DİYARBAKIR (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kürtçe
savunma ile ilgili olarak, Önümüzdeki günlerde yasal düzenleme yapılacaktır. Ve
artık Kürtçe ifade ve savunma verme konusunda bir gedik aşılmış olacaktır dedi.
Beraberinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve AK Parti
milletvekilleri ile çeşitli açılış ve incelemelerde bulunmak üzere Diyarbakıra
gelen Arınç, Gazi Köşkünde verilen yemek öncesi gazetecilerin gündeme ilişkin
sorularını yanıtladı.
Arınç, AK Parti 4. Olağan Kongresinde Diyarbakır açısından önemli bir aşama
kaydedildiğini, Diyarbakırın Merkez Karar Yürütme Kurulunda (MKYK)
temsiliyetinin 2ye yükseldiğini söyledi.
Bakan Ekerin, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını başarı ile yürüttüğünü
Diyarbakırda milletvekillerinin büyük bir gayret ve uyum içinde çalıştığını
ifade eden Arınç, Merkez Karar Yürütme Kurulunda bugüne kadar Diyarbakırı
sadece Necla Hattapoğlu temsil ediyordu. Bu dönem, bu kongre ile Prof. Dr. Mehmet
Akının da seçilmesiyle Merkez Karar Yürütme Kurulunda Diyarbakırın temsili
ikiye yükselmiş oldu. Takdir edersiniz ki sadece 50 kişilik olan kurulda 2
arkadaşımızın, bakanlarımızdan ve milletvekillerimizden ayrı olarak temsil
edilmiş olması Diyarbakıra partimizin verdiği değerin en önemli göstergedir
dedi.
Arınç, Başbakan Erdoğanın 2,5 saatlik konuşmasında önemli konulara temas
ettiğini, kendisine göre bu konuşmanın duygusal yönü daha ağır basan bir konuşma
olduğunu ifade ederek, başbakanın konuşmasına şiirlerle başladığını, AK Partinin
kuruluş aşamasında bu partiye hayat veren dinamikleri anlattığını, sonrasında AK
Partinin içeride ve dışarıda halka sunduğu destekleri çok özet biçimde sunduğunu
belirtti.
Konuşmanın son bölümünün bir veda bölümü olduğuna işaret eden Arınç, Evet
bu bir topyekun veda değil, bir ara verme, bir dinlenme, bir nokta veya bir
virgül koyma hesabıyla bir veda konuşması yapıp helallik dilediler. Çünkü sayın
başbakanımızın da genel başkanlığında ve milletvekilliğinde son dönemidir. Bizim
pek çok arkadaşımız da aynı durumdadır. Ama partimize hizmetten geri
kalmayacağız. Partimiz güçlenerek yoluna devam edecek. Biz de hangi konumda
olursak olalım AK Partimizin başarısı için elimizdeki tüm imkanları
kullanacağız diye konuştu.
Arınç, kongredeki konuşmalar içerisinde çokça yer almayan ama kongrede
sunulacak bir metin olması bakımından özenle hazırlanan bir belgeden bahsetmek
istediğini dile getirerek, bunun siyasi vizyonları ile ilgili bir belge olduğunu
belirtti.
Bugüne kadar yaptıklarına ilaveten bundan sonra da siyasi, ekonomik ve dış
politika açısından yapmayı düşündükleri, attıkları adımların bu kitapta Genel
Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna takdim edildiğini vurgulayan
Arınç, kitap dikkatle incelendiğinde özellikle Diyarbakırı, bölgeyi yakından
ilgilendiren, Milli Birlik ve Kardeşlik projesine yönelik birkaç konunun
mutlaka bilinmesini arzu ettiklerini kaydetti.
-Kürtçe yaşayan bir dildir-
Arınç, bu yıl okullarda Kürtçenin tercih edilen bir dil olarak ve ders
olarak okutulmaya başlandığını, öğretmenlere formasyon verildiğini, alfabe kitap
hazırlandığını ifade ederek, başlangıç olması bakımından bazı aksaklıklar
yaşandığı görülebilse de arkasının mutlaka çok daha güçlü geleceğini söyledi.
Bugün itibariyle bu dersi tercih eden çocukların sayısının 22 bin civarında
olduğunu ifade eden Arınç, şöyle dedi:
Bu küçümsenecek bir rakam değildir. Tamamen tercihe bağlıdır. Umarım ileri
ki yıllarda öğrenci sayısı belki daha da artacaktır. Bir taraftan Türk Dil
Kurumuna kapsamlı bir lügat hazırlaması için verdiğimiz talimat devam ediyor,
bir taraftan da Milli Eğitim Bakanlığının okutulan ders kitabını anlamaya
yönelik küçük bir lügatçesi de bugünlerde basılıp öğrencilerimize verilmek üzere.
Dolayısıyla Kürtçenin artık öğrenilmesi konusunda en güçlü, en ciddi adımın
atıldığını biliyoruz. Bunun ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Kürtçe
yaşayan bir dildir. Milyonlarca insanın konuştuğu, öğrenmek istediği, yaşamak
istediği bir dildir. Bu bir insanlık hakkıdır. Bunun bugüne kadar inkar edilmiş
olması ne kadar yanlış bir konu ise bundan sonra bu dilin kabul edilmesi hatta
-yanlış bir kelime olmasın- varlığının bilinir ve anlaşılır olması bence çok
önemli bir adımdır.
-Kürtçe savunma talebi-
Arınç, yıllarca savunduğu bir konu olan, bazı davalarda sanıkların Kürtçe
bilmemesine rağmen, Kürtçe savunma yapmak istiyorum demesini mahkemelerin
kabul etmediğini ve bu şekilde bilinmeyen, anlaşılmayan dil olarak
tutanaklara geçtiğini, mahkemelerin uzadığını, o kişilerin ısrarı ile de savunma
yapılamadığı için kararın verilemediğini hatırlattı.
Bu konuda Yargıtay kararlarının da çıktığına dikkati çeken Arınç, şöyle
konuştu:
Yargıtay, kararlarında diyordu ki; Bu kişi polise Türkçe ifade vermiş,
savcıya Türkçe ifade vermiş, tutuklama talebi ile gittiği mahkemede Türkçe ifade
vermiş ama şimdi Kürtçe ifade vereceğini söylüyor. Demek ki samimi değil,
dolayısıyla Kürtçe değil Türkçe ifade vermesi gerekir. Bu yıllarca konuşulan,
tartışılan bir konu oldu. Ben düşüncemi daha önce de belki televizyonlarda, belki
bazı önemli yerlerde ifade ettiğim için tekrar söylüyorum. Ne olursa olsun iyi
niyet, kötü niyet araştırması bir tarafa kimsenin kalbini yarıp bakamayız ama
dünyada evrensel bir kural var, savunma hakkı kutsaldır, savunma hakkı
kısıtlanamaz, savunmaya mütalik olarak bir insan ne diyorsa, mahkeme onu dikkati
almak zorundadır. Dolayısıyla sorgusunu ve savunmasını Kürtçe yapmak isteyen bir
insana hem tercüman tutmak hem de kendi ifadesini almak bence doğru bir konuydu.
Bu sayın başbakanımız ve partimizin de kabul ettiği bir konu haline geldi.
Önümüzdeki günlerde yasal düzenleme yapılacaktır. Ve artık Kürtçe ifade ve
savunma verme konusunda bir gedik aşılmış olacaktır. Yazılı hukuk buna göre
düzenlenmiş olacaktır.
-Anadilde kamu hizmeti-
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, anadilde kamu hizmetlerine erişme
konusunda çok önemli bir adım atıldığını, 2 dilli 3 dilli tartışmalarını bir
kenara bırakarak kendi anadilini kamu hizmetleri konusundan da tercih edecek
insanlara devletin, hükümetin yardımcı olmayı da kendisine hedef bildiğini
söyledi.
Kamu hizmetlerinde Kürtçe dilinin konuşulmasının tercümanlık gerektirmesi
halinde, hükümetin, devletin bunu da karşılayacağını ifade eden Arınç, Lügat
çalışmalarından bahsettim. Daha evvel lügat konusunda büyük bir eseri hazırlayan
Kürt Enstitüsünün varlığını biliyorum. Bana bu lügatı sayın Belediye Başkanı
Osman Baydemir 2009da kendilerini ziyaret ettiğimde vermişti. Bu küçük görülecek
bir çalışma değil, değerli, önemli ve büyük bir eser. Türk Dil Kurumu bugüne
kadar pek çok dilde lügat çalışması yaptığı halde, herhalde geçmiş yıllarda
Kürtçe inkar edildiği için cesaret edememişlerdi. Bu inkarı kaldırdık, şu anda
Türk Dil Kurumu Kürtçe bir lügatı hazırlamak için önemli bir çalışma başlattı. Bu
eksikliğin bundan sonra giderilecek olmasını ben önemli bir adım olarak
görüyorum diye konuştu.
(Sürecek)
Muhabir: Nail Kadırhan-Şaban Yılmaz-Sema Kaplan
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu