ERZURUM (A.A) - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2009 krizinden
bu yana Türkiyenin pek çok Avrupa ülkesinden farklı bir çizgi izlediğini
belirterek, Avrupa ülkeleri o kriz döneminde, 2008-2009da krizden çıkmak için
ne yapmaya çalıştılarsa biz Türkiyede tam tersini yaptık dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği
Erzurumda Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaret etti.
Babacan, dünya ekonomisinin son derece sıkıntılı ve oldukça derin
problemlerin içinden geçtiğini vurgulayarak, 2008in sonunda başlayan 2009da
belki daha şiddetli hissettiğimiz kriz aslında bitmiş değil. Sadece dönemler
değiştirerek devam ediyor. Problemlerin hiçbirine köklü bir çözüm üretilmiş
değil. Dünyanın büyük bankalarında büyük sıkıntılar var, reel sektörde önemli
sorunlar var, özellikle gelişmiş ülkelerde. Bankalarda ve reel sektörde yaşanan
bu sıkıntı daha sonra devlet finansmanına da yansımış durumda. Pek çok ülke artık
borçlarını döndürme noktasında zorluk çekmeye başladı diye konuştu.
Suriyede de ciddi bir insanlık trajedisi yaşandığını anımsatan Babacan, her
geçen gün hayatını kaybedenlerin sayısının arttığını söyledi. Irakta hala bir
istikrar sağlanamadığını ifade eden Babacan, şöyle devam etti:
İranda özellikle bu nükleer program etrafında dönüp dolaşan ciddi soru
işaretleri var. Özellikle Batıda kaygılar var, kaygıların getirdiği pek çok
ticari, askeri yaptırımlar var. Bu da İran ile ilgili sıkıntıları had safhaya
taşımış durumda. Böyle bir dış konjonktürde Türkiye ekonomisi şimdiye kadar ciddi
bir problemle karşı karşıya kalmadı. Bugüne kadar makul büyüme oranlarıyla ve
istihdam da sağlayarak Türkiyede toplam istihdam miktarını da artırarak bugüne
kadar gelmiş bulunmaktayız. 2009 krizinden bu yana Türkiyenin izlediği çizgi pek
çok Avrupa ülkesinden farklı. Avrupa ülkeleri o kriz döneminde, 2008-2009da
krizden çıkmak için ne yapmaya çalıştılarsa biz Türkiyede tam tersini yaptık.
Onların izlediği yolun tam tersini izledik. Bizim politika tercihlerimiz
Türkiyenin bu krizin bir miktar dışında kalmasını sağladı. Türkiyedeki güven
ortamı bu krizin etkilerini minimumda tutmakta en önemli faktör. Tabi bunun
yanında izlemekte olduğumuz ekonomik politikaları finansal istikrarla ilgili
almış olduğumuz tedbirler de Türkiyenin bu kriz döneminde hem yüksek büyüme
oranlarını yakalamasını sağladı hem de işsizliği düşürmesini ve istihdamı
oluşturmasını sağladı.
-Avrupaya olan ihracatımızı azaltmaya çalışıyoruz-
Türkiyenin Avrupa ile hem ticaret kanalıyla hem de finansman kanalla bağlı
olduğunu belirten Babacan, şunları kaydetti:
Avrupaya olan ihracatımızı azaltmaya çalışıyoruz. Avrupaya olan
ihracatımızı azaltırken başka ülkelere mal satmaya çalışıyoruz. O şekilde
Avrupanın toplam kompozisyonunu azaltmaya çalışıyoruz. Türkiyeye yurt dışından
gelen finansmanın önemli bir bölümü Avrupadan geliyor. Avrupada olabilecek
ciddi bir çöküşün bütün dünya üzerinde etkileri olabilir. Bunun Türkiyeye belli
ölçülerde yansımaları olabilir. Bizim şu anki hazırlıklarımız olası problemlere
karşı Türkiyeyi azami şekilde nasıl koruruz. Avrupadaki problemlerin Türkiye
üzerindeki etkisini nasıl minimumda tutarız. Bütün çabamız o yönde.
-Çalışma yaşındaki nüfusun ortalama eğitim aldığı süre 6,5 yıl-
Babacan, Türkiyenin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak
istediğini belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı:
Türkiyenin her alanda 2023 hedeflerine ulaşmasını istiyorsak, bugünkü
eğitim sistemimizle bunun mümkün olabileceğini düşünmüyorum maalesef. Şu anda
Türkiyede çalışan nüfusun, çalışma yaşındaki nüfusun ortalama eğitim aldığı süre
6,5 yıl. Tüm çalışanlarımızın ortalaması 6,5 yıl. 6,5 yıl ne demek, ilköğretim
6ncı sınıfı bitirmiş 7inci sınıfı bitiremeden terk etmiş demek, eski tabirle
orta 2den terk. Şu anda çalışan nüfusumuzun eğitim durumu bu. Orta 2den terk
bir çalışan nüfusu olan bir ülkenin üretebileceğinin bir sınırı vardır. Milli
gelir olarak 3 bin 500 dolardan 10 bin 500 dolara çıktık. Fakat bu 10 bin 500
dolardan 2023 için hedeflediğimiz 25 bin dolara çıkmamız için mutlaka daha iyi
eğitimli bir nüfusa ihtiyacımız var. Bunun için de eğitim alanında atacağımız
adımlar son derece belirleyici olacaktır. Dolayısıyla eğitimdeki bu dönüşümü
sağlayamazsak 2023 hedefimiz ancak hayal olarak kalır. Milli Eğitim Bakanımızla
da çok yakın çalışıyoruz. Diyoruz ki Aman öğretmenlerimizi iyi seçelim. Çünkü
eğitim dönüyor dolaşıyor öğretmen kadrolarına dayanıyor. Sadece KPSS sonucuna
göre alınan öğretmenlerin bir kısmı iyi oluyor ama bir kısmından da verim
alamıyoruz.
-Sağlık Bakanı Akdağ-
Sağlık Bakanı Recep Akdağ da özellikle sağlık alanında çok büyük bir dönüşüm
geçekleştirdiklerini belirterek, Hükümetlerimizin istikrarı olmasaydı ve
ekonomimiz böylesine iyiye gitmeseydi biz bu dönüşümü asla gerçekleştiremezdik.
Sağlık için harcadığımız para bundan 9 sene öncesine göre 3 misli. Türkiye de 3
misli büyüdü. Bu istikrarla birlikte milletin güveni ve ekonominin iyiye gidişi
çok önemli dedi.
Babacan ve Akdağ, Erzurumlu sanayicilerle basına kapalı olarak
görüşmelerinin ardından AK Parti İl Başkanlığının düzenlediği iftar programına
katıldı.
Muhabir: Zehra Melek Çat / Emine Konuk
Yayıncı: Orhan Topal