KONYA (A.A) - Ahmet Akbıyık - Konyada yaşayan Metin Güldalı,
tüp bebek tedavisiyle ikiz bebeklerini dünyaya getirdikten sonra bitkisel hayata
giren eşine, 7 yıldır evinde gözü gibi bakıyor.
Bir okulda sosyal bilgiler öğretmenliği yapan Metin Güldalı, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Meral Güldalı ile 2001 yılında evlendiğini söyledi.
Eşinin de kendisinin de ikinci evliliklerini gerçekleştirdiklerini dile
getiren Güldalı, birbirlerini çok sevdiklerini ve iyi anlaştıklarını ifade etti.
Çocukları olmayınca tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olmaya karar
verdiklerini aktaran Güldalı, şöyle devam etti:
2005te ilk denememiz başarısız oldu. İkinci deneme için yeniden başvurduk
ve başarılı olduk. Eşim ikiz bebeğe hamile kaldı. Hamilelik sürecinde bir problem
yaşamadık. Bebeklerden birini doğumdan 5 gün sonra kalp kapakçığı oluşmadığı için
kaybettik. Eşim, onun üzüntüsü ve ameliyatın getirmiş olduğu sıkıntılar
sonrasında kendini toparlayamadı. Ameliyat yerindeki enfeksiyondan dolayı
hastaneye yattı. Doğumun 18inci günüydü. Hastanede 3 gün kaldık. Taburcu olacağı
gün uykudayken kalbi durdu. Müdahale edildi ve geri döndürüldü. Fakat bir türlü
kendini toparlayamadı. Bir yıl kadar yoğun bakımda kaldıktan sonra yapılabilecek
bir şey olmadığını söyleyip taburcu ettiler. Eve çıkardım. 2007 yılından bu yana
evde bakıyorum.
-Okula gitmeden tüm ihtiyaçlarını gideriyor-
Güldalı, her sabah 06.30 sıralarında uyandığını, ilk 2 saatinin eşinin
altını temizlemek, mamasını vermek, kollarını hareket ettirmek, sırtını
havalandırmak ve yemeğini vermekle geçtiğini dile getirdi.
Sonrasında okuluna gittiğini belirten Güldalı Haftada 15 saat derse
giriyorum. İlk iki ders saatim boş. Dersim bitince eve geliyorum, eşimle
ilgileniyorum. Sonrasında bütün günüm onun yanında geçiyor dedi.
-Nefes aldığı sürece yanında olacağım-
İlk zamanlar Ankarada çok araştırma yaptığını, ancak doktorların bir umut
olmadığını söylediklerini anlatan Güldalı şunları kaydetti:
Bu tür hastalardan şanslı olanın öldüğünü, şansız olanın yaşadığını
söylediler. Allah bir nefes verdi; onu yaşayacak mutlaka. Hastaneden çıkardığımız
ilk günlerde büyük sıkıntılar yaşadık. Sonrasında hasta, ortama; biz hastaya
alıştık. Artık bütün kişisel ve tıbbi bakımını kendim yapıyorum. Nefes aldığı
sürece Allahtan umut kesilmez. Ben eşime hastanedeyken bir söz verdim. Nefes
aldığı sürece yanında olacağım ve nefes almasına yardım edeceğim.
Güldalı, çocukları Ahmetten annesinin durumuyla ilgili hiçbir şeyi
saklamadığını vurgulayarak, İlk zamanlar, olanların pek farkında değildi ama
yeni yeni sorular sormaya başladı. Annesinin ne zaman kalkacağını ve niçin
hastalandığını soruyor. İyi bakılırsa kalkabileceğini söylüyoruz. O da
kabullendi diye konuştu.
Eşinin hayattan kopmaması için ona kuş, orman, rüzgar, su, fırtına ve dalga
sesi dinlettiğini, televizyon izlettiğini ifade eden Güldalı, hastaneden çıktığı
günden bu yana eşine verdiği ilaç ve bitkisel çayların tamamını, saati saatine
bir deftere yazdığını sözlerine ekledi.
Yayıncı: Ahmet Kayır