IĞDIR (A.A) - Emrah Kocabey - Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu
Bölgesi Grubu üyesi Abdurrahman Dilipak, "Beklediğimizden daha başarılı ve daha
umut verici bir süreç yaşadık. Ümit ederim barışa ulaşırız" dedi.
Dilpak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Akil İnsanlar Heyeti olarak yola
çıktıklarında Doğuda kendilerine yöneltilen bir soruyla karşılaştıklarını
söyledi.
Sorulan soru üzerinde, daha önce düşünmediklerini belirten Dilapak, şöyle
devam etti:
"Aslında bildiğim bir konu. Bir annenin iki çocuğu vardı. Biri askerde, biri
dağda. Onun yürek çırpıntıları konuşuluyordu. Bir karı bir koca vardı... İki
örnek vardı. Birinde erkek Kürt, diğerinde ise erkek Türk. Onlar bize dediler ki,
Biz eşlerimizle mutluyuz. Eğer siz Türkiyeyi bölecekseniz, Kürdistan, Türkistan
olursa bunlar da dost olmayacaksa peki biz ne olacağız diye sordular."
Çiftlerin çeşitli sorunlar yaşayacaklarını anlatmaya çalıştıklarını ve
sorunun cevaplanması gerektiğini kaydeden Dilipak, "Bu sorunun cevabı yoktu. Biz,
bir arada yaşayama mecburduk. Var olan sınırlar zaten çok fazlaydı. Konu, yeni
sınırlar çizmek değil. Biz, birbirimize rağmen bir zafer kazanamayacaktık ama
birlikte bir zafer kazanabilirdik ve bu da bölge barışı için, dünya barışı için
olumlu bir katkı olabilirdi" şeklinde konuştu.
-"Biz burada birlikte yaşamak istiyoruz"-
Akil İnsanlar Heyeti olarak Tunceliye gittiklerini anımsatan Dilipak,
şunları kaydetti:
"Burada çok sayıda Alevi topluluğunun yaşadığı bir yer var. Ben orada barışa
bu kadar desteğin verileceğini beklemiyordum. Güzel bir destek vardı ve CHPye
karşı inanılmaz bir tepki ve öfke vardı. Neden bu süreçte CHP önde değil diye.
Bir diğer konu, neden yeni anayasa konusunda engelleyici bir tavır takılıyor
diye. Buradaki insanlar, Artık insan ölsün istemiyoruz, artık köyümüze dönmek
istiyoruz diyorlardı. Kan ve göz yaşı istemediklerini söylüyorlardı. Biz burada
birlikte yaşamak istiyoruz. Geçmişte olduğu gibi tek bir çözümümüz var o da
barıştır. İkinci bir alternatif kabul etmediklerini dile getirdiler."
Dilipak, toplum olarak farklılıkların olabileceğini ifade ederek, "Önemli
olan bu farklılıklara rağmen barış içinde bir arada yaşayabilecek miyiz- Herkes
kendi yoluna devam edebilir ama birlikte adaleti, barışı, hürriyeti, katılımcı,
çoğulcu, şeffaf, insan haklarına saygılı bir hukuk devletini birlikte inşa
edebilecek miyiz- Bu herkesin lehinedir. Barışın ana gündemi, farklıklılarımıza
rağmen barış içerisinde bir arada yaşayabilmek" dedi.
-"Adalet yoksa barış da olmaz"-
Bu süreçte elde edilen barışın sonraki nesiller için baht kaynağı olması
gerektiğini vurgulayan Dilipak, "Bizden sonrakilerin de örnek alabileceği, aynı
şekilde o yoldan geçerek barışa ulaşacağı, bir tecrübe birikimi olması gerekiyor.
Bunu başarabilmemiz için o zaman bizim daha evrensel bir bakışla bu olaya
bakmamız gerekiyor. Bütün insanlığın hayrına olmayacağı bir çözüm önerisinin
bizim önerimiz olmaması gerekiyor. Adalet yoksa barış da olmaz. Adalet, barış ve
hürriyet. Adalet ve barış olmuyorsa hürriyet hiçbir garantiye sahip değildir.
Bizim 3 adımda hedefe ulaşmamız gerekiyor. İlk adımın adalet olması gerekir"
şeklinde konuştu.
Dilipak, dünya tecrübesinden yararlanacaklarını anlatarak, sözlerini şöyle
tamamladı:
"Güney Afrika, İspanya ve İngilterenin tecrübesinden yararlanacağız.
Filipinlerde en son böyle bir barış anlaşması oldu. Bizden öncekilerden örnek
alacağız. Bizden sonrakilere örnek olacağız. Sadece çatışmama temelli bir barış
değil. İdeal, üretken, kardeşçe ve insanca yardımlaşmayı esas alan, temelde
bireysel insanın aklıyla vicdanını düşündüren bir barış olmalı. Bu barış bizi,
insanı insanla barıştıran, insanı tabiatla barıştıran, bir barış olması gerekir
ki bu 3 barış bizi Allahla barışa götürecektir. Doğu Anadolu bölgesinde pek az
tepki vardı. Çoğunluk bir destek vardı. Yaklaşık 40 günlük bir performans
sonucunda gelişmeler doğru yönde ve ileri doğru. Beklediğimizden daha başarılı ve
daha umut verici bir süreç yaşadık. Ümit ederim barışa ulaşırız."
Yayıncı: Yücel Velioğlu