BURSA (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Her şey hayal
etmekle başlar. Maraton koşusu 42 kilometredir ama birinci adımı atmakla başlar.
Birinci adımı atmazsanız 42 kilometreyi koşamazsınız. Öyle yürüyeceksiniz, millet
de yürüyecek arkanızda dedi.
MÜSİAD İnegöl Şubesinin yeni hizmet binasının açılışını yapan Arınç, daha
sonra şubenin 16. Olağan Genel Kurul toplantısına katıldı.
Arınç, burada yaptığı konuşmada, MÜSİADın kuruluşundan itibaren, niçin
kurulduğunu, ülkeye nasıl hizmet edeceğini, ülkede nasıl teşkilatlanacağını,
neler yapmak istediğini, neleri nasıl yapması gerektiğini bilen bir kuruluş
olduğunu söyledi.
MÜSİADın sanayici ve işadamlarıyla ülkede üreten, kazanan, ihraç eden,
kentine, çevresine ve ülkesine faydalı olmayı amaçlayan insanların kurduğu bir
teşkilat olduğunu belirten Arınç, Şüphesiz başka sanayici, iş adamı,
yatırımcılar, başka başka isimlerde pek çok kuruluş da var. Bunlara da teşekkür
ederiz ama MÜSİAD, 90lı yılların başında bu ülkenin insanlarını ahlakıyla,
inancıyla, milletine olan bağlılığı ve sevgisiyle, manevi değerlere olan
bağlılığıyla, aynı zamanda ürettiklerinin bereketiyle ülkede çok hayırlı işler
yapmaya niyetlenmiş bir kuruluş olarak kuruldu. Biz kuruluşundan beri MÜSİADın
ülkeye yararlı bir teşkilat olduğuna inandık. Başta sayın başbakanımız, onun
arkadaşları, hepimiz MÜSİADa destek vermeye gayret ettik. Hamd olsun size
duyulan güveni hiç bir zaman yerde bırakmadınız. Her zaman güvenimiz ve sevgimiz
arttı diye konuştu.
Arınç, MÜSİADın gelişi güzel saman alevi gibi bugün var yarın yok olan
kuruluşlardan biri olmadığını, belli ilkeleri ortaya koyduğunu, bu ilkelerden
sapmadan, prensiplerine bağlı olarak sağlam adımlarla büyüdüğünü, sadece kendi
mensupları ve üyeleriyle mesleki veya iş çıkarlarını düşünmediğini, 75 milyonu ve
onların geleceğini de düşündüğünü bildirdi.
-Kızıl Elma-
Hükümet olarak şimdiden 2023ü vizyon olarak kabul ettiklerini, onun bir
adım daha ötesinde 2071i dahi düşünecek, planlayabilecek noktaya geldiklerini
dile getiren Arınç, şunları söyledi:
Bu bizim büyük hedeflerimizdir. Biz bu hedefler uğrunda çalışmalıyız.
Yoksa gününü gün eden insanlardan ve kuruluşlardan olursak sürekli kayıpta
oluruz. Değerli dostlar kızıl elma diye bir şey söylenir ve anlatılır, Ömer
Seyfettinin hikayelerinde de çokça geçer. Ben Ömer Seyfettini çok severdim.
Hikayelerine çok bayılırdım, hepiniz öylesinizdir. Pembe İncili Kaftanı yazmak
yürek ister. Diyeti yazmak ayrı bir düşünce ve kültür gerektirir. Orada Kızıl
Elmayı çok güzel anlatıyorlar. Mesela Osmanlı Sultanı, hedef gösterir;
Belgratı alacaksınız... Artık Belgrat bir kızıl elmadır. Herkesin hedefi,
özellikle askerin kızıl elma olarak Belgrata yönelir. Bütün hazırlıklar ona
göre yapılır, Belgrata gider alırsınız, savaş kazanılır ama asker yine kızıl
elma, kızıl elma diye bağırmaya devam eder. Derler ki; kızıl elma zaten burası
niye hala bağırıyorsunuz Şimdi kızıl elma onun biraz daha ötesinde Budapeşte
olmuştur. Hedef biraz daha ileriye taşınmıştır. Şimdi bütün hesaplar bütün
planlar Budapeşteye göre yapılır. Oraya gidilir, fetihler olur, sonra yine
bağırmaya bağırmaya başlar asker; kızıl elmaya, kızıl elmaya Peki şimdi neresi-
Şimdi de diyelim ki Viyana olmuştur. Viyana kapılarına gitmeyi hedeflerler.
Şunu anlatmak istiyor Ömer Seyfettin; yani neresidir bu kızıl elma, herkesin
dilinden düşürmediği, herkesin uğrunda şehit olmak istediği... Kendisine hedef
olarak belirlediği yer neresidir. Bir yere gidersiniz ondan sonra okunuzu
yayınızı gerersiniz, bütün gücünüzle oku atarsınız, onun vardığı yerdir. Oraya
varırsınız bir daha okunuza yayınıza sarılırsınız. Daima ileri, daha büyük, daima
daha güçlü, daima daha güzel... Böyle bir hedef ismi ister kızıl elma olsun
ister bir başka, bizim hedefimiz de o olmalı. Yani biz sadece bu günü düşünen ve
yaşayan insanlar olamayız. Bugün hepimiz belli yaşlara geldik, halbuki dünümüzde
çok daha genç yaştaydık. Eğer sadece o günü düşünseydik bugünün Türkiyesini
hazırlayamazdık. Ben siyasete girdiğimde 18 yaşındaydım. Üniversiteye de 17
yaşımda girmiştim. Mehmet Akif İnanı anma gecesinde Ankarada konuşurken aklıma
gelmişti. 6 yaşında ilkokula başladım, 17 yaşımı bitirirken Ankara Hukukta
birinci sınıftaydım. Eğer o ağbilerimiz, Erdem Beyazıtlar, Mehmet Akif İnanlar,
Mustafa Yazganlar, Necip Fazılın çevresinde toplanan o güzel insanlar bizlere
sahip çıkmasalar, biz de o kayıp nesillerden sadece bir kaç tanesi olacaktık.
Onları rahmetle andık. Şunu söylemek istiyorum; bizi yetiştirenler gelecek için
hazırladılar. O yüzden bu hükümetin vazifesi şimdilik ilk hedef cumhuriyetin 100.
yılıdır, 2023te nasıl bir Türkiye hayal ediyoruz.
-Her şey hayal etmekle başlar
Bülent Arınç, 2023de Türkiyenin daha büyük, daha güçlü olacağını bildirdi.
Ülkede toplumsal barışın daha güçlü olacağını, milli gelirin, ihracatın daha
da artacağını anlatan Arınç, şöyle konuştu:
Her şey hayal etmekle başlar. Maraton koşusu 42 kilometredir ama birinci
adımı atmakla başlar. Birinci adımı atmazsanız 42 kilometreyi koşamazsınız. Öyle
yürüyeceksiniz, millet de yürüyecek arkanızda. Ne olacak 2023te; dünya
ekonomisinde bugün 16 isek o gün o hedefte ilk 5in içinde olmamız lazım.
Avrupada ilk olmamız lazım. Herkesin bu hedefe göre şimdi vaziyetini alsın. Eğer
başbakanımız, hükümetimiz 2023 vizyonu koymasaydı inanın hepimiz, bu günü sağ
salim geçirdik ya Allaha şükür diyecektik, akşam eve giderken bu sevinçle
gidecektik. Ama şimdi gözümüzü dikmişiz ufka, 2023 için harıl harıl çalışıyoruz.
Bu yetmedi, arkadan bir de 2071 çıktı. Bizler göremeyeceğiz ama bugün
torunlarımız eğer o zaman yaşayacak olurlarsa inşallah onların yetiştireceği
gençler de bir başka hedef için hazırlıklı olacak. Malazgirtte Sultan
Alparslanın Anadolunun kilidini açtığı gün 1071 ise biz şimdi onun şu kadar yıl
sonra bin yıl sonra bir hedef olarak Türkiyeye koyuyoruz; 2071.
Bir iz bırakmamız lazım. Salyangozun iz bıraktığı dünyada öyle insanlar var
sabah doğuyor akşam ölüyor. Neden arkalarında hiçbir iz kalmıyor. 80 yaşına
gelince arkasına iz bırakmamış insanlar var. Öyle siyasetçiler var ki bebelere
masal anlatıyor. Bir şey soruyorsun saatlerce konuşuyor ama kulakta hiçbir şey
kalmıyor. Ne dedi bu adam diye düşünüyorsunuz. Çok konuşup hiçbir şey
söylememek de büyük meziyet olarak kabul ediliyor. Bazılarına bir şey
söylüyorsunuz, topu taca atıyor. Arkada iz bırakmaz lazım, köşeli olmak lazım,
omurgalı olmak lazım.
-Hedef koymak lazım-
Arınç, AK Parti olarak kuruldukları dönemden itibaren sürekli büyük hedefler
ortaya koyduklarını dile getirdi.
Hedef koymamız lazım. Hedefsiz bir şey olmaz. AK Partiyi kuracağımız
zaman bir araya geliyoruz, başbakanımız dedi ki; yüzde 40 oy 15 milyon oy
almamız lazım Biz yanındayız. Şimdi önce yüzüne söylemedik ama ne yapıyor bu
adam. Nerden aklına geldi yüzde 40 oy dediklerini anlatan Arınç, şöyle devam
etti:
Refah Partisinden milletvekili oldum en yüksek oy yüzde 21,5 idi 1995te.
99da DSP yüzde 21,5 veya 22ye yakın, o da birinci oldu. Ondan önceki seçimlerde
en babayiğit parti yüzde 22leri geçmedi. Biz yüzde 40tan bahsediyoruz.
Yanımızda 50 yıllık, 80 yıllık partiler var. Biz yeni kurulmuşuz, daha 12-13 ay
olmuş seçime gidiyoruz, hedefimiz yüzde 40. 15 milyon oy. Bir ara dedim ki; bu
olmaz gibi geliyor bana nezaketle söyledim. Ağbi göreceksin, olacak dedi.
Nasıl olacak dedim, millet bizi bekliyor dedi. Siyaset kurumunun dip yaptığı
bir Türkiyede böyle bir partiye ihtiyaç olduğunu herkes söylüyordu. Anadoluyu
dolaşıyorduk, her yerde büyük bir heyecan, büyük bir coşku, neredesiniz, hoş
geldiniz, biz sizinleyiz diyorlardı. Biz sadece ülkemiz için, milletimiz için
iyi şeyler yapmaya çalışan insanlarız. Ama hedef olarak söylüyorum evet biz
seçime geldik, yüzde 36, 11,5 milyon oy aldık. Ama bunun sebebi var. Önümüze o
kadar engeller geldik ki biz o engeller olmasa yüzde 40ı rahatlıkla bulurduk.
Düşününki birinci sırada Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul listesinde yazılı
seçime bir ay kalmış, Yargıtay 8. Ceza Dairesi, bütün kararlarını alt üst
ediyor, sen seçime giremezsin, senin adaylığını iptal ettim diyor. Sonra
muhalefet bize dönüp, hadi bakalım başbakan adayınız kim diye gülmeye başlıyor.
Buna rağmen 4 puanla kurtardık yüzde 36 oy aldık. 11,5 milyon, 2007 16,5 milyon,
2011 21 milyon 500 bin... Her seçimde 5 milyon, 5 milyon arttı. Neden- hesapları
güzel yapmıştık, güzel tespit ettik. Neydi bizim hedefimiz; siyaset yapacağız.
Niçin siyaset yapacağız; millet için, toplum için, toplumun sorunların çözmek,
onu daha huzurlu, daha rahat yaşatmak için. Nasıl yapacağız; ilkeli, kararlı,
cesur, siyaset yapacağız. Kim için; kendimiz ve çevremiz için, topyekün millet
için. Cesaretli olacağız. İllaki cesaret, cesaretli olmadan siyaset yapılmaz.
Allah cesur olana izzet verir. İzzeti bulan da çok şükür her zaman güçlü olur.
Pek çok hatalarımız var, pek çok kusurlarımız var ama bu yolu takip ettiğimiz,
hedefimizi sağlam ortaya koyabildiğimiz için bugün izzetliyiz hamd olsun.
Zamanında bize çelme takanlar, üzerimize gelenler, bizi yıpratmak için, yıkmak
için ellerinden geleni arkasına koymayan ne kadar varsa hepsi sürünüyor. Ama
Allah bizi izzet sahibi yaptı çok şükür dimdik ayaktayız.
MÜSİAD İnegöl Şubesinin yeni hizmet binasının açılış töreninde Arınçın
yanı sıra, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, Bursa Valisi Şahabettin Harput,
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, İnegöl Kaymakamı Aziz İnci, İnegöl
Belediye Başkanı Alinur Aktaş, AK Parti Bursa milletvekilleri, işadamları ve
davetli hazır bulundu.
Muhabir: Vedat Yücebaş
Yayıncı: Erdem Gültekin