KONYA (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, parlamenter
sistemin güçlü iktidarlara karşı pek çok tuzaklarla, tehditlerle dolu olduğunu,
ancak başkanlık sisteminin güçlü iktidarlar kurduğunu belirterek, Çünkü
iktidarı veren halktır, değiştiren de halktır dedi.
Bozdağ, Konya Baro Başkanlığınca Konya Ticaret Odasında düzenlenen Yeni
Anayasa ve Hükümet Sistemleri panelinde yaptığı konuşmada, başkanlık sisteminin
başarısı için dar bölge seçim sisteminin de uygulanması gerektiğini belirtti.
Başkanlık seçimiyle beraber dar bölge seçim sistemi uygulanmazsa bu sistemin
başarılı olamayacağını ifade eden Bozdağ, İkisini beraber uygulamak lazım.
Dünyadaki başarılı örneklere bakıldığında, ikisinin beraber uygulandığını
görüyoruz. Bu sistemde vekiller halkın iradesine göre her yerden bir tane
çıkacak. Dolayısıyla yüzde 50den fazlasının oyunu alarak seçilecek. Bugün
milletvekilleri bağımsız mı- Değil. Çünkü milletvekillerini genel başkanlar
yazıyor sonuç itibariyle. Halk, yazılan bu sistemi onaylıyor veya onaylamıyor.
Ama halk bunu ne kadar benimsiyor, ne kadar benimsemiyor, tartışması fazla
yapılmıyor. Dar bölge seçim sistemi olduğunda parti disiplini de zayıflayacaktır.
Alanda kim güçlüyse halkın iradesinde, gönlünde kim fazla yer ediniyorsa o
seçilecektir. Partiler halka rağmen aday koyarsa seçimi kaybedecektir diye
konuştu.
-Sistemin kendisi istikrar doğuruyor-
Başkanlık sisteminin etkin bir denetimi de ortaya koyduğunu dile getiren
Bozdağ, denetim etkin olduğunda iktidarın da daha dikkatli olacağını, vazifesini
daha iyi yapma noktasında gayret edeceğini ifade etti.
Bozdağ, mevcut sistemde siyasi istikrarı tam anlamıyla temin etme imkanı
olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
Bugün ben 61. Hükümetin Başbakan Yardımcısıyım. Siyasi istikrar olmuş
olsaydı 61. Hükümetin kurulması için yüzlerce yıl geçmesi lazımdı. Eğer 1923den
bu yana 5 yıldan hesap ederseniz, sonuç ortaya çıkar. Türkiyede 17,5 ayda bir
hükümet değişikliği var. Bakanlar daha koltuklarını tanımadan hükümet değişiyor,
gidiyor. Orada siyasi istikrarı temin edemezsiniz. Başarılı bir yönetimi ortaya
koyma imkanınız olmaz. Başkanlık sisteminde sistemin kendisi istikrar doğuruyor.
Başkan sandıktan yetkiyi alıyor. Görev süresi belli. Yüzde 50den fazla oyla
işbaşına geliyor. Sistem istikrarı doğuruyor. Dar bölge seçim sistemini de
uyguladığınızda milletvekilleri bakımından aynı istikrarı ortaya koyduğunu
görüyoruz. Güçlü iktidarlar her zaman başarılı olur. Parlamenter sistem güçlü
iktidarlara karşı pek çok tuzaklarla, tehditlerle doludur ama başkanlık sistemi
güçlü iktidar kuran bir sistemdir. Çünkü iktidarı veren halktır, değiştiren de
halktır.
Parlamenter sistemin hesap sorulabilirlik bakımından da çok iyi bir noktada
olmadığını anlatan Bozdağ, bu sistemde tek başına iktidar olduğunda hesap
sormanın kolay olduğunu ama koalisyon iktidarında hesap sormanın kolay olmadığını
vurguladı.
Koalisyon hükümetlerinin hesap sorulduğunda bahanelerinin çok olduğunu ifade
eden Bozdağ, Parlamenter sistemde, beni tek başına iktidar yaptın mı ki hesap
soruyorsun, bu dediklerinizi yapmak istiyordum ama koalisyon ortağım izin
vermedi gibi bahaneleri vardır. Felan engel oldu, filan engel oldu gibi
hesaptan kaçacak bir yolu vardır ama başkanlık sisteminde hesabı verecek belli.
Hesabı başkan verecek. Hesabı soracak belli, halk hesabı soracak dedi.
-Türkiyede fiili başkanlık sistemi vardı-
Türkiyede esasen başkanlık sisteminin geçmişte fiilen uygulandığını anlatan
Bozdağ, şöyle konuştu:
1923ten Atatürkün vefatına kadar geçen sürede Türkiyede fiili bir
başkanlık sistemi vardı. Çünkü orada tüm yetki Mecliste. Meclis hükümeti sistemi
döneminde, bütün yetkilerini meclis başkanı marifetiyle kullanıyor. Meclis
Başkanı Mustafa Kemal Atatürk. Daha sonra bakıyorsunuz, yetkiler Mecliste
toplanmış ama yürütmeyi cumhurbaşkanı vasıtasıyla kullanıyor. Orada da yine
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk. Hem yasama elinde, hem yürütme elinde.
ABDdeki başkanlık sisteminden daha güçlü bir başkanlık yapısıyla Türkiyenin
1950ye kadar yönetildiğini görüyoruz. Adı cumhurbaşkanı ama hem Atatürk hem
İnönü fiilen başkan gibi görev yapmışlardır.
Türkiyede başkanlık sistemi tartışmalarının yeni olmadığını, 1977 yılında
Necmettin Erbakanın da seçim beyannamesine başkanlık sistemini koyduğunu
hatırlatan Bozdağ, Turgut Özalın da aynı şekilde başkanlık sistemini savunduğunu
bildirdi.
Bozdağ, Süleyman Demirelin de Cumhurbaşkanı onaylamıyor diye ben
Gümüşhaneye köy hizmetleri il müdürü bile atayamıyorum sözünü hatırlatarak,
onun da başbakanlık sistemini savunduğunu aktardı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçelinin Başkanlık sistemi ihanettir,
bölücülüktür, bu memleketi satmaktır diye iftiralar attığını ifade eden Bozdağ,
şöyle devam etti:
Ama bakın Alparslan Türkeş ne diyor dokuz ışık isimli kitapta;
Parlamenter hükümet sistemi yerine başkanlık sistemini getireceğiz. Bu sistemde
cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık yetkileri bir tek şahısta toplanacaktır.
Temelinde otorite, güven, disiplin olan bir hükümet doğacaktır. Milliyetçi
Hareket, tek başkan, tek millet sistemini savunur Bugün baktığımızda başka
şeyler söyleniyor. Güne göre konuşmak ayrı şey, gerçeklere göre konuşmak ayrı
şey. Belli ki sayın Bahçeli, dokuz ışıktan yeteri kadar ışık alamamış. Bir kere
daha burayı okumasını tavsiye ediyorum. Türkiyede bu sistemin ne kadar önemli
olduğunun yönetenler ve yönetime talip olanlar tarafından ortaya konulduğunu
görüyoruz.
-Marjinal ve ideolojik grupların hepsi buna karşı-
Bozdağ, başkanlık sistemine karşı olanların marjinal gruplar olduğunu
vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Başkanlık sistemine karşı olanların bana göre tek nedeni var; bu sistem
gelirse biz iktidar yüzü göremeyiz. Çünkü yüzde 50,1 oy alma imkanımız yok
Marjinal ve ideolojik grupların hepsi buna karşı. Çünkü ideolojik ve marjinal
yapılara hiçbir toplumda kahir ekseriyet destek vermez. Ama CHPnin böyle bir
korkuya kapılmasına gerek yok. Parlamenter sistemde CHP tek başına iktidar yüzü
gördü mü- Göremedi. Bundan sonra da göremez ama başkanlık sistemi olursa ihtimali
var. Eğer başkanlık sistemine geçerse Türkiye, sistem doğal olarak iki partili
bir yapıya oturuyor. Örneğin sağdan başkan seçildi, başarılı oldu. Bir daha
seçildi, yine başarılı. Ama öbür seçilen başarısız olursa, o zaman halk sağdan
seçmez. Siz yapamıyorsunuz, durun kenarda diyerek soldan da bir başkan adayına
başkanlık yetkisi verebilir. CHPnin siyasi vizyonunu ortaya koyanlar bir daha
okumalılar. CHPnin parlamenter sistemde yürütme yetkisini kullanma imkanı
bulmasıyla, başkanlık sisteminde bulması arasındaki ihtimal hesaplarını
yaparlarsa, başkanlık sisteminde belki 5-10 sene bulamayabilirler. Ama ondan
sonra bulma ihtimalleri var. Arada derede bulabilirler, konjonktürde
bulabilirler, yedekte bulabilirler, koalisyonda bulabilirler ama tek başına çok
zor.
Bozdağ, başkanlık sistemin en önemli yanlarından birinin de güçlü liderlere
ihtiyaç duyulması olduğunu, o nedenle bu sistemde soldan da kazansa, sağdan da
kazansa sonuçta Türkiyenin kazanacağını sözlerine ekledi.
Panele, Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir
Akyürek, AK Parti Konya İl Başkanı Ahmet Sorgun, AK Parti Konya milletvekilleri
ile vatandaşlar katıldı.
(BİTTİ)
Muhabir : Rıfat Yerlikaya
Yayıncı : Ahmet Kayır