Bilecikte Adab

Bilecikte Adab-ı Muaşeret sempozyumu -Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özcan: -Kültürümüze, inancımıza, değerlerimize ve ahlakımıza, ölçüleri konulan şekilde yaşamaya çalışalım ki yaşadığımız hayattan keyif


BİLECİK (A.A) - Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, Kültürümüze, inancımıza, değerlerimize ve ahlakımıza, ölçüleri konulan şekilde yaşamaya çalışalım ki yaşadığımız hayattan keyif ve zevk alalım dedi.
     Rektör Prof. Dr. Özcan, Kültürümüzde Adab-ı Muaşeret sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, üniversitelerin varlık nedeninin bilgiyi üretme ve ürettiği bilgiyi toplumla paylaşmak olduğunu belirterek, unutulan değerlerin tekrar hatırlanmasına vesile olacak sempozyumu düzenlediklerini söyledi.
     Adab-ı Muaşeretin, Yaşama sanatı, hayatı anlama manasına geldiğini anlatan Prof. Dr. Özcan, şöyle konuştu:
     İnsanlık tarihinde bütün farklılıklarla ve çeşitlilikle birlikte yaşama sanatını gerçekleştiren milletin kültürü maalesef 20. yüzyılda ihmal edilen, unutulan, unutulduğu ve ihmal edildiği içinde hayatı bize bir keyif, sanat ve zarafet alanı olmaktan çıkartıp çile, işkence ve sıkıntı alanı olarak takdim eden modern, küresel, emperyalist medeniyetin girdabında boğduran dünyada ruhlarımız sıkışıyor, gönüllerimiz daralıyor ve yaşamak artık bizim için anlamını kaybediyor. İşte böyle bir dünyada, biz tarihin başladığı mekanda yeniden yeni bir nefese ihtiyaç olabileceği düşüncesiyle bu sempozyumu düzenlendik.
     Sempozyumun, gençlerin ufkunda yeni bir sayfaya, tecrübelilerin hayatlarında da unutulan bir kısım değerlerin hatırlanmasına vesile olmasını dileyen Prof. Dr. Özcan, Çünkü bir kez yaşayacağımız hayatı, zarafetle yaşayalım. Bizim kültürümüzde, inancımızda, değerlerimizde ve ahlakımızda, ölçüleri konulan şekilde yaşamaya çalışalım ki yaşadığımız hayattan keyif ve zevk alalım ve yaşadığımız hayata, mekana ve zamana anlam katalım diye konuştu.
     İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi emekli Prof. Dr. Metin Tuncer de Bilecikin Türkiye coğrafyasında ve Türk tarihinde ayrıcalığının bulunduğunu ifade ederek, Plato üzerinde kurulmuş şehir denilince akla ilk Bilecik geliyor. Bu ayrıcalık tarihe de tesir etmiştir. Her ırkın ve kavmin sevdiği coğrafyalar var. Bazı kavimler dağlık coğrafyayı seviyor ama Türk, platoyu seven bir kavimdir dedi.
     Alfred Üniversitesinden Dr. Fatma Tunç Yaşar ise 1895-1915 yılları arasında yazılan 13 Adab-ı Muaşeret kitaplarının, batılaşma, değişim ve dönüşüm olgusuyla yüzleşme ve tavır alma olarak okunduğunu anlatarak, 19. yüzyılda adab-ı muaşerete ilginin arttığını bildirdi.
     İki gün sürecek sempozyumun birinci gününde, katılımcılar Osmanlı Modernleşme Sürecinde Adab-ı Muaşeret, Osmanlı Maddi Kültüründe Değişim ve Adab-ı Muaşeret, Cumhuriyetin İlk Yıllarında Toplumsal Hayatta Değişim ve Adab-ı Muaşeret ve Lütfi Simavinin Teşrifat ve Adab-ı Muaşeret konularını anlattı.
     (MA-MRS-EHK)

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER