AMASYA (A.A) - Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu
Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez, çözüm sürecine ilişkin, "Bu sürecin başarıya
ulaşması durumunda Türkiyenin bölünmez bütünlüğünün, güçlü Türkiye haline
gelmesinin daha açık bir şekilde sağlanabileceğini düşünüyorum" dedi.
Grup Başkanı Hakyemez ile Grup Başkan Vekili Vedat Bilgin, Grup Sekreteri
Fatma Benli, grup üyeleri Kürşat Bumin, Oral Çalışlar, Bendevi Palandöken ve
Yıldıray Oğur, Büyük Amasya Otelde sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir
araya geldi.
Hakyemez, burada yaptığı konuşmada, Türkiyenin terör sorunu nedeniyle çok
ağır bedeller ödediğini söyledi.
Hükümetin çözüm sürecini önemli ölçüde şeffaf bir şekilde yürüttüğünü ifade
eden Hakyemez, "Çözüm sürecinin başarıya ulaşacağı noktasında olumlu kanaate
sahibim. Teröre karşı mücadele olsun, terörün bağlantılarıyla ilgili gelişmeler,
uluslararası alanda bölgede yaşanan gelişmeler olsun, Türkiyenin lehine durumlar
var. Türkiyenin bunu fırsata çevirmesi gerekiyor" diye konuştu.
Sürecin çok isabetli bir zamanda başlatıldığını dile getiren Hakyemez, şöyle
devam etti:
"Sorunların siyaset yoluyla çözümü noktasında bu sürecin mutlaka denenmesi
gerekir. Bunu desteklerken hiçbir şekilde bölünmez bütünlük noktasında bir
endişeye sahip değilim. Tam aksine, bu sürecin başarıya ulaşması durumunda
Türkiyenin bölünmez bütünlüğünün, güçlü Türkiye haline gelmesinin daha açık bir
şekilde sağlanabileceğini düşünüyorum. Aksi durumda Türkiye yine zayıf bir
şekilde ekonomik imkanlarını teröre kanalize ederek bu sorunla uğraşmaya
çalışacak. Bir 400 milyar dolarımız bu uğurda harcanacak ve bu, Türkiyenin güçlü
Türkiye olması noktasında önemli bir engel olarak kendisini gösterecek."
-"Memlekette bölünme yok"-
Grup üyesi Bendevi Palandöken de siyaset üstü bir kurumun temsilcileri
olduklarını söyledi.
Hiçbir siyasi kurumla organik bağlarının olmadığını vurgulayan Palandöken,
"Çok önemli bir süreci idrak ediyoruz. Bugün yaklaşık 3 aylık bir süreyi
dolduruyoruz. Çok şükür memlekette bir çatışma yok. Memlekette bölünme de yok,
memleketten bir bölümün verilmesi diye bir şey de yok. İnsanların kafasını
karıştırıp, hani tabiri caizse söylerler, bulanık suda balık avlama gibi... Böyle
bir şey yok. Bu memlekette tahmin ediyorum ki ülkesini sevmeyen tek insan
bulunmaz" ifadelerini kullandı.
Grup üyesi Kürşat Bumin, Türkiyenin sorunlarının başında Kürt sorununun
geldiğini savundu.
Türkiyenin zorlu günlerden geçtiğini anlatan Bumin, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"12 Eylül ile Kürtçe konuşmanın yasaklandığı bir ülkeden geliyoruz. Bugün
bize şaka gibi geliyor ama Diyarbakır Cezaevinde biliyorsunuz duvarda Kürtçe
konuşmak yasaktır yazıyor. Bir anne sadece Kürtçe biliyor, oğlunu ziyaret etmiş
ve Kürtçe konuşmak yasak. Yani bütün bunlar, bu ve benzeri pek çok sorunu bugüne
kadar daha da katmerli hale getirmiş durumda. Şimdi bu barış sürecinin iki aktörü
var. Hükümet bu konuda bir inisiyatif almış görünüyor. Karşı tarafta da PKKnın
liderleri, örgütü var. Bu durumda bölünme konusundan vazgeçtiklerini söylüyorlar.
Gerçekten eskiden PKKnın Türkiyede bağımsız bir Kürdistan kurulması isteği
vardı fakat bugün değil."
-"Türkiye kazançlı çıkacak"-
Grup Başkan Vekili Vedat Bilgin, sürecin PKK terör örgütünün tasfiye süreci
olduğunu belirtti.
Tasfiye sürecinin üç aşamadan oluştuğunu anlatan Bilgin, birinci aşamanın
PKKnın silah bırakması, ikinci aşamanın PKKnın yurt dışına çıkması, üçüncü
aşamanın ise PKKnın tasfiye edilmesi olduğunu söyledi.
Son 2 yılda PKKnın 2 bin 700 militanını kaybettiğini örgütün kendisinin
itiraf ettiğini açıklayan Bilgin, "Dolayısıyla PKK, Türkiyeye karşı mücadele
etme gücünü kaybetmiştir. Konjonktürde meydana gelen değişmeler, PKKnın dışarıda
da Türkiyeye karşı mücadelesini imkansız hale getirmiştir" dedi.
Türkiyenin bugün terörü 30 yıl sonra çözecek aşamaya gelmesinin birçok
nedeni olduğunu dile getiren Bilgin, şunları söyledi:
"Türkiyede son yıllarda, 12 Eylülden bu yana yaşanan gelişmelere
baktığımız zaman devletin içerisine çöreklenmiş, daha çok batılı ülkelerde de
benzeri örgütlenmesi bilinen Gladyo ve Ergenekon denilen yapının tasfiye
edilmesi, devletin demokratikleşmesi açısından çok önemli. Devlet kirli
ilişkileri bugün tasfiye ediyor. O soğuk savaşın bir tortusuydu. Soğuk savaş
sonrasında da Türkiyede bir müddet varlığını devam ettirmeye çalıştı. İkincisi,
Türkiye Turgut Özaldan bu tarafa sivil alanda çok önemli gelişmeler elde etti.
Türk modernleşmesi oldukça başarılı bir modeldir."
Bilgin, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye, bu terör meselesini içinde yaşadığı bir değişimle, bölgede yaşanan
değişmelerle çözecek noktaya geldi. Şu anda, Efendim ne veriliyor- tartışması,
bu değişimleri, bu bölgesel değişimleri, bu dinamikleri anlamayanların sorduğu
sorulardır. Türkiye artık kimseyle pazarlık edecek durumda değildir. Türkiyede
bu bölgede pazarlık edecek kimse yok. Türkiye kendi önünü temizliyor, milletin
yolunu açıyor. Türkiyede demokrasi işlerse, milletin iradesi gerçek anlamda
gerçekleşirse, yasa yapımıyla, icraat gücüyle işlevsel hale gelirse, Türkiyenin
çözemeyeceği sorun yoktur. PKK gibi bir terör örgütünün artık bizim yolumuzu
kesemeyeceğini görmemiz lazım. Onun için büyük idealleri olan insanların
Türkiyenin bu büyük yürüyüşüne sahip çıkması gerekir."
Grup Üyesi Oral Çalışlar da PKKnın "Silaha son diyoruz" şeklinde açıklama
yaptığını kaydetti.
Bu açıklamanın ardından Türkiyenin yeni bir duruma geldiğini anlatan
Çalışlar, şöyle konuştu:
"Hepimiz bundan mutluluk duymalıyız. Türkiye sonunda iç çatışma ortamından,
silahlı ayaklanma ortamından giderek kurtuluyor ve barış içinde yeni bir
demokrasiye doğru ilerleme imkanı elde ediyoruz. Bunu yaratabilir Türkiye. Eğer
milliyetçiyse insanlar, milliyetçilerin de buna destek vermesi gerekiyor. Çünkü
sonunda bundan Türkiye kazançlı çıkacak. Türkiye bölgenin, dünyanın etkili
ülkelerinden biri olacak. İç çatışma mı bizi büyütür yoksa iç barış mı büyütür-
Demokrasi mi büyütür kavga mı büyütür- Buna hep birlikte karar vereceğiz."
-"Korku ve kaygıları ancak beraber olursak çözebiliriz"-
Grup üyesi Yıldıray Oğur da 96 gündür Türkiyede hiçbir insanın hayatını
kaybetmediğini vurguladı.
Türkiyenin yeniden birlik ve beraberliğini sağlamaya çalıştığını ifade eden
Oğur, Türkiyenin yeniden birlik ve beraberliğini sağlamak üzere adım attığını
anlattı.
Grup Sekreteri Fatma Benli de grup üyelerinden hiçbirinin maddi ve manevi
kaygısı olmadığını, internette grup üyelerine yönelik bu yönde iddiaların
olduğunu belirtti.
Süreç içinde kaygı ve korkularının olduğunu açıklayan Benli, sözlerini şöyle
tamamladı:
"Bu korku ve kaygıları ancak beraber olursak çözebiliriz. Aynı masa
etrafında konuşarak çözebiliriz. Eğer yanlış birtakım şeyler görüyorsak onu da
aynı şekilde beraberce bir şeyler yaparak çözeriz. O korkuların, kaygıların
yerine gelmemesi için ben ne yapabilirim, doğru bir şeyler varsa o doğruyu devam
ettirmek için ben ne yapabilirim diye düşünmeliyiz. Bağırarak, çağırarak hiç
kimse hiçbir yere gelmedi bugüne kadar. Sadece biz ne yapabiliriz, yoğunlaşalım
lütfen. O zaman hem kendi ülkemizin en iyi noktaya gelmesi için çaba sarf etmiş
oluruz hem de bizden sonraki geleceklere çok daha iyi bir ülke vermiş oluruz."
Muhabir: Fatma Kalay / Orhan Topal
Yayıncı: Hüseyin Likoğlu