olabilirdik. Bu terör, Kürdün Kürtlüğünün
inkar edildiği, dilinin konuşmasının yasak edildiği, Kürtçenin eğitilmesine,
öğretilmesine imkan verilmediği bir dönemin mahsulüdür. Haliyle bu ortam
değiştiğine, mani kalmadığına ve özgürlükler geri geldiğine göre, bu kanlı ve
kirli örgütün ortada durmasının anlamı da yoktur şeklinde değerlendirmelere de
tanık olduk" diye konuştu.
-"Başbakan bize herhangi bir telkinde bulunmadı"-
Bir gazetecinin, akil insanlar görüşmelere başladıktan sonra sürece olan
desteğin artıp artmadığını sorması üzerine Uşşak, Akil İnsanlar Heyetinin
görevinin, insanları dinlemek ve bugünkü mücadele yönteminin öncekilerden farkını
anlatmak olduğunu söyledi.
Uşşak, "Anlatıldığı zaman kuşkuların önemli ölçüde azalmış olduğunu ve buna
bağlı olarak da desteğin arttığını söyleyebiliriz" dedi.
Başka bir basın mensubunun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın akil insanlara
izleyecekleri yolla ilgili bir çerçeve çizip çizmediğini sorması üzerine Uşşak,
şunları söyledi:
"Başbakan ve diğer bir otorite, hiçbir zaman bu heyete şunu yapacaksınız ya
da yapmayacaksınız, şunu tavsiye ederiz ya da etmeyiz gibi bir telkinde
bulunmamıştır. Heyetin çalışma yöntemlerini belirlemesi kendine bırakıldı. Bu
süreci, barış süreci olarak tanımlamak belki sosyolojik bir tanımlama olabilir.
Sosyolojik düzlemde karı-koca arasındaki barıştan, aşiretler arası barıştan,
devletler arası barıştan söz edebiliriz. Bu vakada karşımızda bir devlet olmadığı
için siyasi anlamda barış kavramını kullanmanın doğru olmayacağını düşünüyorum
ama sosyolojik olarak elbette barış süreci denilebilir. İnşallah toplumun tüm
fertlerinin bütün benlikleriyle hissedeceği barış sürecine doğru gidiyoruz."
Bir gazetecinin, Uşşakın söylediği "telef" kelimesinin yerine eskiden
"şehit" kelimesi kullanıldığını belirtmesi üzerine Cemal Uşşak, şöyle devam etti:
"Telef kelimesini, toplamdaki kaybı ifade için söyledim. Hiç şüphesiz ki bir
ülkenin birliğine, bütünlüğüne, güvenlik kurumlarına ve sivil halkına karşı
silahıyla saldıranlara silahla cevap vermek, bir devletin vazifesidir. Bu uğurda
hayatını kaybedenler, şehittir, Mehmetçiktir. Diğer yandan da dağa çıkıp giden,
örgüte destek veren ya da terör örgütünün yaptığı kitlesel eylemlerin muhatabı
olarak ölen insanlarımız da bizim insanımızdır, bu ülkenin vatandaşıdır. Sebebi
ne olursa olsun onları da kayıp olarak görmek durumundayız. Şehit kelimesini o
manada asla kullanmadım."
Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya ise çözüm sürecine
destek verilmesi gerektiğini söyledi.
Sürecin kolay olmadığına dikkati çeken Altınkaya, "Oğlum Şırnakın Gabar
dağlarında 15 ay askerlik yaptı. Yaz boyunca annesi, Şırnakta çatışma var
diyerek uyandı. Büyük sıkıntı yaşadık. Biraz tahammüllü ve sabırlı olmamız
gerekiyor. BDP ve Kandil başta olmak üzere siyasiler de üsluplarına dikkat
etmeli" diye konuştu.
Muhabir: Esma Aygün
Yayıncı: Ahmet Ekici