GAZİANTEP (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 30 Ağustos
resepsiyonlarının bundan sonra Köşkte kutlanacak olmasına ilişkin Türkiye
demokrasisini güçlendiriyor, hukuk devletini güçlendiriyor ve öyle yoluna devam
ediyor. Bu bu normalleşmenin, sivilleşmenin, Türkiyede olumlu anlamda değişmenin
bir adımıdır dedi.
Bozdağ, Gaziantep Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen
Sosyal Problemlere Peygamber Yolundan Çözümler uluslararası sempozyumu
öncesinde gazetecilerin sorularını cevapladı.
Genelkurmay Başkanlığının yaptığı açıklamaya ilişkin görüşlerinin sorulması
üzerine Bozdağ, Genelkurmayın açıklamalarıyla hakaret ve iftiraya karşı kendini
savunduğunu belirtti. Basın yayın organlarında çıkan açıklamalara bakıldığında
Türkiyede bazı kişilerin Türk Silahlı Kuvvetlerinin demokrasiye, hukuk
devletine, milletin iradesine sıkı sıkıya bağlı olmasından ve milletle, hukukla,
demokrasiyle birlikte olmasından fevkalade rahatsızlık duyduklarını gösterdiğini
söyledi.
Bu rahatsızlıklarını bir iftira ve hakaret yoluyla da dışa vurdular
diyen Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu dışa vurum bir nevi Türk Silahlı Kuvvetlerinin manevi şahsiyetini
alenen tahkir ve tezyif mahiyetindedir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendisine
karşı hakaret ve iftira yapan veya tahkir ve tezyifte bulunan kişilere karşı
kendisini savunması ve bu noktada görüşlerini açıklamasının eleştirilecek bir
yönü yok. Asıl eleştirilmesi gereken bana sorarsanız Türk Silahlı Kuvvetlerinin
demokrasiden, hukuktan ve milli iradeden yana olan duruşundan rahatsız olan,
omuzlarında rütbesi olmayan rütbelileri eleştirmek lazım.
İşin doğrusu onları eleştirmek lazım. Bir de tabi İstanbul Barosu gibi
Türkiyenin en önemli barolarından biri hukuku, adaleti, demokrasiyi savunması
gerekenler, o cübbenin altında bunu müdafaa etmesi gerekenlerin başkanı bunu
söylerse, yani demokrasiyi, hukuk devletini, adaleti, milli iradeyi içine
sindirememiş bir yaklaşımı seslendirirse esas ayıp olan, utanılacak olan budur.
Doğrusu İstanbul Barosunun başkanına bu tutum, bugüne kadar söyledikleri dikkate
alınırsa yakışmıştır. Zira bugüne kadar hukuku değil, demokrasiyi değil, milli
iradeyi değil, maalesef İstanbul Barosu gibi bir baro başka şeylerin peşinde
koşmuştur. Umarım tarih onları da yazacaktır.
-Milli iradeyi güçlendiren adımlar-
Bozdağ, bir gazetecinin 30 Ağustos resepsiyonunun Köşkte kutlanacak
olmasını nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine de Türkiyenin demokrasisini,
hukuk devletini güçlendirdiğini ve yoluna bu şekilde devam ettiğini söyledi.
Bunun normalleşmenin ve sivilleşmenin Türkiyede olumlu anlamda değişmenin bir
adımı olduğunu ifade eden Bozdağ, şöyle konuştu:
Biliyorsunuz daha önce Yüksek Askeri Şurada (YAŞ) oturma düzeni vardı,
Milli Güvenlik Kurulunda (MGK) ayrı bir oturma düzeni vardı, bayramlarda farklı
bir şey vardı, 23 Nisan resepsiyonu gibi bazı resepsiyonlarda eşsiz davetiyeler
vardı. Baktığınızda bunların hepsi artık tarihe kavuştu ve bütün bunları ortadan
kaldıran adımlar Türkiyenin demokrasisini güçlendiren, hukuk devletini
güçlendiren, milli iradeyi güçlendiren adımlardır. Esasında bu normal bir iştir.
Normal bir işin sorulabilir olması bile Türkiyede yaşanan anormalliğin ne kadar
içselleştirildiğini gösterir. Umarım artık böyle sorular da artık Türkiyede
sorulmaz çünkü artık Türkiye normalleşiyor.
-Muhtıra değil, hakaretlere cevap-
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, bir gazetecinin Genelkurmay Başkanlığının
açıklamalarının muhtıra olarak değerlendirildiğini ifade ederek bu konudaki
görüşünü sorması üzerine ise Bir muhtıra değil. Her kişi veya her kurum,
kendisine bir iftira yapıldığında, bir tahkir ve tezyif yapıldığında, bu iftirayı
yapanlara, tahkir ve tezyif yapanlara cevap vermesi bir haktır, ondan da öte bir
vazifedir. Eğer Genelkurmay Başkanı gündelik siyasi konulara ilişkin bir
değerlendirme yapsaydı, siyasete dönük bir eleştiride bulunsaydı o zaman biz de
kendisini eleştirirdik ama verilen cevaba baktığınızda Genelkurmaya dönük
tahkir ve tezyife Genelkurmay Başkanının verdiği bir cevap vardır diye
konuştu.
Bozdağ, birileri Genelkurmay Başkanlığını, Türk Silahlı Kuvvetlerinin
manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ederken Türk Silahlı Kuvvetlerini toplumun
gözünde küçük düşürmeye çalışırken, bunun karşısında kurumun kendisini
savunmasının, cevap vermesinin gayet normal olduğunu vurguladı.
Asıl eleştirilmesi gerekenin Türk Silahlı Kuvvetlerini, demokrasiden,
hukuktan, milli iradeden yana duruşundan dolayı eleştirenler olduğunu ifade eden
Bozdağ, şunları söyledi:
Herkes yerini bilecek, görevini bilecek ve ona göre hareket edecek.
Demokrasi ve hukuku savunması gerekenlerin, demokrasi ve hukuku savunma görevini
yerine getirmesi lazım. Barolar bu işin başında gelir. Ama maalesef Türkiyede,
İstanbul Barosu ve başka bazı barolar da, onu da ifade etmek isterim, demokrasi
ve hukuk deyince kendi ideolojilerine uygun ne varsa onu anlıyorlar. Eğer asker
kendi ideolojilerine, kendi görüşlerine uygun hareket ederse demokrat, kendileri
gibi konuşursa hukuktan yana, kendileri gibi konuşursa çok iyi, çok doğru ama
kendileri gibi konuşmaz, kendileri gibi durmaz,kendileri gibi adım atmazsa o
zaman da hakarete layık gibi bir anlayışın sahibi oldukları gözüküyor.
Onun için milletimiz onları da görüyor, onları da... Esas eleştirilmesi
gereken burada bana göre İstanbul Barosu gibi büyük bir baronun başkanlığını
yapan ve hukuk, demokrasi ve adalet mücadelesi vermesi gereken bir kurumun
başkanın, hukuktan, adaletten, demokrasiden yana olmayan yaklaşımlarıdır. Onu
eleştirmek lazım. Esas oradaki duruşu eleştirmek lazım. Silahlı Kuvvetler
kendisine dönük hakaret ve iftiralara her zaman cevap vermesini ben normal
karşıladım ama gündelik siyasete ve başka gündelik sorunlara ilişkin
açıklamaların doğru olmadığını her defasında ifade ettik. Ama kendisine dönük bir
iftira var burada bir hakaret var. Buna cevap vermesi en doğal hakkıdır.
(SEÇ-DAŞ-SFD)