BATMAN (A.A) - Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş, Pratik politika değişikliği görmek istiyoruz. Biz bunu
artık gözlerimizle görmek istiyoruz. Kulaklarımızla duymak yetmez dedi.
Demirtaş, kent merkezindeki bir düğün salonunda düzenlenen BDP Batman İl
Başkanlığı 2. Olağanüstü Kongresinde yaptığı konuşmada, Ankarada Yeni bir
müzakere süreci başlatalım diyenler bulunduğunu, ancak daha bunun Batman, Van
ve Hakkari sokaklarına, mahkeme salonlarına yansıdığını görmediklerini söyledi.
Halen halkın üzerindeki baskı ve zulmün aynı olduğunu öne süren Demirtaş,
Yeni bir süreç başlattık diyenlerin yapması gereken ilk şey, bu halk ve bu
parti üzerindeki hukuk dışı, faşizan baskılara son vermektir. Atılacak ilk adım
budur. Bu kadar insan tutuklu iken daha da tutuklanmaya devam ederken yeni bir
süreçten kim, neden söz edebilir dedi.
Demirtaş, başlatılan süreci, canı gönülden desteklediklerini ifade ederek,
şöyle konuştu:
(BDP başka düşünüyor, Öcalan başka düşünüyor, Kandil, Avrupa başka
düşünüyor) diyenler bu partiyi, bu halkı hiç tanımayanlardır. Zerre kadar bu
halkın, bu hareketin ruh dünyasını, duygularını anlamayanlardır. Burada açık ve
net ifade ediyorum. Biz parti olarak bütün gücümüzle Öcalanın arkasındayız. Bu
devlet, bu hükümet Öcalanı Kürtlere karşı kullanacak diyenlere de iki çift
lafımız var. Öcalanın nasıl bir siyasetçi olduğunu henüz anlamadıysanız o sizin
probleminiz. 40 yıldır Ortadoğu gibi bir cadı kazanında Bir halkı uçurumun
kenarından alıp, yeniden var edebilecek bir siyasetçi. Ortadoğunun en güçlü
siyasetçisini enstrüman olarak kullanacağım diyenler ancak kendi zihin
dünyaları bulanık olanlardır.
Pratik politika değişikliği görmek istiyoruz. Biz bunu artık gözlerimizle
görmek istiyoruz. Kulaklarımızla duymak yetmez. Gözlerimizle değişiklikleri
görmek istiyoruz. Bunun içinde fazla zamanımız yok. Bu işi zamana yaymak
tehlikelidir. Bu işi zamana yaymak tehlikelere, provokasyonlara davetiye
çıkaracaktır diyen Demirtaş, şunları söyledi:
O nedenle İmralıya giden ilk siyasi heyetimizin ardından, ikinci siyasi
heyetin ve sonrasında da düzenli görüşmelerin artık başlaması gerekir. Bu
konudaki kafa karıştırmaya dönük her türlü açıklamaya karşı halkımızın da
dikkatli olması lazım. Milletvekillerimiz arasında asla isim tartışması
olmamıştır. Biz bir kurumuz, partiyiz, hareketiz. İsimler, hiçbir milletvekili
açısından fark etmez. Bizim bu noktadaki beklentimiz, kurumlarımızın dikkate
alınmasıdır. Partimizin ve Demokratik Toplum Kongresinin kurum olarak muhatap
alınmasıdır. Bu konuda da kararlığımız sürüyor. İnanıyorum ki önümüzdeki günlerde
bu konularda gelişmeler yaşanabilir. İkinci bir siyasi heyeti
milletvekillerimizden oluşan bir heyeti İmralıya göndereceğiz. Ve Öcalanın bu
sürece ilişkin görüşlerini, varsa çağrılarını halkımızla paylaşacağız.
-Sürece sonuna kadar sahip çıkacağız-
Demirtaş, sözkonusu tıkanıklığın kendilerinden kaynaklanmadığını, ilk
heyetin ardından kimin gideceği şeklinde tartışmalar yapıldığını, sanal krizler
yaratıldığını savunarak, şöyle konuştu:
Bu kriz ve tartışmaların hiçbiri bizden kaynaklı değil. Krizin birinci nedeni
Pariste katledilen üç Kürt kadın siyasetçisinin faillerinin henüz ortaya
çıkmamış olmasıdır. Arkasındaki güçlerin henüz aydınlatılmamış olmasıdır. Türkiye
Cumhuriyeti devleti ve hükümetinin bu konudaki tavrının henüz netleşmemiş
olmasıdır. Aydınlatılması da sürecin önünün açılması açısından bu kadar
önemlidir. Paris cinayetleri şu anda İmralı sürecinin yavaşlamasının bir
nedenidir. Yoksa Başbakanın dediği gibi Ahmet Türkün bir cümlesinden yola
çıkarak bir kriz yaratılmış değil. Bu bahanedir. Bu asıl krizi örtmek için
kullanılan bir bahanedir. Ahmet Türk size hakaret mi etti. Tehdit mi etti. Bir
yandan operasyon, bir yandan da barışı konuşmak mümkün değil. Bu eleştirinin
doğru anlaşılması lazım.
Müzakerenin başlangıç aşamasında olduklarını, sağlıklı bir şekilde başlasın
diye uğraştıklarını ifade eden Demirtaş, şunları kaydetti:
Ortada bir masa var, bu masanın iki tarafında şu anda Başbakan oturuyor.
Burada bir problem var. Bir müzakere masasından söz edilemez henüz. Masanın
ortaya konulmuş olmasını önemli bir adım olarak görüyoruz. O masayı oraya
kurdurana kadar çok zorluk çektik. Bu kimsenin bize lütfu, hediyesi değil. Bu
nedenle sürece sonuna kadar sahip çıkacağız. Masa ortaya kuruldu diye müzakere
başlamış sayılmaz. O masa etrafındaki sandalyelerde oturması gerekenlerin doğru
yerde oturması lazım. Kürt halkının temsilcilerinin de, hükümetin temsilcilerinin
de oturması lazım. Masanın iki tarafında Başbakan oturacaksa onun adı müzakere
masası olmaz. Şu anda Başbakan tek başına müzakere yürütüyor. Adaya avukatlar,
siyasetçiler gidemiyor. Öcalan kendi düşüncelerini dışarıya yansıtamıyor. Sadece
AK Parti konuşuyor. Tek taraflı bir müzakere olur mu- kiminle müzakere
yapıyorsunuz-
Önümüzde tarihi bir fırsat var-
Başbakan Erdoğanın Türkiye genelinde yüzde 50 oy aldıklarını, bu nedenle
bütün Türkiyeyi temsil ettiklerini söylediğini belirten Demirtaş, şöyle devam
etti:
Doğru, aldığınız oya, desteğe saygımız var. Halktan güç almışsınız, destek
almışsınız, buna saygımız var. Ama diyor ki (Kürtlerden de, herkesten de daha
fazla oy aldık. Dolayısıyla Kürtleri de biz temsil ediyoruz) İşte burada müzakere
ruhuna, mantığına uymayan bir anlayış var. Benim 75 Kürt Milletvekilim var)
diyor. Bizim itirazımız yok. Ama Kürt sorununun ortaya çıkardığı bir siyasi
temsil var. Ve bu siyasi temsil partimizdedir. Sizde değil. Başbakan bunu kendisi
de çok iyi bildiği için BDPden iki milletvekili İmralı adasına gitti. Kürtleri
de AKP temsil ediyorsa masanın bir tarafında sen otur, diğer tarafında da AKPli
kürt milletvekillerini oturt konuşun, çözün. Biz engel olmayız. Biz itiraz
etmeyiz. Çözebiliyorsanız masa orada, sandalye orada. Biz buna niye karşı
çıkalım. Bizim derdimiz üzüm yemektir. Sorunu çözmektir. 75 milletvekili masanın
bir tarafında, siz de diğer tarafında oturun, çözün bakalım oluyor mu-
Olmayacağını da kendisi de biliyor. O halde bu muhataplık tartışmasını
sonlandırmak lazım.
15 Şubat komplosunun yıl dönümü yaklaşırken, bir kez daha alanlara
çıkacağız. Yıllardır tekrarladığımız bir talebi daha haykıracağız. Öcalana
özgürlük istiyoruz diyeceğiz. Ama müzakere koşulları konusunda hızlı adımlar
atılması lazım. Ayda, yılda bir adaya giden, o da Başbakanın özel izni ile adaya
gidebilen siyasi heyetlerle müzakere yürütmek imkansızdır. Biz destek oluruz.
İmralı adasına gideriz. Tartışma yürütürüz. Ama bununla meselenin de
bitmeyeceğini de her halde bu görüşmeyi yapan heyet de çok iyi biliyor. Öcalanın
koşulları müzakereyi yürütebilecek donanıma sahip değil. Oradaki fiziki koşullar
uygun değil. Bunun da düzeltilmesi lazım. Biz yüz yıllık sorunu, barış yoluyla
çözülmesini tartışıyoruz. Bu kadar köklü ve derin bir sorunu çözmek istiyorsak,
bazı konuların açık ve cesurca tartışılması lazım. Hala Öcalana İmralı, ada
diyorlar. Hayır onun bir ismi var Abdullah Öcalandır, İmralı, ada değil.
Başbakan Erdoğana da seslenen Demirtaş, Önümüzde tarihi bir fırsat var.
Türkiye toplumunun yüzde 80-90nı bu süreci destekliyor. Bu havayı bu desteği bir
daha yakalamamız zor olabilir. O nedenle cesur olmalısınız, kararlı olmalısınız.
Ve bu konuda samimi adımlar atmalısınız. Bunları yaparsanız atacağınız adımları
destekleriz. Atacağınız adımlar boşa gitmesin diye maniple edilmesin, provoke
edilmesin diye biz de elimizden geleni yaparız dedi.
Muhabir: Yılmaz Ekinci / Meral Özdemir
Yayıncı: Erdem Gültekin