KASTAMONU (A.A) - Mehmet Tuğcu - Esra Karamuk - Kastamonunun
Taşköprü ilçesine bağlı Kadı köyündeki caminin bahçesinde Osmanlı döneminde görev
yapan kadıya ait olduğuna inanılan mezardan Roma dönemine ait bin 800 yıllık
mezar taşı çıktı.
Kadı köyüne adını veren Kadının mezarı olduğu tahmin edilen ve yıllardır
Kadı Köyü Camisi bahçesindeki mezarın üstünde, yazılı kısmı toprakla dolu içe
gelecek şekilde duran Roma dönemine ait mezar taşı, tesadüfen ortaya çıktı.
Cami bahçesinde olduğu için önemli bir dini kişi olduğuna inanılan kadıya
ait mezarda, üç parça halindeki mezar taşının, arkeologların yaptığı araştırmaya
göre bin 800 yıllık olduğu belirlendi.
İncelemelerde, taşın üzerindeki yazılardan M.S. 213 yılında ölen bir Romalı
kadın için dikildiği tespit edildi. O dönemde, Taşköprü bölgesinde M.Ö. 64
yılında Romalı komutan Pompeius Magnusun kurduğu Pompeiopolis antik kenti,
Paflagonya eyaletinin başkenti konumunda bulunuyordu.
Öte yandan mezar taşında, ölen kadının ailesinin şu sözlerine yer veriliyor:
Ben, Julia annen. Seni övgüyle anıyorum. Ben, Loullus, senin oğlun. Benim
tarafımdan en tatlı şekilde sevildin. Sen yaşarken anne diye çağrılırken ve şimdi
artık öldün. Senin hatıran, hiçbir zaman unutulmayacak
-Prof. Dr. Latife Summerer-
Kastamonu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Pompeiopolis Antik Kenti Kazı
Başkanı Prof. Dr. Latife Summerer ise Kadı köyündeki caminin bahçesindeki mezarda
bulunan taşların mezardan çok daha eski ve Yunanca yazıtlar olduğunu kaydetti.
Mezar taşında, adına dikilen kişinin ölüm yılının açıkça M.S. 213 yazdığını
belirten Summerer, stel ve mezarda yazan ifadeleri Türkçeye çevirdi.
Uzun bir yazıt içinde çok güzel bilgilerin yer aldığını ve taşların çok
önemli bir tarihi buluntu olduğuna dikkati çeken Summerer, Bu mezar taşının en
büyük özelliğinin ölüm yılının net olarak yazılması. Bu tarz mezarlarda daha çok
ölüm yılı yer almamakta ya da günümüze ulaşmamakta diye konuştu.
-Kadı köyü muhtarı Erol Ünal-
Kadı Köyü Muhtarı Erol Ünal ise cami bahçesindeki mezarın köyün ismini
aldığı ve Osmanlı döneminde kadılık yapan kişiye ait olduğunu bildiklerini
söyledi.
Fakat tarihi tam olarak bilinmeyen mezarın dedeleri zamanından beri cami
bahçesinde bulunduğunu kaydeden Ünal,mezarın köy halkı tarafından her zaman
itinayla korunduğunu vurguladı.
Ünal, resmi kayıtlarda mezara ve kadıya ait herhangi bir bilgiye
ulaşamadıklarını belirterek, büyüklerinin verdiği bilgiye göre Osmanlı döneminde
yaşayan ve bölgede yöneticilik yapan bir Kadıya ait olduğunu tahmin
ettiklerini dile getirdi.
Mezar taşlarından bir kısmının üzerindeki yazıları onarım esnasında görenler
olduğu bilgisini veren Ünal, şöyle devam etti:
Taşlar, bu mezara ait değil. Yapılan incelemelerde de bu görüldü. O dönem
ki büyüklerimiz, sanırım onarım esnasında o taşları bularak, bu mezarda
kullanmışlar. Mezarın yapılışına göre, taşların bu mezara ait olmadığı fakat
yıllar önce konulduğu söylendi. Mezardaki diğer taşlar kesme taş şeklindeyken, bu
üç parçanın ayrı taş olduğu görülüyor
Köylerine gelen Kastamonu müzesi yetkililerinin yaptıkları araştırmada bu
mezar taşlarının tarihi nitelik taşıdığı ve bin 800 yıllık geçmişe sahip olduğunu
tespit ettiğini vurgulayan Ünal, arkeologların yaptığı incelemenin ardından
tarihi taşların zabıt karşılığı müzeye teslim edildiğini kaydetti.
Yayıncı: Ebubekir Gülüm