DİYARBAKIR (A.A) - BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,
"Siyasetçinin kullandığı dil, barış ve çözüm sürecine desteği bir tarafa bırakın
toplumu ayrıştıran etnik çatışmalara varıncaya kadar tehditler ve tehlikeler
oluşturan bir dildir" dedi.
Demirtaş, Yenişehir Belediyesince başlatılan sokak düzenleme çalışmaları
nedeniyle yapılan törende yaptığı konuşmada, çözüm sürecinde anayasa ve yasalarda
özgürlüklerin genişlemesi için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.
Toplumun buna sahip çıkması, özgürlükleri ve toplumsal barışı
yaratabilmesinin kalıcı barışın tek teminatı olduğunu kaydeden Demirtaş, bu
çerçevede halka güvendiklerini, çözüm ve barış sürecini nasıl sahiplendiklerini
gördüklerini, bundan gurur ve onur duyduklarını belirtti.
Savaşın acısını bu kadar derinden yaşamış bir halkın, barışa bu kadar hasret
duymasının doğal olduğunu, siyaset ve siyasetle çözümün intikam meselesi
olmadığını, kimseden intikam alma, hesap sorma gibi bir dertlerinin bulunmadığını
anlatan Demirtaş, dertlerinin demokrasi, çözüm ve özgürlük olduğunu vurguladı.
"Siyasetçilerin kullandığı zehirli, ırkçı ve faşizan dil, bugün barış ve
çözüm sürecini sahiplenme meselesinde sıkıntılar yaratıyor" diyen Demirtaş, bunun
toplumun suçu olmadığını dile getirerek "Her mikrofona çıkışında küfürler,
hakaretler ve tehditlerle konuşan bir siyasetçinin kendi tabanında yaratacağı
duygu budur işte. Akil insanlar, Batman ve Hakkarinin oy vererek seçtiği
insanlar mı- Hayır. Buna rağmen Akil insanlar, Şırnak, Batman, Ardahan, Hakkari,
Diyarbakır ve Ağrıda güllerle, batının birçok yerinde sopalarla, taşlarla
karşılanmıştır. Bu halkın suçu değildir. Bu siyasetçinin kullandığı dilin
farkıdır" şeklinde konuştu.
-"Beğenmeyenler alternatif sunmalı"-
BDP Genel Başkanı Demirtaş, çözüm sürecini beğenmeyenlerin alternatif
sunmaları gerektiğine vurgu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siyasetçinin kullandığı dil barış ve çözüm sürecine desteği bir tarafa
bırakın toplumu ayrıştıran etnik çatışmalara varıncaya kadar tehditler ve
tehlikeler oluşturan bir dildir. Özellikle CHP ve MHPnin bu dili derhal terk
etmesi lazım. ÇÖzüm önerileri varsa sunsunlar. Yürütülen çözüm sürecini
beğenmiyorlarsa, alternatif sunmaları gerekiyor. Ama konuşmayın, savaşın demek
bir çözüm, yöntem, ciddiye alınması gereken bir tartışma da değildir. Öcalan ve
PKK ile konuşulması CHPnin içine sinmiyormuş, peki alternatif sunsunlar. Kiminle
konuşsunlar- Mandela ile mi konuşsunlar- Tam olarak içinize sinmesi için kiminle
konuşsunlar- Kiminle savaşılıyorsa 30 yıldır, onunla konuşulacak ve barışılacak.
Bundan daha doğal bir şey olabilir mi- Binlerce gencin yaşamını kurtaracak bu
görüşmelere evet demek niye içinize sinmiyor."
-Yerel yönetimler-
Demirtaş, belediyelerin imkanları ve bütçelerinin kısıtlı olduğunu, seçilmiş
ve atanmış yöneticilerin bulunduğunu belirterek, atanmışın seçilmişe oranla
yetkili olması ve bütçesinin yüksek olmasının demokrasiye uygun olmadığını öne
sürdü.
Vali ve kaymakamların seçimle işbaşına gelmesini ya da kaldırılmasını
istediklerine değinen Demirtaş, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Paranın çoğu oraya gidiyor. İşin çözümü şehri seçilmişlere emanet etmektir.
Sistemin dengesizliğinin ortadan kaldırılması lazım. Biz buna özetle özerklik
diyoruz. Yerel yönetimler özerk olacak. Bu dönemde artık madem çözümü
tartışıyoruz, bunları da tartışmamız lazım. Yerel güvenlik dahil olmak üzere her
şey yerel yönetimlere devredilmesi lazım. Anadilde eğitimleri yerel yönetimlerin
yapması gerekiyor. Çözüm süreci bunların önünü açmalıdır."
Muhabir: Nurten Aslan-Ümit Özdal
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu