BALIKESİR (A.A) - Hakan Firik - Burhaniyede, Ordulu bir
vatandaş tarafından kurulan, Anadolu yaşamından kesitlerin sunulduğu müzede
sergilenen objeler hareket ediyor. Çift süren, ağaç kesen, un değirmeni çeviren
erkek, ütü yapan, yün eğiren, halı dokuyan, dikiş diken kadın mankenler,
üzerlerindeki sensör aracılığıyla gelen ziyaretçiyi algıladıktan sonra harekete
geçiyor.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Burhaniyenin E-87 karayolunda, 300
metrekare kapalı alanda bulunan Bizim Köy Etnografya Galerisi adlı Anadolu
müzesi, 2007 yılında Ordulu Nurdaş Yılmaz tarafından 500 bin lira harcanarak
kuruldu. Anadolu yaşamından kesitlerin sunulduğu, genellikle cansız mankenlerle
güçlü anlatımın sergilendiği müzeyi diğerlerinden ayıran en önemli özellik,
içinde bulunan insan, hayvan mankenleri ile ev ve tarım aletlerinin hareketli
olması.
Müzeyi gezmeye gelenleri ilk olarak siyah önlüklü hareketli bir manken
öğrenci, hoşgeldiniz diyerek karşılıyor. Bu öğrenciyi görenler içeride
kendini nelerin beklediğini az çok tahmin edebiliyor.
-Çocukluğunuza, köyünüze, kısa bir yolculuk yaptırıyor-
Bizim Köy Etnografya Galerisinde birçok erkek ve kadın manken,
üzerlerindeki sensörler aracılığıyla gelenleri algılayıp bağlı oldukları küçük
motorlar sayesinde harekete geçiyor. Her hareket, müzeyi gezenleri çocukluğuna,
köyüne, geçmişine kısa bir yolculuk yaptırıyor.
Yöresel eşyaların da bulunduğu müzede, ağaç kesen, halı dokuyan, karabasanla
çift süren, un değirmenini çeviren erkek mankenler, kömür ütüsüyle ütü yapan,
halı dokuyan, bulgur öğüten, yün eğiren, dikiş makinesinde çalışan kadın
mankenler hareket ediyor. Bir manken ise yanına yaklaşıldığında önündeki Kuran-ı
Kerimi okuyor.
Tarihi tarım aletleri, koyun, öküz, odun taşıyan eşeğin bile hareketli
olduğu müzeyi, yolu E-87 karayolundan geçen çok sayıda kişi geziyor.
-Bazı yaşlılar gezerken ağlıyor-
Müzeyi kuran Nurdaş Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 27 yıllık bir
birikimin eseri olan müzeyi 500 bin lira maliyetle kurduğunu ancak 5 yılda
yaptığı harcamanın çok daha fazla olduğunu söyledi. Müzeden köyünü, çocukluğunu
özleyen yaşlıların çok etkilendiğini dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
Bazı yaşlılar gezerken ağlıyor. Her biri, müzede mutlaka kendinden bir
şeyler buluyor, hatıraları canlanıyor. Bu müzedeki her şeyi köyde tek tek
biriktirdim. Sonra da biriktirdiğim eşyaları hareketli yapmaya başladım. Köy
yaşantısının tam gerçeğine yakınını yapalım diye karar verdik. İnsanlar nasıl
yaşamış, nasıl kazanmışlar, bu duruma nasıl geldiklerini görsünler diye kurduk.
Yılmaz, müzenin bir benzerinin bulunmadığını vurgulayarak, Öğrencileri
bekliyoruz. Çocukları, gençleri davet ediyoruz. Bu müze, köy yaşamını,
hareketleriyle, en güçlü şekilde anlatıyor. Elimizden geldiğince müzeyi daha da
geliştireceğim dedi.
Yayıncı: Mürsel Çetin