KONYA (A.A) - Türk İslam sufilerinin en tanınmışı olan ve ölümü
sevgiliye (Allaha) kavuşmak olarak gören Mevlana Celaleddin-i Ruminin yaşama
gözlerini yumduğu 17 Aralık Şeb-i Arus olarak tanımlanıyor. Bugün farklı din
ve kültürlerden insanlar Konyada bir araya geliyor.
Başta Mesnevisi olmak üzere diğer eserleriyle günümüze kadar ulaşmış büyük
bir düşünür olan Mevlana, yetiştiği siyasi karışıklık ve savaş ortamında o
dönemdeki insanların en çok ihtiyaç duyduğu sevgi, hoşgörü ve barış temasını
İslam ışığında sıkça işlemesiyle ön plana çıkıyor.
Büyük düşünür Mevlana Celaleddin-i Ruminin, yüzyıllar öncesinde söylediği
çağdaş fikirleriyle günden güne değeri daha da artıyor.
Bugün Mevlana dendiğinde ilk akla gelen, onun insan sevgisi ve hoşgörüsü
olan Mevlana Celaleddin-i Ruminin yüz yıllar öncesinden yaptığı Gel ne olursan
ol yine gel çağrısı, hala günümüzde etkisini sürdürüyor.
Bugün farklı dillere çevrilmiş ve birçok unsuru içinde barındıran
eserleriyle dikkati çeken Mevlana, her yıl Aralık ayında düzenlenen programlarda,
çeşitli etkinliklerle anılıyor.
Ölümü sevgiliye (Allaha) kavuşmak olarak gören ve hayata gözlerini yumduğu
17 Aralık gecesi Şeb-i Arus olarak tanımlanan Mevlana 739. yıl dönümünde,
şiir, sema ve müzikle harmanlanmış Şeb-i Arus töreninde, farklı din, dil, ırk
ve mezhepten insanları bir araya getirmeye devam ediyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu semazenlerinin
sunduğu sema gösterileri ise etkinliğin en önemli unsuru olarak görülüyor.
Bu yıl düzenlenen Mevlananın 739. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma
Etkinlikleri kapsamında bugün gerçekleştirilecek Şeb-i Arus törenine Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tacikistan
Cumhurbaşkanı İmamali Rahman ile çok sayıda bakan ve büyükelçinin katılması
bekleniyor.
Şeb-i Arus programı Mevlana Kültür Merkezinde genel yayın yönetmenliğini ve
solistliğini Ahmet Özhanın yaptığı Türk Tasavvuf Müziği Konseri ile başlayacak.
Ardından tasavvuf müziği eşliğinde sema gösterileri gerçekleştirilecek.
-Sema-
Mevlana, daha çok törenlerde gerçekleştirilen ve Mevlana ismiyle adeta
özdeşleşen sema törenleriyle biliniyor.
Mevlevilik deyince ilk akla gelen sema, lügatte işitmek manasındadır. Terim
olarak, musiki nağmelerin dinlerken vecde gelip hareket etmek, kendinden geçip
dönmektir.
Sema, sembolik olarak, kainatın oluşumunu, insanın alemde dirilişini, yüce
yaratıcıya olan aşk ile harekete geçişini ve kulluğunu idrak edip İnsan-ı
Kamil e doğru yönelişini ifade ediyor.
Mutrıb ve semazenlerin şeyh postunu selamlayıp, semahanede yerlerini
almalarından sonra postnişin, semahaneye girer, mutrıb ve semazenleri selamlayıp
posta oturur.
Sema töreni, Nat-ı Şerifle başlar. Nat-ı Şerif kainatın yaratılmasına
vesile olan Hz. Muhammedi öven, Mevlananın bir şiiridir.
Ardından postnişin ve semazenler, sema meydanında sağdan sola doğru dairevi
bir yürüyüşe başlarlar. Sema meydanını üç kez dolaşmaktan ibaret olan bu yürüyüşe
Devr-i Veledi denir.
Sema Mevlevilik geleneğine göre okunan Kuran-ı Kerim ve dua ile sona erer.
Muhabir: Metin Bolat
Yayıncı: Ahmet Kayır