TRABZON (A.A) - Meltem Yılmaz - Çocuklara yaşam biçimi olarak
sağlıklı beslenme ve düzenli spor alışkanlığı benimsetmek, obezite riskini
azaltıyor.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim
Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülay Karagüzel, AA muhabirine, obezitenin tüm
dünyayı etkileyen, sıklığı giderek artan bir sağlık sorunu haline geldiğini ve
artık salgın bir hastalık gibi tanımlandığını söyledi.
Türkiyede fazla kilolu ve obez çocukların toplam sıklığının genel olarak
yüzde 13 ile yüzde 25 arasında olduğunu belirten Doç. Dr. Karagüzel, Yıllar
içinde ülkemizde sıklığın giderek arttığı görülmekte. Obez çocukların
ailelerinde, özellikle annelerinde obezite sıklığının yüksek olması da dikkat
çekicidir. Bu çocukların kilo değerlendirmesi mutlaka doktor tarafından yapılmalı
ve obez çocuklar mümkünse çocuk endokrinoloji kliniklerince izlenmelidir. Kilolu
olmayan bir çocuğa verilecek yanlış mesajların gelecekte yeme bozukluklarına yol
açabileceği de unutulmamalıdır dedi.
Doç. Dr. Karagüzel, obezitenin patolojik nedenlerinin nadir olduğunu ifade
ederek, Obezite sıklığının artmasında kötü beslenme faktörleri, yüksek enerjili
beslenme ve kısıtlı fiziksel aktivite yapılması ile genetik zemin rol oynamakta.
Özellikle bolca katkı maddesi içeren, besin olarak değersiz, iştahı kapatarak
normal öğün atlanmasına yol açan hazır gıdalardan uzak durulmalı diye konuştu.
Bebeklerde anne sütü ile beslemeye özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayan
Karagüzel, Bu konuda anneleri teşvik edici çabalar artırılmalı ve mümkün
olduğunca ilk yıl yapay beslenmeden kaçınılmalı. Süt çocukluğu döneminde hazır
mama ile beslenme ve ek gıdaların erken başlanması ileride obezite için risk
oluşturmakta dedi.
Karagüzel, şişmanlık yakınmasıyla getirilen çocukların hepsinde sağlıklı
beslenme ve düzenli spor alışkanlığının olmadığına dikkati çekerek, şöyle devam
etti:
Bu çocuklarda bolca cips, şekerli ve asitli içecekler, patates kızartması
ve fast food tüketimi, dersler veya iklim şartları bahane edilerek fiziksel
aktivite yapılmaması söz konusu. Kremayı çok seviyor diye iki yaşındaki bir
hastamızın anneannesinin, bisküvilerin kremasını ayırarak çocuğa bolca krema
yedirdiğini öğrendik. Bu ve benzeri örnekler, tüm aile bireyleri olarak sağlıklı
beslenme konusunda bilinçli davranım eksikliğini ortaya koymakta.
Bilgisayar ve televizyon başında geçirilen fazla zamanın da hareket
kısıtlamasına yol açarak obeziteye yatkınlık yaratan önemli bir toplumsal sorun
olduğunu dile getiren Karagüzel, Televizyon reklamları çocukları, obeziteye yol
açan sağlıksız gıdalara da yöneltmektedir. Bilimsel verilere göre, 2 yaşından
küçük çocuklara televizyon seyrettirilmemesi, onun yerine bu çocuklarla oynamak,
konuşmak, kitap okumak, şarkı söylemek gibi aktivitelerde bulunulması
gerekmektedir. İki yaşın üzerinde ise günde 1-2 saat sadece kaliteli programlar
için televizyon izlemeye izin verilmeli ifadelerini kullandı.
-Obezite çocuklarda birçok komplikasyon oluşturabiliyor-
Karagüzel, obez olmanın sağlığa pek çok olumsuz etkisi bulunduğunu
belirterek, Çocukluk obezitesinin komplikasyonları çok erken yaşlarda yüksek
tansiyon, metabolik sendrom, şeker hastalığı, karaciğer yağlanması şeklinde
ortaya çıkabilmekte. Ayrıca kalp ve damar sistemi bozuklukları, uyku apnesi,
iskelet sisteminde bozukluklar, ergenlik bozuklukları, sosyal ve psikolojik
sorunlara da yol açmakta diye konuştu.
Obezitenin tedavisi güç olduğu için öncelikle gelişmesinin engellenmesi
gerektiğini ifade eden Karagüzel, sözlerini şöyle sürdürdü:
Çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren yaş grubuna uygun düzenli spor
alışkanlığı kazandırmalı ve arkadaşlarıyla parklarda oynayacağı zamanlar
yaratmalıyız. Bilmeliyiz ki çocuk enerjisini harcayabildiği sürece kiloyla
mücadele etmesi kolaylaşır. Bu konuda anne ve babaların kararlı tutumu önemlidir.
Öğün düzenlerinin sağlanması, gereksiz atıştırmalardan kaçınılması ve akşam
öğününün geç saatlere kaydırılmaması konusunda anne ve babaların özen göstermesi
gerekmekte.
Doç. Dr. Gülay Karagüzel, obezite ile baş etme konusunda altın üçgenin,
yaşam biçimi olarak sağlıklı beslenmeyi ve düzenli spor yapmayı benimsemek ve
aile bireylerinin işbirliğini sağlamaktan geçtiğini kaydetti.
Yayıncı: Orhan Topal