ÇANAKKALE (A.A) - Mehmet Bayer - Ezine ilçesinde, yaklaşık yarım
asırdır ayakta duran bir fabrikada, geçmişi antik dönemlere dayanan bir sistemde
oval taşlarla ezilen zeytinlerden yağ elde ediliyor.
İlçeye 9 kilometre uzaklıktaki Kemallı köyünde 1952 yılında önce un, daha
sonra zeytinyağı elde etmek için kurulan fabrikada, o tarihten bu yana Osman Nuri
Özer, güçlükle de olsa üretimi sürdürüyor. Fabrikanın bahçesine girişte onlarca
çuval içinde bulunan zeytinler, üretim için tesise girildiğinde zeytin küspesi ve
zeytin yağı kokusuyla adeta bütünleşiyor.
Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 60 yıldır eski binada oval taşların
ezdiği zeytinlerden yağ ürettiklerini, kurulduğu dönemde fabrikadaki cihazların
dizel motorla çalıştığını, şimdi ise yeni gelişen teknolojiye ayak uydurmak
şartıyla güçlükle de olsa ayakta durduklarını söyledi.
Halk dilinde bu şekilde yağ üretiminin sulu baskı olarak bilindiğini
ancak bunda yanlış anlaşılma olduğunu belirten Özer, Bu sulu baskı değil.
Zeytin suyla sıkılmıyor. Zeytini sıkan pres makineleri, su basıncıyla çalıştığı
için bu şekilde adlandırılıyor. Bu nedenle sulu pres olarak adlandırılması daha
doğru olacaktır dedi.
Özer, sulu pres ile kontini tipi sistemle yağ üretimi arasında farklar
bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
1990lı yıllarda kontini sistemleri yaygınlaşmaya başladı ve gelişti. Bu
sistem bölgemize 2000li yıllarda geldi. Bu yıllardan önce hemen hemen tüm
bölgelerde sulu pres sistemiyle zeytinyağı elde edilirdi. Kontini fabrikaları
seri ve işleme kapasitesi yüksek olduğu için bunlar daha çok tercih edilmeye
başlandı. Kullandığımız sistemle oldukça nadir zeytinyağı elde ediliyor.
Çanakkale yöresinde belki de en son bizim fabrikamız kaldı. Biz de fazla kazanç
elde etmemekle birlikte, eski sisteme bazı yenilikler katarak kendi çapımızda
üretim yapmaya ve fabrikamızı ayakta tutmaya çalışıyoruz.
Sistemin işleyişi hakkında bilgi veren Özer, şunları kaydetti:
Fabrikaya çuvallar içinde getirilen zeytinler bir makine yardımıyla tane
halinde içeriye alınıyor. Bu zeytinler daha sonra büyük ve hareketli taşların
yardımıyla eziliyor. Oluşan küspe bir haznede toplanıyor. Küspeler keten
çuvalların içine konularak suyun basıncıyla çalışan presler içinde eziliyor.
Ortaya çıkan yağ ve su, bir cihaz yardımıyla birbirinden ayrılıp, zeytinyağı bir
hazneye dökülüyor. Elde edilen zeytinyağı bir süre havuzlarda dinleniyor. Daha
sonra da kullanıma ve paketlenmeye hazır hale geliyor.
-İl dışından zeytinlerini getirip yağa dönüştürenler var-
Özer, sistemin işleyiş şeklinin binlerce yıl öncesine dayandığına işaret
ederek, Bugün olduğu gibi antik dönemlerde de yöremizde zeytin ağacı oldukça
bolmuş. Toplanan zeytinleri bir şekilde ezip, yağını çıkarmak gerekiyor. O
dönemlerde zeytinler büyük oval taşlar yardımıyla ezilip, yağ elde ediliyormuş.
Şu an fabrikamız da hemen hemen aynı sistemle çalışıyor. Bu taşlar artık
müzelerde sergileniyor diye konuştu.
Zeytinyağının tadının kişiden kişiye değiştiğini, ancak sulu presten elde
edilen yağın tadını alan bir kişinin bu tip üretilen yağdan başkasını
tüketmeyeceğini iddia eden Özer, Bu nedenle sadece bizim yöremizden değil, il
dışından bile topladıkları zeytinleri fabrikamızda yağa dönüştürmek isteyenler
var. Bazen uzun sıralar bile oluşuyor. Bazı üreticiler, zeytinlerinin bir
bölümünü kontini fabrikalarında sıktırırken, kendisinin tüketeceği ya da
yakınlarına dağıtmak istediği zeytinleri fabrikamıza getirir ifadelerini
kullandı.
Yayıncı: Orhan Topal