SİİRT (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Türkiyede
bugün 75 milyonu memnun eden, böylesine bir huzur ve barış ortamı gönülden
isteniyorsa ve olan bitenler büyük bir sevinçle karşılanıyorsa buna giden yolları
açmak hangimize nasip olduysa bundan dolayı hepimiz memnun olmalıyız" dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, Siirt Belediye Başkanı Selim Sadakı ziyaret
etti. Ziyaret, belediye binası onarımda olduğu için geçici olarak kullanılan bir
iş hanında gerçekleşti.
Makam odasında Arınç, masanın olduğu yerde oturmak isterken, Sadak, girişte
hazırlanan yerde oturulmasını talep etti. Daha sonra Sadakın gösterdiği yere
geçen Arınç, yaptığı konuşmada, misafirperverlik için Sadaka teşekkür etti.
Meclis başkanlığından itibaren her gittiği şehirde valilik ve belediyeyi
ziyaret ettiğini, belediye başkanı hangi partiden seçilmiş olursa olsun halkın
seçtiği bir insan olması dolayısıyla hem onun makamını hem de şahsına saygı
duyduğunu göstermek için ziyaret gerçekleştirdiğini vurgulayan Arınç, bu nedenden
dolayı geçmişte çok garip olaylar da yaşadığını söyledi.
Arınç, şöyle devam etti:
"Bazı belediyeler için bunlar şunlardır. Buraya gitmezsek olmaz mı diye.
Biz kendi kararlılığımızı her zaman gösterdik. Doğubayazıt, Tunceli başka
yerlerde de gösterdik. Halkımız kimi seçmişse o bizim başımızın üstündedir. Bizim
ona saygı göstermemiz ve ona yardımcı olmamız gerekir diye söylemiştim. Selim bey
de cezaevinden çıkmışlardı, 4 arkadaşlardı. Sayın Leyla Zana, rahmetli Orhan
Doğan, Hatip Dicle. Meclis başkanı olarak benden ziyaret amacıyla talepte
bulundular. O günlerde unutmuyorum, onları kabul etmeseniz daha iyi olur diye
bize telkinlerde bulunmuşlardı. Zaman böyle bir zamandı. Bazıları telefonlara
çıkmıyordu, randevu vermiyordu, şu veya bu sebeple. Ama zannediyorum şimdiki
cumhurbaşkanımız ile bir görüşme yaptılar. Ben daha sonra Ramazan günüydü,
kendilerini bir akşam yemeğine davet ettim. İftar diye de söylemedim. Yani herkes
oruç tutar tutmaz bu bizim işimiz değil. Resmi konutta bir akşam yemeğine buyurun
dedim. Kendileriyle bir akşam yemeğinde bulundum. Hiç unutmuyorum ve seviniyorum
sadece Selim Sadak oruçluydu ve namazı beraber kıldık. Tabii benim nazarımda
derecesi çok yükseldi."
Yemekten sonra 4 saat konuştuklarını, 4 saat boyunca da 10 sene cezaevinde
kalmış insanlardan o acıları, geçmiş günleri dinlediğini, bundan sonra neler
yapılabileceğini konuştuklarını anlatan Arınç, pek çok noktada da Türkiyede
terörün bitmesi, tekrar barışın gelmesi, Kürt kimliği üzerindeki bütün
yasaklamaların kalkması, kaldırılması, bir parti kurulacaksa onlar açısından o
partinin hangi şartlarda siyaset yapması gerektiğini uzun uzun konuştuklarını
dile getirdi.
"Bundan dolayı beni çok eleştirdiler. Özellikle MHP, MHP sözcüleri. Ne zaman
beni akıllarına getirseler, o adam şunlara yemek vermişti, üstelik resmi
konutta diyerek bana olmadık laflarla hakaret ettiler. Ben bunu hakaret değil,
şeref sayarım. Çünkü milletvekiliydiler. Belki Türkiyede olmadığını biliyorum
ama dünyanın pek çok yerinde de 10 yıl bilfiil cezaevinde kalarak bunun acısını
10 kat, 20 kat fazlasıyla çekmiş bir siyasetçi de bulmak mümkün değildi" diyen
Arınç, Türkiyede adam öldürenlerin bile 10 yıl cezaevinde kalmadığını, zaman
zaman aflar çıktığını, hepsinin elini kolunu sallaya sallaya gittiğini belirtti.
-"Bugünlere kolay gelmedik"-
Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ama DEP milletvekilli arkadaşlarımız 10 yıl 3 ay sonra cezaevinden
çıkmışlardı. Sadak ile belediye başkanlığı öncesinde de sonrasında da
görüşmelerimiz hep dostane oldu. Kendisinin halkçı bir insan olduğunu,
Türkiyenin değerlerine sahip çıktığını, inançlı biri olduğunu, gerçekten
memleketimizde barışı gönülden istediğine inanıyorum. Biz o akşam 9 yıl önce
konuştuklarımızın bugün gerçekleşiyor olmasından, tabii gerçekleşecek olmasından
sonunu Allah bilir hepimiz hassasiyet göstermeliyiz. Sadakın söylediği gibi
barış diline zarar verecek söz ve davranışlardan mutlaka kaçınmalıyız. Benim için
de herkes için de bir sorumluluk. Bazen sinirlerimiz ayağa kalkabiliyor, bazen
istemediğimiz sözleri, tavırları gösterebiliyoruz. Ama herkes bilsin ki bu
sürecin başlamasında ve sağlıklı devam etmesinde bizim katkımız çoktur. Bugünlere
kolay gelmedik. Türkiyede bugün 75 milyonu memnun eden, böylesine bir huzur ve
barış ortamı gönülden isteniyorsa ve olan bitenler büyük bir sevinçle
karşılanıyorsa buna giden yolları açmak hangimize nasip olduysa bundan dolayı
hepimiz memnun olmalıyız. Belediye başkanlığı döneminde yaptıkları görünen
şeylerdir. Onu mutlaka Siirt halkı takdir edecektir. 1 yıl sonra seçimler var. Bu
seçimlerde dileriz ki AK Partili bir belediye başkanı kazansın."
Çevredekilerin gülmesi üzerine Arınç, "Ben gönlümden geçeni söylüyorum. Bu
birkaç yolla da olabilir. Yani AK Partili bir belediye başkanı derken adı
Ahmettir, Mehmettir, Selimdir, Hüseyindir. O ayrı bir şey. Halkımız Selim Sadakı
ya da Selim gibi bir arkadaşımızı takdir edecekse başımızın üstünde yeri vardır"
ifadesini kullandı.
Siirtte bazı vakıf eserlerinin işgal altında olduğunu, Belediye Başkanı
Sadak ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün bu konuda el ele verdiklerini ifade eden
Arınç, "bu yerlerin kurtulması için çok güzel hizmetler yaptılar. Biz de kim
vakıflara sahip çıkarsa o bizim en sevdiğimiz insandır. Kim vakıf malı yerse,
vakıf tozunu ayağına bulaştırmışsa beddua alır. Hayırlı hizmetleri takdir ederim.
Ama siyaset düşmanlık değil, rekabet işidir. Millet kararı verir, bizler de
yapılan eserleri takdirle anarız" şeklinde konuştu.
-"Hükümet olarak çok şeyler yaptık"-
Siirtin bir barış ve huzur kenti olduğunu, insanların rahatlık ve güven
hissettikleri ortamın çok önemli olduğunu anlatan Arınç, bunun yatırımlar,
istihdam, iş hayatı ve milli gelirin artması için de önemli olduğunu kaydetti.
Arınç, Türkiyede yargı ile ilgili eleştiriler yapıldığını ancak hükümet
olarak çok şey yaptıklarını ifade etti.
Bazı cezaların ertelenmesi konusunda, şu anda cezaevinde olan milletvekili
Kemal Aktaş ve Sadakın da istifade ettiğini dile getiren Arınç, "Niye bunu
yapıyoruz- Düşünce veya basın yoluyla bir düşünce ifade edilirse bu suç olmamalı.
Biz böyle düşünüyoruz. Ama baktık ki mahkemeler arka arkaya mahkumiyet kararları
veriyorlar. Hem 3. yargı paketinde hem 4. yargı paketinde önemli düzenlemeler
yapıldı" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şiddet, silah, tehdit, cebir yoksa herkes istediğini söyleyebilir dedik. O
da önemli bir aşama. Tabii ki KCK denilen yapılanma konusunda da son zamanlarda
tahliyeler oldu. Bu tahliyeler de son çıkardığımız kanunlarla ilgili. Halen devam
eden davalar ve tutukluluklar var. Biz yasama organı olarak sevk ettiğimiz
tasarılarını kanunlaştırıyoruz. Ama bunları uygulamak ya da uygulamamak yargının
işi. Onlara çok fazla müdahale etme imkanımız olmuyor. Ama bu süreç inşallah
böyle giderse ve sonunda da başarıya ulaşırsa inanınki Türkiyede yasama da
yürütme de yargı da sürece göre mutlaka bir pozisyon alacaktır. Bu pozisyon
Türkiyede herkesin kucaklaştığı, birbirinden şüphe etmediği, korkmadığı, silah
ve şiddet tehdidi altında çıkıp özgürce birbirini sevdiği bir ülkeye inşallah hep
beraber kavuşacağız."
Sadak da diyalogdan yana olduğunu, her sorunun konuşarak çözüleceğine
inandığını belirterek, şiddetin devre dışı kalmasıyla birçok sorunun çözüleceğine
inandığını söyledi.
Sadakın "Şahsım, kişiliğim, 30 yıllık siyasetim BDP geleneğinden gelen bir
siyasettir. Kanımın her damlası BDP olarak akıyor" demesini gülümseyerek
karşılayan Arınç, "Neremi kessem BDP olarak akar diyorsun, bir yerini kesmene
gerek yok. Sen yine BDPden aday ol. Halkımız seni seçerse başkan ol" dedi.
-"Dostuma hoş geldiniz diyorum"-
Arınçın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Sadak, güzel bir
süreç yakaladıklarını kaydederek, şöyle konuştu:
"Gelecek için herkesin, küfür eden de sloganvari dil kullananın da bu sürece
ve barışa ihtiyacı olacaktır. Biz cezaevinden çıktıktan sonra Meclis başkanı iken
Arınçı ziyaret ettik. Bugün başlatılan sürecin, mutlaka yöntem budur, sayın
Öcalan ile görüşerek bunun çözülmesi için Türkiye için fırsat olduğunu Arınça
ben aktardım. Sayın başbakan yardımcısının bize karşı duydukları sevgiyi hiçbir
zaman unutmayacağım. Bunun için çok teşekkür ederim. Bu sürecin sağlıklı yürümesi
için sayın başbakan yardımcımıza, sayın başbakana da selamları ileterek bölgede
barış dilini kullanacak, BDP gerçekliğini kabul edecek, Kürt sorununun
varlığından haberdar olan bürokratlara ihtiyaç vardır. Herkes elini taşın altına
koymuştur. Sayın başbakan da BDP çevresi de bedenlerini taşın altına
koymuşlardır. Sürecin sağlıklı yürüyebilmesi için çok uğraşmamız lazım. Barış çok
büyük olduğu için çok emek harcamamız lazım. Sayın başbakan yardımcımıza daha
doğrusu dostuma hoş geldiniz diyorum."
Muhabir: Nurten Aslan-Nail Kadırhan/İbrahim Yakut
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu