Başbakan Yardımcısı Arınç: (2)

Başbakan Yardımcısı Arınç: (2) -Son savunma noktasına gelmiş bir insan ben şu dilden savunmamı yapmak istiyorum derse eskiden bu mümkün değildi şimdi mümkün -Kürt sorunu belki 30 yıldan beri sorun olmuş, konuşulmuş, tartışılmış.


MUĞLA (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Son savunma noktasına gelmiş bir insan ben şu dilden savunmamı yapmak istiyorum derse eskiden bu mümkün değildi şimdi mümkün dedi.
     Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Yerel ve Bölgesel Medya Buluşması toplantısına katılmak için Marmarise gelen Bülent Arınç, toplantının gerçekleştirildiği otelde TRT Haber kanalında 45 Artı isimli programda soruları yanıtladı.
     Arınç, ana dilde savunma ile ilgili olarak, Bunu sadece bir Kürt yurttaşımızın Kürtçe savunma yapma isteği gibi kabul etmemek lazım. Belki mesele oradan çıktı, belki onun üzerinden tartışılıyor, ama 4 kuşaktan bir Alman savunmasını Almanca yapmak isterse kanun maddesi ona da imkan tanıyor. Her insan için farklı şekilde düşünmek mümkün. Sadece Kürtçe olarak değil. Ben son savunmamı Arapça yapmak istiyorum, çünkü ben Arapça konuşan bir aileden geliyorum, yıllardır bu dili konuşuyorum diyen bir Mardinli, Şanlıurfalı bir başka Siirtli, onlar için de mümkün olabilecektir, bir Alman için de mümkün olabilecektir diye konuştu.
     Anadilde savunma hakkının sadece Kürt vatandaşlar veya Kürt olmadığı halde Kürtçe savunmasını belli amaçlarda yapmak isteyenler için tanınan bir hak olmadığına işaret eden Arınç, Burada şöyle bir ayrım var. Yargı dilinin Türkçeden farklı olmaması lazım. Eğitim dili Türkçe ise yargı dili de Türkçe olmalı. Son savunması sorulan kişi istediği dilde savunmasını yapmak isteyebilir. Bu savunma hakkına yönelik verdiğimiz bir karardı diye konuştu.
     25 yıllık bir avukat olarak söylüyorum, savunma hakkı kutsaldır diyen Arınç, Bir insan savunmasında her şeyi konuşabilir, her şeyi söyleyebilir. Hakim onu dinlemek mecburiyetindedir. Delil gösterir, savunma yapar, isterse masal anlatır, hakim onu dinler, son savunması olduğu için. Son savunma noktasına gelmiş bir insan ben şu dilden savunmamı yapmak istiyorum derse eskiden bu mümkün değildi şimdi mümkün diye konuştu.
     Yaşanan gelişmelerin açlık grevleri ile bağlantılı olmadığını ifade eden Arınç, Bu son olaylarla bağlantılı değil. Aslında biz bunu kanunlaştırmak için geç kaldık. Çünkü bunu iki seneden beri konuşuyoruz. Son olarak 30 Eylülde büyük kongremizde sayın genel başkanımızın konuşmasıyla birlikte bir siyasi manifestomuz yayınlandı. Dolayısıyla biz, açlık grevleri başlamadan çok önce bu meseleyi düşünmüş ve kanun yapmak üzere karar vermiştik dedi.
    
     -Kürtler Anadoluda bin yıldan beri var-
    
     Kürtlerin Anadoluda bin yıldan beri var olduğunu anlatan Arınç, şunları söyledi:
     Kürt sorunu belki 30 yıldan beri sorun olmuş, konuşulmuş, tartışılmış, bazen isyanlar olmuş, bazen karşı koymalar olmuş. Bu bir kimlik meselesi... Yani benim kimliğim budur demek insanlara yasaklandığı için bu yasaklamadan kaynaklanan siyasi, toplumsal, sosyal çok fırtınalar esmiş. Çünkü çok haksızlıklar yapılmış, insanlar çok cefa görmüş. Kürtçe konuşamazsınız diye kanun çıkarmışlar. Diyarbakır Cezaevine konulan, başka cezaevlerindeki bütün mahkumlara da olmadık eziyetler yapılmış. Bir insan kendi etnik kökenini, kendi kimliğini söyleyemezse o kimliğin gerektirdiği insan hakları, anayasal hakları da kullanamazsa o zaman bir sorun vardır. Bu sorun hiç bir zaman yok olmaz, kronik hale gelir ve içinden çıkılmaz nokta olur.
     Geçmişte siyasetçilerin ve bilim adamlarının Kürt sorunu ile ilgili konuşmalarını da bildiklerini söyleyen Arınç, şöyle devam etti:
     Başbakanımız da 2005 yılında Diyarbakır konuşmasında meseleyi tamamen ortaya koydu. 7Bu mesele şu olsun veya bu olmasın vardır ve biz bunu çözmek için adımlarımızı atıyoruz dedi. Bu çok büyük bir güvenceydi Türkiye için ve biz buna uygun olarak çok güzel şeyler yaptık. Kürtler Anadoluda bin yıldan beri var, kimse inkar edemez. Onların bir dili var, bir medeniyeti var, gelenekleri örf ve adetleri var, inançları var. Bu toplumda da birlikte yaşamışız, birlikte yaşarken de çok mutlu olmuşuz. Cumhuriyeti de birlikte kurmuşuz. Aynı amaç uğrunda aynı birlikteliğimizi göstermişiz.
     (Sürecek)
    
     Muhabir: Durmuş Genç/ Levent Kişi
     Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu
<< Önceki Haber Başbakan Yardımcısı Arınç: (2) Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER