SAKARYA (A.A) - CHPli bir grup milletvekili, Sapanca ilçesinde
kurulması planlanan taş ocağına tepki göstererek, kararın iptali için başlatılan
imza kampanyasına destek verdi.
Yanıkköyde kurulması planlanan taş ocağına karşı çıkan köy sakinlerinin
başlattığı mücadeleye destek vermek için köye gelen milletvekilleri, köy muhtarı
Sibel Baykaldan taş ocağı hakkında bilgi aldı.
Köy meydanında halka hitap eden CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal,
temel hakların anasının çevre hakkı olduğunu belirterek, Anayasanın 44., 56.
ve 163. maddelerinin çevrenin korunmasına yönelik olduğunu söyledi.
Tanal, anayasal hükümlerin yanında Çevre Kanununa da işaret ederek, Çevre
Kanunu, her vatandaşımıza çevreyi kollama, koruma görevini ve ödevini vermiş
durumda. Çevreyi koruma ve kollama kaymakamlık, emniyet teşkilatı ve her
vatandaşın görevidir dedi.
Tanal, şöyle konuştu:
Burada yapılanlar insanın yaşamına uygun mu, değil mi- Yanıkköy halkına,
çevre ve doğanın katliamına son vermek için hukuksal destek anlamında ne
gerekiyorsa yapacağız. Yanlarında olduğumuzu hissetmeleri gerekir. Emperyalist
ülkeler, kendi çıkarları için Afrikayı mahvetti. Şu anda sıra Türkiyeye gelmiş
durumda. Ülkemizde geçmişte yalnızca iş yeri ve konut satmayla ilgili yasa
varken, mütekabiliyet esası gereği yabancılar ülkemizde mülk satın alırken,
karşılık ilkesi kaldırılarak 30 dekara kadar yabancılar her yenden mülk
edinebilecek.
-Hızlı tren çalışmaları-
Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ise bölgeyi iyi bildiğini, aynı sorunların
Kocaelide de yaşandığını dile getirerek, bazı yanlış projeler yürütüldüğünü öne
sürdü.
Bölgede hızlı tren projesinin amacı dışında gerçekleşeceğini ileri süren
Akar, hızlı trenin 160 kilometreyi geçmeyeceğini, aynı anda yük treni,
Türkiyenin her tarafına ulaşacak yolcu trenleri ve banliyö trenlerinin
güzergahtan sık aralıklarla geçeceğini, bu nedenle de hızlı tren mantığından
uzak, yanlış bir yatırım yapıldığını iddia etti.
Taş ocağı yapılması planlanan Yanıkköyün ise yalnızca bölgenin yeşili
olmadığını, İstanbulun soluk alabildiği, yaşam alanı olan bir bölge olduğunu
savunan Akar, şöyle devam etti:
Benzer bir sorun Karadenizde de yaşanıyor. Karadenizin dağlarında HES
yapıyor, bu HESlerle Türkiyenin elektrik üretimine katkı sağlayacaklarını
söylüyorlar. Türkiyedeki tüm HESler bittiğinde elektrik üretimine katkısı yüzde
2 olacak. 200-300 kişinin çalıştığı bir fabrikayı ancak çalıştırabilecek güçte
elektrik üretilecek. Buna rağmen tüm dağlardaki suları verip HES kurduruyorlar.
Afşin Elbistanda 4 milyar ton kömür var. Bin 300 ve bin 500 megavat gücünde iki
termik santral bulunuyor. Orada 6 bin megavatlık daha kapasite var, bu da 300
HESe bedel.
Akar, bölgede tek çevre sorununun Yanıkköyde yaşanmadığına dikkati çekerek,
Karasuda bir çimento fabrikası kurulacak ama Karasuyu bekleyen daha büyük bir
tehlike var. POSCO diye bir fabrika kuruluyor. Bu firma bir fabrikasını da
İzmite kuruyor. Soğuk haddelemeyi İzmitte, sıcak haddelemeyi de Karasuda
yapacaklar. Sıcak haddeleme Dilovası, yaşamın bitmesi demektir. Türkiye,
sermayeye bu kadar peşkeş çekilmez. Davanızda haklısınız, bu davaya destek vermek
için buradayız. Birlik ve beraberlik içinde davanıza sahip çıkar, kenetlenirseniz
geri adım atarlar diye düşünüyorum diye konuştu.
-Siyaset yeterli değil-
CHP Bursa Milletvekili Kemal Ekinci de çevre katliamı diye
nitelendirilebilecek yatırımların tümünün Maden Yasası ile ilgili olduğunu
ifade ederek, şu bilgileri verdi:
Maden Yasasında değişiklik yapıldı, girişimciler yalnızca koordinatlarını
belli ederek hak talebinde bulundular. Bunun altında yatan iki neden var.
Türkiyede madenlerin uluslararası şirketlere peşkeş çekilmesidir. Bunun içinde
altın dahil, mermer ocakları ve taş ocakları var. Hemen kuzey kesimde kırsal alan
bulunuyor. Eğer söz konusu kalkerse aynı özellikte ocaklar buralarda da var. Ne
yazık ki, bilinmeyen bir el Türkiyenin en güzel kaynaklarını, en sevimli
coğrafyasını tahrip etmek için özel biçimde görevli kılınmış. 20 kilometre ötede
7-8 maden, Kandıra tarafında müsait alanlar varken, ne hikmetse burası seçilmiş,
ucuza mal edilecek, pahalıya satılacak.
Tüm bunların önüne geçmek için siyaset yeterli değil. Halk kendini
bilgilendirecek, bilinçlendirecek. Halkın uyanışıyla bu tür şeyleri önlemek
mümkün olur. Bu direnç sadece bugün değil, bundan sonra da devam etsin.
TBMM Çevre Komisyonu Üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur ise halk
ve kamuoyu desteği olduğu zaman geri adım atıldığını savunarak, Bu direniş
kırılmasın diye seslendi.
Çevre Komisyonu üyeleri olarak, Türkiyenin çevre sorunlarıyla
ilgilendiklerini anımsatan Onur, Özellikle milletvekillerimizin bölgelerindeki
çevre sorunlarını bize aktarmalarını istiyoruz. Türkiye çevre sorunları
envanterini oluşturmaya bile başladık. Durumun koşullarına bakmak ve yanlıştan
dönülmesini sağlamak için avukat, hukukçu ve bölge milletvekillerimizle yanınızda
olacağız ifadelerini kullandı.
Sakarya Milletvekili Engin Özkoç da Bizim bakışımıza göre, her şey insan
içindir. Toplumsal refleks göstermemiz gerekiyor. Bu refleksi Yanıkköy gösterdiği
için buradayız dedi.
Konuşmaların ardından milletvekilleri, taş ocağının kurulmasının iptali için
başlatılan imza kampanyasına destek verdi.
Muhabir: Tahir Turan Eroğlu
Yayıncı: Kemal Kaymak