TUNCELİ (A.A) - CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün,
kaçırılmasına ilişkin soruşturma kapsamında savcıya müşteki sıfatıyla verdiği
ifadede, Bahoz ile irtibat kurulmasaydı, Seyithan ile görüştürüldükten sonra
Kandile götürülebileceğimi de düşünüyordum. Fakat kaçırılmam üzerine oluşan
tepkiler nedeniyle örgütün geri adım atmak zorunda kaldığını düşünüyorum dedi.
Aygün, Cumhuriyet Savcısı Osman Altınkayaya verdiği ifadede, olay günü,
Ovacık ilçesinde seçmenleriyle bir araya geldiğini belirtti.
Daha önceden Ovacık ilçesine gelişinde şüpheli herhangi bir duruma
rastlamadığını anlatan Aygün, savcıya şunları söyledi:
Fakat Ovacık ilçesinde özellikle kahvehanede seçmenlerimle görüştüğüm
sırada bazı şeylerin ters gittiğini hissettim. Şöyle ki; kahvehanede bulunduğum
sırada seçmenim olan şu anda ismini ve fiziki özelliklerini hatırlayamadığım bir
kişi gelerek önüme birkaç tane bildiri bıraktı. Bırakılan bu bildirinin başlığı,
Yurtsever Ovacık halkına şeklindeydi. İçeriğinde de Ovacık ilçesinde devletle
işbirliği yapan bazı kimseleri sürgün ettiklerini, ayrıca AKP ve CHPde siyaset
yapan kişilerin buna son vermesi gerektiği yazılıydı. Bu bildiriyi benim önüme
koyan şahıs, beni tehdit etmek amacıyla değil halka Ovacık ilçesinde bir baskı
olduğunu ve bir milletvekili olarak buna nasıl bir çözüm bulabileceğimi sormak
için getirmişti. Ama dediğim gibi bu kişiyi şu an hatırlayamıyorum
Ovacıktan Tunceli istikametine saat 18.15 sıralarında hareket ettikten
yaklaşık 5 dakika sonra Beşevler bölgesinde bulunan köprünün yakınındaki virajda,
bir kişinin canı pahasına aracın önüne atladığını belirten Aygün, Hatta durun
durun diye bağırdı. Fakat kendimizi tehlikeye atmamak adına yola devam ettik. Bu
şahsın giyimi sivildi ve gördüğüm kadarıyla üzerinde silah da yoktu. Önümüze bu
şahıs atladıktan sonra danışmanlarımla bu duruma çok şaşırdık dedi.
Birkaç dakika sonra aynı güzergahta olan beyaz renkli 3 kapalı kasa
kamyonetten birinin kendilerini takip ettiğini anlatan Aygün, şöyle konuştu:
Bu araçlardan yalnızca bir tanesi bizim aracımızı sürekli geçmeye
çalışıyordu. Bu noktada bazı şeylerin ters gittiğini ve tarafıma yönelik bir
eylem planlanmış olabileceğini düşündüm. Hatta bunu yanımda bulunan
arkadaşlarımla da paylaştım. Bu durum hakkında herhangi bir kolluk kuvvetine
bildirimde bulunmadım. Zaten takip edildiğimi anladığım noktadan sonra telefonum
da çekmiyordu. Takip eden araç bizi solladıktan yaklaşık 15 dakika sonra Yoncalı
yol ayrımının Tunceli yönündeki keskin bir virajı dönünce sivil giyimli, 25-29
yaşlarında iki şahsın yolun ortasında durduğunu gördüm. Aracı mecburen durdurmak
zorunda kaldık ve silahlarını bize doğrultarak hemen araçtan inmemizi söylediler.
Araçtan yalnızca ben indim. Kimsiniz, ne yapmak istiyorsunuz- şeklinde
sorduktan sonra kod adının Azad olduğunu sonradan öğrendiğim kişi Biz
PKKlıyız, sizi almaya geldik dedi. Ben de kendilerine, kendilerinin PKKlı
olduğunu bilemeyeceğimi, bu yaptıkları işin suç olduğunu, yanlış olduğunu ve
gelmek istemediğimi, kendileriyle birlikte gitmeyeceğimi söyledikten sonra Azad
kod isimli kişi kendilerinin bir kimliği olmadığını, PKKlı olduklarını ve zorluk
çıkarmadan arabaya binmemizi istedi. Kadir Merkite silah doğrultunca yanımda
bulunan arkadaşların can güvenliğini sağlamak adına çok fazla bir direnişte
bulunamadım.
-Gitmeme konusunda mücadele ettim-
Akabinde hep birlikte kendi araçlarına bindiklerini aktaran Aygün, şunları
anlattı:
Bu sırada yanımızdan araçlar geçiyordu, fakat bunların hiçbirisinin
plakasını ve modelini hatırlamıyorum. Araca bindikten sonra araç içerisinde
tartışmaya devam ettik. Kendileriyle gitmeme noktasında mücadele ettim. Çünkü
beni kaçırarak büyük bir eylem hazırlığı içerisinde olduklarını anlamıştım. Bu
sırada saat tahmini olarak 19.00 sıralarıydı. Beni araçtan silah zoruyla
indirdikten sonra danışmanım Denizin gömleğini giydirdiler ve hiç durmadan
Tunceli istikametine gitmeleri gerektiğini söylediler. Araç hareket ettikten
sonra yanımda bulunan iki PKKlı ile yaklaşık 10 metre Ovacık istikametine
yürüdüğümüzde plakasını alamadığım bir aracın yolun kenarında beklediğini gördüm.
Araç içerisinde hiç kimse bulunmuyordu. Yolumuzun kesildiği noktaya gelirken yol
kenarında bu aracı da görmedim. İki PKKlı şahıs ile birlikte Ovacık yönüne
gittikten sonra Beşevlerdeki tahta köprüden karşıya geçtik. Araç içerisinde
bulunan PKKlı şahıslardan bir tanesinin Ovacık ilçesinden çıktıktan sonra aracın
önüne atlayan şahıs olduğunu anladım fakat net bir biçimde bu iki şahsın da aynı
kişi olduğunu söylemem mümkün değil. Tahta köprüden geçtikten sonra bahçede
çalışan insanları da görüyorduk hatta tam bilmemekle birlikte Konaklar civarından
geçerek Hozat yönüne devam ettik. Araç normal hızla ilerlemekteydi. 10 dakika
kadar araçla ilerledik. Yolun tamamen bozulmasından sonra yürüyerek yine yola
devam ettik. Bir vadiye girdik. Vadiye gelinceye kadar da çarpıcı özelliği olan
herhangi bir yer ya da belirli bir nokta görmedim.
Ellerinde kaleşnikof silah ile 1er tabanca bulunduğunu belirttiği
teröristlerle konuştuğunu ve kendilerine yaptıklarının yanlış olduğunu izah
etmeye çalıştığını anlatan Aygün, eşkallerine ilişkin bilgiler de verdiği
teröristlerle dere yatağında bulunan bir ceviz ağacının altında bir süre
oturduklarını ifade etti.
Azad kod adlı teröristin erzak getireceğini söyleyerek yanlarından
ayrıldığını belirten Aygün, Yanımda bulunan Brüsk kod adlı PKKlı sabaha
kadar uyudu. Bu esnada silahı da yanındaydı. Ben hiç uyumadım dedi.
Sabah saatlerinde havanın soğuk olması nedeniyle bulundukları yerden
ayrılarak tepeye doğru tırmandıklarını anlatan Aygün, şöyle devam etti:
Saat 11.00 sıralarında Azad, yanında erzak getirerek hep birlikte kahvaltı
yaptık. Bu sırada Azad kod adlı terörist, Brüsk kod adlı teröriste noktada
kimsenin bulunmadığını ve noktadan ayrıldıklarını söyledi. Brüsk de dert
etmemesini söyledi.
-Eylem talimatı Seyithan kod adlı teröristten-
Milletvekili Aygün, 14 Ağustosta sabaha karşı 4 teröristin daha
bulundukları yere geldiğini, birbirleriyle çok fazla konuşan bu 4 kişiden birinin
17 yaşlarında olduğunu belirtti.
Bu teröristlerin eşkalleri hakkında bilgiler veren Aygün, Brüsk kod adlı
teröristin üniversite terk olduğunu da öğrendiğini söyledi.
Aygün, şunları söyledi:
Kürt sorununun çözümü noktasında bağımsız bir şekilde hareket ettiğim
takdirde daha mutlu olacaklarını söylediler. Dağlarda kalmak istemediklerini,
normal hayatlarına dönmek istediklerini belirttiler. Bu eylemin tamamen
propaganda amaçlı olduğunu ve bunu Dersim sorumlusu Seyithanın talimatıyla
yaptıklarını ve beni ana karargahta Seyithan kod adlı teröristin yanına
götüreceklerini söylediler
-Kandile götürülebileceğimi de düşünüyordum-
Teröristlerin kendi aralarında konuşurken Bahoz Erdalla görüştüklerini
ifade eden Aygün, Bahozun, benim hiçbir şekilde zarar görmemem gerektiği
talimatını verdiğini duydum dedi.
Sonra tepeye doğru yürüdüklerini ve stabilize bir yola ulaştıklarını anlatan
Aygün, teröristlerin daha sonra yolu tarif ederek kendisini serbest bıraktığını,
teröristlerin nereye gittiğini bilmediğini söyledi.
Bırakıldıktan sonra 2 saat yürüdüğünü ifade eden milletvekili Hüseyin Aygün,
kendisini tanıyan bir vatandaşın aracına aldığını, Tunceli karayolu üzerindeki
tahta köprüde bu araçtan indiğini, yoldan geçen bir pikapla da Torunoba Jandarma
Karakoluna gittiğini belirtti.
Aygün, Anladığım kadarıyla Seyithanın talimatıyla siyasi propaganda
maksadıyla kaçırıldığımı düşünüyorum. Hatta Bahoz ile irtibat kurulmasaydı,
Seyithan ile görüştürüldükten sonra Kandile götürülebileceğimi de düşünüyordum.
Fakat kaçırılmam üzerine oluşan tepkiler nedeniyle örgütün geri adım atmak
zorunda kaldığını düşünüyorum ifadelerini kullandı.
Bahoz Erdalla görüşen teröristlerin ellerinde telsiz veya cep telefonu
görmediğini de aktaran Aygün, teröristlerden birinin zaman zaman yanlarından
ayrılarak Bahozla görüştüğünü tahmin ettiğini belirtti.
(Bitti)
Muhabir: Haydar Toprakçı - Ensar Özdemir
Yayıncı: Ahmet Ekici