RİZE (A.A) - Muhittin Sandıkçı - Doğa koruma ve Milli Parklar
Genel Müdürü Ahmet Özyanık, Doğu Karadenizin yaklaşık 150 yıldır biyo
kaçakçılığın en önemli hedef alanlarından biri olduğunu, uzun vadeli düşünen
ülkelerin dünyanın her tarafından ihtiyaç duyabilecekleri biyolojik çeşitlilik
unsurlarını toplayarak ülkelerinde benzerlerini veya yapaylarını yetiştirmeye
çalıştıklarını belirtti.
Özyanık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, milli parkların sadece Türkiyede
değil, dünyada da doğanın korunması ve turizmin gelişmesi açısından önemli
olduğunu, Türkiyedeki 40 milli parkın turizmin gelişmesine katkı sağladığını,
doğa koruma aracı olarak en önemli unsurlardan olduğunu söyledi.
Doğayı korurken insanların ihtiyaçlarının da karşılanması gerektiğini ifade
eden Özyanık, Milli Parklar Genel Müdürlüğü bu vazifeyi görüyor. Doğal
güzelliklere sahip bir yerin ilgi görmesi kadar normal bir şey olamaz. Bizler bu
ilgiyi doğru yönetmeye çalışıyoruz. Bu ilgi aynı zamanda trafik sorunlarına,
karmaşaya ve huzursuzluğa sebebiyet verir. Bir milli parkınıza daha fazla
ziyaretçinin gelmesi sizi bir taraftan memnun ederken bir taraftan da o
insanların ihtiyaçlarını karşılayamamaktan kaynaklanan sorunlarla baş etmek
zorundasınız dedi.
Türkiyede yaylaların sosyal hayatta olmasına rağmen hukukta yerini
alamadığını öne süren Özyanık, Bazı yaylalarımız mera statüsünde olduğu için
yeni ev yapım faaliyetleri maalesef mera kanunu nedeniyle suç oluşturuyordu.
Kaçkar Dağları Milli Parklarının bulunduğu alanlar doğal sit olması nedeniyle
sit kurulunun uygun görüşü alınmadan yapılan her türlü fiziki müdahalede 2863
sayılı kanununa göre suç sayılıyor. Dolayısıyla her iki mevzuata baktığımız zaman
vatandaşlarımızın öncelikli olarak ilgili idareden izin alması gerekiyor diye
konuştu.
-Yapılaşma ihtiyacı üzerine çalışma yürütülüyor-
Milli park mevzuatı içinde kalan bütün yerleşim yerlerinin yapılaşma
ihtiyacını karşılamak üzere bir plan revizyonu çalışmasına başladıklarını
vurgulayan Özyanık, şunları söyledi:
Yaklaşık iki aydır araştırma çalışmasının ardından oniki kişilik bir heyet
milli parklarda çalışma yapacak. Özellikle yerleşim yerlerinin ihtiyacını
karşılamak üzere bir revizyon gerçekleştireceğiz. Bölgenin geleneksel dokusuna
uygun varsa doğal taşlardan yapılmış yapıların iyileştirilmesi ya da kadimden
gelen haklarını kullanmak üzere bir çalışma yapmayı düşünüyoruz. Vatandaşlarımız
kesinlikle betonarme veya yeni yapılaşma anlamasın. Aksi taktirde bölgede herkes
yapı yapmak isteyebilir. Sadece geçmişten hakkı olan insanlar değil, bölgede
yatırım yapmak isteyen ikinci konut sahipleri de veya turizmciler de yapılaşmaya
girebilir. Bizler bu riski de göze almak suretiyle yöre halkının ihtiyacını
karşılamak istiyoruz.
-Alan kılavuzu olmadan sahaya çıkmayın-
Güvenlik nedeni ile kapalı olan dağların dışında milli park alanları da
dahil turistik ve profesyonel dağcılığa sınırlama getirilmediğini belirten
Özyanık, şöyle devam etti:
Ancak biz alan kılavuzluğu sistemini belli yörelerde zorunlu hale
getirdik. Yeni bir sistemin oturması zaman alıyor. Kaçkar Dağarı Milli Parkı için
42 yöre halkının eğitimini tamamlamıştık. Resmi prosedürlerini de tamamlayarak
hazır hale getirdik. Özellikle yabancı ziyaretçilerin alan kılavuzu almalarını
zorunlu hale getirdik. Yusufeli tarafında da çalışmaları tamamlayarak alan
kılavuzluğunu zorunlu hale getireceğiz.
Milli park alanlarında yaşanan kazaların önüne geçmenin en önemli
unsurlardan birinin yöreyi çok iyi bilen alan kılavuzlarından istifade etmek
olduğunu savunan Özyanık, şunları kaydetti:
Bütün profesyonellere ve dağlık bölgelere ziyarete gelenlere tavsiyemiz
alan kılavuzu almadan sahaya çıkmasınlar. Her bölgede yoğun şekilde alan kılavuzu
yetiştiriyoruz. Alan kılavuzlarını dışardan getirme şansınız yok. Çünkü bölge
insanı özellikle dağlık bölgelerde alternatif çıkış yollarını çok iyi biliyor. Bu
insanları ortaya çıkarıp motive etmemiz gerekiyor. Bu insanlar daha iyi gelir
bulunca o tarafa kayıyor. Bu nedenle tur operatörlerinin özellikle bu insanları
göreve çağırması gerekiyor. Alan kılavuzluğunun gelişmesine katkı sağlamaları
gerekiyor.
-Bitki kaçakçılığı yıllardır var-
Milli parklarda ziyaretçileri birebir takip etme şanslarının olmadığını dile
getiren Özyanık, duyarlı vatandaşların kolluk kuvvetlerine bilgi vermesi halinde
milli parklardaki bitki ve yabani hayan kaçakçılığının azalacağını savundu.
Özyanık, şunları kaydetti:
Doğu Karadeniz sadece bugün değil, yaklaşık 150 yıldır biyo kaçakçılığın
en önemli hedef alanlarından biridir. Özellikle Doğu Karadeniz ormanları dünyanın
en önemli 200 sıcak bölgesinden bir tanesidir. Sıcak bölge olması biyolojik
çeşitlilik açısından önemini gösteriyor. Gerek bitki, gerek hayvan türleri
açısından yeni yeni keşfedilen türlere de rastlayabiliyoruz. Burada doğal
yayılımı olan türlerin başka ülkelere götürülme girişimleriyle karşılaşıyoruz.
Ziyaretçilerin tümüne kaçakçı gözü ile bakmamız yanlış ancak tek başına belli
bölgelere gitmek isteyen ziyaretçilerin yalnız bırakılmaması, refakat edilmesini
önemli kabul ediyoruz. Vatandaşlarımız yardımcı olsunlar. Şüpheli bir hareket
gördüklerinde kolluk kuvvetlerine bilgi versinler.
Kaçakçılığa ülke ve kişi özelinde bakmanın doğru olmayacağını vurgulayan
Özyanık, şunları söyledi:
Dünyada biyolojik çeşitlilik en önemli stratejik mücadele araçlarından bir
tanesidir. Gelecek dönemde insanlar sağlık ve gıda açısından sıkıntıya düşmemek
için tedbirler alıyor. Gıda maddelerinin de tıbbi sağlık malzemelerinin de temeli
biyolojik çeşitlilik kaynaklarımızdır. Bunların stratejik önemini bilen ve uzun
vadeli düşünen ülkeler dünyanın her tarafından ihtiyaç duyabilecekleri biyolojik
çeşitlilik unsurlarını toplayıp ülkelerinde benzerlerini veya yapaylarını
yetiştirmeye çalışıyorlar. Bunu da çok fazla garipsememek lazım. Her ülke kendi
geleceği için çalışıyor. Biz de geleceğimizi korumak için uyanık olacağız, bu
tarz girişimlere fırsat vermeyeceğiz.
Bir bitki tohumunun dahi bir ülkeyi kurtarabilecek noktaya gelebildiğini
anlatan Özyanık, Geçmişte Çinde çeltikte meydana gelen mantar hastalığı
nedeniyle olağanüstü risk ortaya çıkmıştı. Yabani çeltikleri bularak yeniden
kültüre almışlardı. Bizim en önemli avantajımız özellikle yabanıl, doğal ortamda
yetişen bitki türlerimiz halen daha varlığını sürdürüyor. Gerek Avrupa gerek Orta
Doğu ülkelerinde bu şans yok. Bu nedenle bitki türlerinin doğal ortamda yetişmesi
hassasiyetini göstermemiz lazım. Vatandaşlarımızın duyarlı olması gerekiyor.
Vatandaşlarımızdan 24 saat gelecek şikayete hazırız şeklinde konuştu.
Yayıncı: Murat Kaban