ADIYAMAN (A.A) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Suriye
ile ilgili NATOdan füze talebinde bulunmak, ben her an savaşa girebilirim
demektir. Bunun savunmayla bir alakası bulunmamaktadır dedi.
Oran, çeşitli sivil toplum kuruluşlarını ziyaretinin ardından CHP İl
Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın
dizilere yönelik açıklamasını eleştirdi.
Yapılan açıklamalarla yargının yönlendirilmeye çalışıldığını öne süren Oran,
Artık Başbakan işi gücü bıraktı televizyon dizileriyle değerlendirmelerle,
yargıyı yönlendirmeye çalışıyor. Bu gerçekten hem Türkiyenin ağırlığına,
geleneğine hem de devlet adabına yakışmıyor. Hem demokrasi ile bağdaşmıyor. Yani
bir Başbakanın kalkıp da bu dizileri kaldırın, yargı yoksa gereğini yapacak
demesi çok anlamsız diye konuştu.
Oran, Başbakan Erdoğanın açıklamalarına yönelik bir soru önergesi verdiğini
ifade ederek, şunları kaydetti:
Türkiye Cumhuriyetinde Başbakanın görevleri arasında dizi senaryolarını
denetlemek diye bir madde var mıdır- diye Başbakana sordum. Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanının mesaisinin yoğunluğunu düşündüğünüz zaman da nasıl bu yayınlanan
televizyon dizilerini izlemiş onu da merak ettik. Yani çünkü orada bir sürü
detay veriyor. Bu dizilerin takibi, senaristlerin, yönetmenlerin, patronların
kınanması için özel bir ekip mi kurdu- Acaba bir bakanlığa talimat mı verdi- Bunu
kendisine sordum.
Oran, Türkiyenin zor bir süreçten geçtiğini, dış politikada savaş riski
bulunduğunu, içeride ise terör tehdidi olduğunu öne sürdü. Türkiyenin savaşın
eşiğine getirildiğini ileri süren Oran, şöyle devam etti:
Ekonomik krizler kapımızda. Çiftçinin durumu ortada. Emeklinin, esnafın
durumu ortadır. Bunlarla uğraşmak ve çözüm üretmek yerine sayın Başbakan,
baktığınız zaman neredeyse Türkiyeyi zora sokacak hamleler yapıyor. Suriye için
teskere çıkartmak... Bunun anlamı ben her an savaşa girebilirim demek. Suriye
ile ilgili NATOdan füze talebinde bulunmak, ben her an savaşa girebilirim
demektir. Bunun savunmayla bir alakası bulunmamaktadır. Savunma olacaksa, zaten
Birleşmiş Milletler, NATO bunların ortak kararları ile bu çalışmalar yapılır.
Başbakan bu noktada gerçekten artık Türkiyeyi savaşın içerisine sürüklüyor.
Bütün Ortadoğuyu karşısına alıyor. Çok tehlikeli bir süreç bu. Bunun bir an önce
normale dönmesi gerekiyor. Mecliste bunların tartışılması gerekiyor. Başbakan dış
politikayı kendi parti yetkilileriyle belirlememesi gerekiyor. Dış politika bir
devlet politikasıdır. Devlet politikasında bürokratlar, dışişleri mensupları bu
işi yapar. Fakat sayın Başbakan bu süreci kendi partisiyle yönetmekte ve
Türkiyenin parlamenter sistemini de yanlış bir şekilde yönlendirmektedir.
-Belde belediyelerinin kapatılması
Oran, belde belediyelerinin kapatılmasının halka sorulması gerektiğini, bu
konuda halkın iradesinin hiçe sayıldığını savundu. Cumhurbaşkanının bu konuda
yasayı parlamentoya göndermesini beklediklerini ifade eden Oran, şöyle devam
etti:
Türkiyede bugün 29 tane il özel idaresi, bin 582 tane belediye, 16 bin 82
tane köy kaldırılıyor ve kapatılıyor. Bir taraftan milli irade diyoruz, bir
taraftan parlamenter sistem diyoruz ve halkın iradesi her şeyin üstünde
diyoruz ama halkın görüşüne başvurmadan yaklaşık 12 milyon kişiyi ilgilendiren
bir kararı meclisin sadece yüzde 49 çoğunluğuyla yasalaştırıyoruz. Bu da
demokrasi ile bağdaşmayacak bir durum. Parlamentoda 4 parti var, 3 parti hayır
diyor, AKP evet diyor. Bunların kapatılmasını onaylıyor. Bunun milli iradeyle
bağdaşabilir bir tarafı yok.
Orada yaşayan insanlarımıza da onlara sorulması gerekiyor. Bu konuda sayın
Cumhurbaşkanımızın da sağduyulu davranması... Ve yetkileri belli
Cumhurbaşkanımızın anayasada. Oradaki yurttaşlarımızın düşüncelerini dikkate
almalı. Yok eğer, ben yine Çankaya noteri olacağım, AKPnin arka kapısında ben
bir takım şeyleri tasdik yapıyorum derse, o zaman Türkiyeyi hakikaten son
derece ucu karanlık bir noktaya götürür. Biz sayın Cumhurbaşkanından sağduyulu
davranmasını bekliyoruz. Bu konuda bunun parlamentoya tekrar gönderilerek,
gerekli müzakerelerin görüşülmesi konusunda bir davranışta bulunmasını
bekliyoruz.
Umut Oran, sosyal adaletin, sosyal güvencenin önemli bir destekçisi olması
gereken TOKİyle ilgili 4 gün önce 60 milyon liralık bir yolsuzluk ortaya
çıktığını iddia etti.
Bu konuda sorumlu Bakanın sorumluyum dediğini, suçu kabul ettiğini ancak
bir hata yapılıyorsa istifa edilmesi gerektiğini savunan Oran, Ne kendisi
istifa ediyor, ne de onun bağlı bulunduğu Başbakan onun istifasını istiyor.
Gerçekten böyle bir yolsuzluk olayına tanık olmak ve bunu kendisinin itiraf
etmesi ve hiçbir şey yokmuş gibi devam etmesi üzücü bir şey diye konuştu.
Muhabir: Hakan Furkan - Mehmet Fatih Aslan / Sevil Çelik
Yayıncı: İsmail Fidan