DİYARBAKIR (A.A) - Salih Bilici - Dicle Üniversitesi (DÜ)
Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Rüstem Erkan, bir
politikanın sosyal ve ekonomik ayağının olmaması halinde siyasal alanda atılacak
adımların kalıcı olamayacağını belirterek, "Ekonomik ve sosyal politikalar, geniş
genç işsiz kesim üzerinde yoğunlaştırılmalı" dedi.
Prof. Dr. Erkan AA muhabirine çözüm süreciyle ilgili yaptığı
değerlendirmede, sürecin güçlü bir şekilde ilerlediğini ifade etti.
Bölgenin, süreci sonuna kadar götüreceğini gözlemlediğini anlatan Erkan,
"Şimdi en önemli mesele silahsızlandırma meselesidir. Bu silahsızlandırmanın
başarıya ulaşacağını düşünüyorum. Ondan sonra bölgenin diğer sorunları konuşulur.
Aşama aşama ilerler" dedi.
Sürecin en fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesinde desteklenmesine şaşırmamak
gerektiğini dile getiren Erkan, geçen sürede ölümlerin olmamasının büyük bir umut
yaratarak meseleyi soğuttuğunu ve bu ortamın, sorunun daha aklıselim şekilde
tartışılmasını sağladığını vurguladı.
Prof. Dr. Rüstem Erkan, çözüm sürecinde güçlü bir irade olduğu için
provokasyonların amacına ulaşamayacağını da kaydetti.
-Bölgenin büyüme potansiyeli-
Süreçle birlikte bölgenin her anlamda olumlu bir ortama kavuşacağını
belirten Erkan, yıllardır Diyarbakırın aleyhine gelişen ekonomik ve sosyal
sürecin kısa sürede Diyarbakırı bölgenin en gelişmiş kenti konumuna getireceğini
bildirdi. Prof. Dr. Erkan, Diyarbakırın bölgenin en çok büyüme potansiyeli
taşıyan kenti olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"Bu süreçte en çok kazanan il Diyarbakır olacaktır. Diyarbakırın ekonomik
potansiyelini şimdiye kadar Gaziantep ve Şanlıurfa alıyordu. Güvenlik ve şiddet
algısı Diyarbakırı diğer birinci sınıf kentlerin gerisine bıraktı. Fakat bu
süreçte gerek yatırım taleplerine gerekse arsa, ev fiyatlarına bakıldığında
Diyarbakırın bir sıçrama yaptığı görülüyor. Diyarbakırın cazibesi bu süreç
içerisinde önemli ölçüde artacaktır. Dolayısıyla Diyarbakır; iş adamı, esnafı
vesairesiyle bu süreçte en kazanan il olacaktır."
-"Yatırım potansiyeli yüksek bir il"-
Diyarbakırda küresel bir şehir örneğinin olduğunu ve Diyarbakırlı iş
adamlarının, diğer illerinden daha çok Türkiye ve dünya ekonomisine entegre
olduğunu ifade eden Erkan, "Diyarbakırın insan potansiyeli daha gelişmiş
durumdadır. İş deneyimi daha güçlü durumda. Bu daha büyük bir sıçrama
yaptıracaktır. Diyarbakırda az görünen sanayi potansiyeline bakmayın, dünyanın
her tarafına ihracat yapan iş adamları vardır. Diyarbakırın ekonomik olarak
gelişme ve yatırım çekme potansiyeli daha yüksektir. Aslında çeşitli nedenlerle
engellenen, ertelenen yatırımlar Diyarbakıra yöneliyor" diye konuştu.
-Genç işsizler sorunu-
Prof. Dr. Rüstem Erkan, çözüm süreci kapsamında bölgedeki binlerce işsize
yönelik politikaların geliştirilmesinin önemine işaret ederek sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Bu sürecin sonunda sosyal politikaların yeniden şekillendirilmesi
gerekiyor. Mesela Diyarbakır yekpare bir şehir değildir, bir İstanbul modelidir.
Yani çok zengin ile çok fakirlerin bir arada yaşadığı bir kenttir. Çok ciddi bir
zengin potansiyeli olduğu gibi çok ciddi bir yoksul, işsiz genç kitle de vardır.
Sadece dağdan dönecek olanlar üzerinde durulmamalı. Bunlar birkaç bin kişidir ama
Diyarbakıra baktığımız zaman burada binlerce kişi var. Bunlar ne iş yapacak,
politikaların bunun üzerinde durması gerekiyor. Ekonomik ve sosyal politikalar,
geniş genç işsizler üzerinde yoğunlaştırılmalı. Bu 5-10 yıllık bir rahatlama
değildir. Bundan sonra bin yıl daha nasıl huzur içinde birlikte yaşarız, bunun
üzerinde politikalar oluşturulmalı. Bir politikanın sosyal ve ekonomik ayağı
yoksa siyasal alanda atılacak adımların kalıcı olması beklenmemeli diye
düşünüyorum."
Erkan, süreçle birlikte kırsal kesimlerde de hayatın canlanacağını
belirterek, tekrar köylere kitlesel bir dönüş beklemediğini ancak yaşlı kuşağın
köye döneceği ve genel olarak kırsal kesimde hayatın canlanacağı öngörüsünde
bulundu.
-Sürecin kaybedeni CHP-
Çözüm sürecinde muhalefet partilerinin aldığı tavrı da değerlendiren Prof.
Dr. Rüstem Erkan, "BDP, kanadında aykırı bir ses çıkmıyor. CHP, işin dışında
kalsa da aslında çok sert cephe alamıyor, MHP gibi çok cepheden bir saldırıya
geçemiyor. Sadece bekle gör siyaseti izliyor. 75 milyonun içinde herkesin aynı
şeyi düşünmesini beklemek doğru değil. Eleştiriler de olacaktır. Bu eleştiriler
de sürecin belki daha sağlıklı yürütülmesini sağlar. Ama süreci çok sekteye
uğratacak iki taraflı bir muhalefet görülmüyor. Bu sürecin kaybedeni CHP gibi
görünüyor. Bekle gör siyaseti CHPye çok şey kaybettirebilir" dedi.
Akil İnsanlar Heyetinin sürece önemli katkıda bulunduğunu ve bu yöntemle
tartışmanın devletin dışına çıkarak topluma mal olduğunu dile getiren Erkan,
bölgedeki kanaat önderlerinin de çalışmaya dahil edilmesi halinde sürecin daha
verimli olacağını sözlerine ekledi.
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu