SAKARYA (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türkiyenin,
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilme kararını 12 Eylül 2007de halk
oylamasında, onaylamasıyla beraber fiilen yarı başkanlık sistemine geçtiğini
belirterek, Başkanlık sistemi, yarı başkanlık sistemi hangisi olur, bunları
tartışıp ona göre yeni bir karar vermeli dedi.
Bozdağ, Sapanca Güral Otelde düzenlenen İl Müftüleri Seminerinin ardından
gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaşın Madem
Cumhurbaşkanını halk seçecek. Başbakanı o atasın önerisini hatırlatması üzerine
Bozdağ, Türkiyede yeni bir anayasa yapım sürecinin yaşandığını söyledi.
Şu anda anayasayla ilgili tartışmaların yaşandığına işaret eden Bozdağ,
başkanlık sisteminin de bu tartışmalar çerçevesinde tartışıldığını ifade etti.
Biz Yeni anayasa yapacaksak bu anayasayı hangi sistem üzerine bina edeceğiz.
Bunu öncelikle tartışmamız lazım diyen Bozdağ sözlerini şöyle sürdürdü:
Başkanlık sistemimi, yarı başkanlık sistemimi, parlamenter sistem mi,
hangisini Türkiye benimseyecekse bunun bir müzakeresini yapmakta fayda var. Biz
bunu her zaman söyledik, söylemeye de devam ediyoruz. Zira 200 senedir Türkiyede
sistem tartışması var ve bundan sonra bu tartışmaların ve bir 200 sene daha devam
etmemesini istiyoruz. Türkiyenin yararına, bu sistem konusunu detaylı bir
şekilde tartışmasına Türkiyenin faydası vardır. Ama birileri bunu tartışmaktan
korkuyorlar, çekiniyorlar aman tartışılmasın, tartışılırsa vatandaş bugünkü
sistemden yarı başkanlık, başkanlık veya başkaca bir sistem daha iyi olursa ona
geçmek ister biz ne yaparız diye bir endişe var. Onun için tartıştırmak
istemiyorlar. Korku pompalıyorlar ve bu konunun vatandaşlar tarafından
öğrenilmesini istemiyorlar. Ama Türkiye bunu tartışacak, korku pompalayanları her
zaman aştığı gibi bugün bu noktada bir karartma uygulayanları aşacaktır.
-Türkiye tartışmalı-
Bozdağ, Elitaşın Madem Cumhurbaşkanını halk seçecek. Başbakanı o atasın
görüşünün bu konunun tartışılması açısından son derece önemli gördüğünü söyledi.
Türkiyenin başkanlık mı, yarı başkanlık mı- konusunu tartışması ve bunun
üzerinde durması gerektiğine dikkat çeken Bozdağ, şöyle konuştu:
Esasında Türkiye, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilme kararını 12
Eylül 2007da halk oylamasında onaylamasıyla beraber fiilen yarı başkanlık
sistemine geçmiş durumdadır. Orada bir anayasal gerçeklik var. Çünkü yarı
başkanlık sisteminin tanımlarından bir tanesiydi o. Cumhurbaşkanının halk
tarafından seçildiği sisteme yarı başkanlık sistemi adı verilir şeklinde
literatürde yapılan tanımlar var. O yüzden Türkiye bu sistemi tartışmalı.
Başkanlık sistemi, yarı başkanlık sistemi hangisi olur, bunları tartışıp ona göre
yeni bir karar vermeli.
Eğer parlamenter sistemle devam edecekse onu da bu tartışmalardan sonra
yapmasında fayda var. Herhangi bir tartışma yapmadan, hiç konuşmadan yola devam
ederiz derlerse, o zaman zemin etüdü yapmadan inşaat yapmaya benzer. Bu inşaat bu
yükü, bu zemin bu etüdü yapmadan bu yükü taşımaz. O yüzden etüt yapmaya ihtiyaç
var diye biz her zaman ifade ettik. Benim görüşüm yarı başkanlık sistemi yarım
bir sistem esasında. Doğru sistem başkanlık sistemidir. Türkiye başkanlık
sistemine geçerse pek çok sorunu daha kolay aşma imkanı bulacaktır.
Bir gazetecinin, Özel Yetkili mahkemelerle ilgili bir çalışmanın yapılıp
yapılmadığını sorması üzerine Bozdağ, Onunla ilgili daha öncede açıklama
yaptım. Konuyla ilgili bir değerlendirme yapılıyor. Henüz detayları netleşmedi,
detayları netleştikten sonra kamuoyuyla paylaşacağım değerlendirmesini yaptı.
-Kılıçdaroğluna randevu-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğannın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile
hafta içinde görüşecek olmasını hatırlatması üzerine de Bozdağ, görüşmeyi olumlu
değerlendirdiğini söyledi.
Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
Hatırlarsanız 2009 yılında Sayın Beşir Atalayın İçişleri Bakanlığı
döneminde, biz Milli Birlik ve Kardeşlik Projesini başlatmış ve o dönemde akan
kanın durması, gözyaşının dinmesi, terörün bitmesi, milli birlik ve kardeşliğin
daha güçlü bir şekilde yeniden tesisi için bir süreç başlatmıştık. O zaman
başbakanımız hem CHPnin hem MHPnin hem de o zaman DTPnin genel başkanlarından,
meclis dışındaki siyasi partilerin genel başkanlarından randevular talep etmiş ve
bu sorunu birlikte nasıl çözeriz arayışı içinde olmuştur. Hatırlarsanız o zaman
hem CHP hem de MHP bu konuyu konuşmayı bile reddetmişlerdi, konuşamamıştık. Bugün
Kılıçdaroğlunun onun yönettiği CHPnin bu konuyu konuşma aşamasına gelmiş
olmasını önemsiyoruz. Bu AK Partinin başlattığı projenin CHPde de bir değişim
ve dönüşüme neden olduğunun somut bir göstergesidir.
-Kürtaj tartışmaları-
Bir gazetecinin kürtajın tartışılmasına ilişkin sorusuna Bekir Bozdağ,
Sağlık Bakanlığı ve ilgili bakanlıkların, konuyla ilgili çalışmayı sürdürdüğünü
belirterek, Benim şahsi görüşüm, kürtajın bir cinayet olduğu yönündedir. Ben
bunu her zaman söylüyorum ifadelerini kullandı.
Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:
Normal bir insanı öldürmeye teşebbüs ettiğinizde o insanın kendini savunma
hakkı var, savunabilir. Çünkü böyle bir imkanı var. Fakat anne karnında ki
ceninin kendini savunma hakkı yok. Onu korumak herkesin görevi, o yüzden anne
karnındaki ceninin kürtaj suretiyle alınması bana göre bir cinayettir. Bu konuda
yapılacak düzenleme ne olacaktır- Onu hep beraber göreceğiz. Çünkü şu anda
dünyada pek çok ülkede belli bir süreden sonra kürtaj serbest. Kürtajın tamamen
serbest olduğu ülke hemen hemen yok gibi. AB üye ülkelerin büyük bir kısmında
kürtaj 12 haftaya kadar serbest. 12 haftadan sonra yasak. Türkiyede ise 10
haftaya kadar serbest. 10 haftadan sonra yasak. Sanki şöyle bir hava yaratılıyor.
Kürtaj Türkiyede serbestmiş de şimdi kaldırılıyormuş veya dünyanın pek çok
ülkesinde kürtaj serbest de şimdi ilk defa Türkiye bunu kaldırıyormuş gibi bir
hava yaratılıyor. Bu fevkalade yanlıştır. Çünkü AB üye ülkelerde 12 haftaya kadar
serbest ondan sonra yasak. Türkiyede de 10 haftaya kadar serbest, ondan sonra da
yasak.
Şu anda bu konuda yeni bir düzenleme ihtiyacı ortada. Bununla ilgili de
çalışma yürütülüyor. Bu çalışmanın istisnaları neler olacak- kapsamı ne olacak-
Bittikten sonra netleşecek. Şu anda tartışılıyor zaten herkes bunu tartışıyor.
Bizim bu tartışmaların hepsinden istifade ediyoruz. Tartışılması lazım.
Tartışılsın ki gerçekler ortaya çıksın.
Muhabir: İbrahim Tezel-Ömer Ürer/Atakan Çelik
Yayıncı: J.Jale Müminoğlu