MALATYA (A.A) - Yeter Erdine - Eski Saadet Partisi Genel Başkanı
Recai Kutan, çocukluk arkadaşı Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özalla ilgili
anılarını Anadolu Ajansına (AA) anlattı.
Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) Genel Başkanlığı görevini de
yürüten Kutan, çocukluğunun Malatya merkezde Sancaktar Mahallesi Aslantepe
Caddesindeki bahçeli bir evde geçtiğini, karşılarında da Turgut Özalın annesi
Hafize Hanımın baba evinin bulunduğunu söyledi.
Babası bankacı olan Özalın ailesiyle Malatyanın ilçelerinde ikamet
ettiğini aktaran Kutan, yazları annesi ve kardeşleriyle dedesinin evine
geldiğini, tatilini burada geçirdiğini belirtti.
Bütün yaz Turgut ve ağabeyi Korkut Özalla arkadaşlık yaptıklarını dile
getiren Kutan, "Dedesinin evinin bahçesi yoktu. Bizim evimizin arkasında ise 3
dönümlük bir meyve bahçemiz vardı. Biz 3 kardeş, amcamın 3 oğlu, 2 de Özal
kardeşler gelince çok rahat oyunlar oynanabilecek bir kadro teşekkül ederdi.
Turgut Özal, bazen de dayısına dükkanda yardım ederdi" diye konuştu.
Kutan, Özalın sakin ve akıllı bir çocuk olduğunu vurgulayarak, "Bir gün
eşeğin sırtına bineyim derken düşmüş, kolunun biri kırılmıştı. Kolundaki hafif
eğrilik o olaydan kalmaydı" dedi.
Çocukluk yıllarının ardından Turgut Özalla aynı üniversitede yeniden
buluştuklarını ifade eden Kutan, "İstanbul Teknik Üniversitesine 1947de
girdiğim zaman rahmetli Özal 3. sınıfta okuyordu. Korkut Özal da aynı
üniversitede okuyordu. İkisi de parlak öğrencilerdi. Özellikle matematik
ilimlerine büyük kabiliyetleri vardı. Sürekli bir araya gelirdik. Üniversiteden
sonra ben Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünde göreve başladım. Rahmetli Turgut
Bey, Elektrik İşleri Etüt İdaresine girdi. O dönemde kurumun bütün proje
yönetimlerini kendisi yapıyordu" ifadelerini kullandı.
Fırat Nehri üzerinde yapılması planlanan bazı barajların projelerini
birlikte hazırladıklarını kaydeden Kutan, bu projeler için çok yakın iş birliği
yaptıklarını, zaman zaman ihtilaflar yaşadıklarını söyledi. Daha sonra Turgut
Özalın Devlet Planlama Teşkilatında müsteşarlığa tayin edildiğini belirten
Kutan, "Çeşitli kararları istişare ettiği 3 arkadaşı vardı. Yılmaz Ergenekon,
Korkut Özal, üçüncü istişare arkadaşı da bendim. Gece geç vakitlerde telefon
açardı. Evine gider, uzun saatler çalışırdık" şeklinde konuştu.
-Takunyalılar sınıfında sayılıyorduk-
Devlet Planlama Teşkilatının etkin hale getirilmesi için yeni bir
teşkilatlanmaya gidildiğini dile getiren Kutan, şunları kaydetti:
"Bu işlerde ehliyetli, iyi yetişmiş insanlar değişik kurumlardan toplandı.
Bunların önemli bir kısmının özelliği İslamı yaşayan kimselerdi, namaz
kılarlardı. Onlara yakıştırılacak sıfat ne olacak- Bunlar abdest alıyorlar. Öyle
takunya giyeni de görmedik. Sadece Özal kardeşlerin değil, hepimizin adı
böyleydi. Takunyalılar sınıfında sayılıyorduk."
Recai Kutan, Özalın 12 Mart 1971 Muhtırasından sonra kurumdan ayrılmak
durumunda bırakıldığını, Dünya Bankasından davet alınca, bu teklifi kabul edip
etmeme konusunda da kendilerinden fikir aldığını açıkladı. Özal Washingtonda bu
görevdeyken Malatyada kurulacak iplik fabrikaları için kredi temin etmek üzere
Amerikaya gittiğini anlatan Kutan, "Otelde kalmamı istemedi. Beni evinde misafir
etti. Özalın yardımıyla işlerimi kısa zamanda hallettim" dedi.
-MSPden adaylığı-
Özalın 1976 seçimlerinde Milli Selamet Partisinden (MSP) İzmir
milletvekili adayı olduğunu hatırlatan Kutan, aday olmasını partinin istediğini
söyledi.
Kutan, şöyle devam etti:
"Necmettin Erbakanın Özalı seçilmeyeceği bölgeden aday gösterdiği yönünde
iddialar var. Öyle bir şey olamaz. Bizim milletvekili adayımız eski Diyanet
İşleri Başkan Yardımcısı Yaşar Tunagürdü. Yaşar Hoca, Turgut Bey birinci sıraya
geçsin demişti. İzmir sanayi kenti, çok sayıda iş adamları var. Turgut Özalın
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı döneminde onlarla yakın ilişkileri vardı.
Dolayısıyla oradan aday olmasının uygun olacağı düşünüldü."
-"Temelde Milli Görüşten farklı değildi"-
Özalla dünya görüşlerinin farklı olmadığını vurgulayan Kutan, "Ancak
düşüncelerin tatbikinde, bilhassa ekonomik uygulamalarda farklı düşüncelerimiz
olmuştur. Onu da doğal görüyorum. Görüşlerinin temeli itibariyle Milli Görüşten
farklı değildi ancak bunu Milli Görüş diye ifade etmiyordu. Hakikaten
Türkiyeye çok önemli hizmetlerde bulundu" ifadelerini kullandı.
Turgut Özalın ölümüne ilişkin iddialara da değinen Kutan, "Hem mesleğim
itibariyle, hem mizaç itibariyle elimde kesin bilgi ve belge olmadıktan sonra bir
değerlendirme yapmıyorum. Bu işin elbette en yetkilileri hekim arkadaşlarımız.
Onlar da şimdiye kadar Turgut Özal öldürülmüştür diyerek iddiaları
doğrulamadılar. En son mezarı açıldıktan sonra bir değerlendirme yapıldı. Umumi
kanaat de hayır, bir zehirlenme yok şeklindeydi. Ufak tefek bazı bulgular
olmuşsa da ondan öteye pek bir şey olmadı. Allah rahmet eylesin. Turgut Bey hoş
bir seda bırakarak ahirete intikal etti" diye konuştu.
Yayıncı: Cemal Coşkun