HATAY (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiyede de
maalesef eli kanlı bir örgüt, halen silahlarını konuşturmakta, eylem yapmakta.
Amacımız, terörün son bulmasıdır, bunu 75 milyon insan istiyor Türkiyede.
Terörün bitmesini istemeyen sadece terör örgütlerini yönetenler ve maşa durumunda
olanlardır dedi.
Arınç, Antakya Belediye Başkanı Lütfü Savaşı ziyaretinde gazetecilerin
Leyla Zananın terör olayını Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın
bitirebileceğiyle ilgili açıklamalarına ilişkin soruyu yanıtladı.
Bunları değerlendirdik. Aynı şeyleri tekrarlamaya gerek yok. Türkiyede
çok güzellikler var. Türkiye büyüme hızında dünyada ikinci. Milli gelir artışında
dünyada fevkalade bir seyir izliyor diyen Arınç, şöyle konuştu:
İhracatı fevkalade yüksek. Türkiye, İtalyanın, Yunanistanın,
İspanyanın, Portekizin, İrlandanın, İzlandanın iflas noktasında geldiği bir
ekonomide harikalar meydana getiriyor. Türkiyede toplumsal barış kuruluyor.
Türkiyede geçmişte yaşanan olumsuzlukların hepsinden hesap soruluyor. Türkiyede
ayrımcılıklar kalmadı. Bütün bu güzelliklerin içerisinde terör bizi fevkalade
üzmektedir.
Türkiyede de maalesef eli kanlı bir örgüt, halen silahlarını konuşturmakta,
eylem yapmakta. Mesela polislere, askerimize hatta kadınlara, genç kızlara
yönelik mayınlar patlatarak veya canlı bombalarla eylemlerine devam etmektedir.
Amacımız, terörün son bulmasıdır. Bunu 75 milyon insan istiyor Türkiyede.
Terörün bitmesini istemeyen sadece terör örgütlerini yönetenler ve maşa durumunda
olanlardır.
Arınç, muhalefetiyle iktidarıyla Türkiyede yaşayan minyonlarca insanın bir
an evvel terörün bitmesi ve huzur gelmesini istediğini belirterek, şöyle devam
etti:
Çünkü biliyoruz ki terörün bittiği anda Türkiye uçuşa geçecektir.
Yatırımlar daha çok artacaktır, güvenlik gelecektir, insanlar huzursuzluk
içerisinden çıkıp daha çok atılım yapmak ihtiyacını duyacaklardır. Bugünkü
gelişmeler, on misli ile katlanacaktır. Sayın Zananın söyledikleri göz ardı
edilecek şeyler değil. Kendisini yakinen de tanıyorum. 10 yıl cezaevinde yatıp
çıktıktan sonrasında kendileriyle görüştüğümüzde de bu fikirleri taşıdığını
görmüştüm. Zananın söylediklerini birkaç cümle ile özetlemek mümkün. Öncelikle
şiddet dursun, silahlar konuşmasın diyor. Bunu güçlü bir hükümet ve güçlü bir
lider çözebilir o da sayın Recep Tayyip Erdoğandır diyor. Ve siyasetin diliyle
konuşmalıyız. Her zaman söylüyorum bir insan ya siyasetin dilini kullanır ya
şiddetin dilini kullanır. Şiddetin dilini kullanacaksa ona artık siyasetçi
denemez. Bunu bütün BDPli milletvekilleri için, milletvekilleri olmasa bile halk
adına söz söyleme noktasında ağzını açan herkesin siyaseti mutlaka siyasetin
diliyle yapması lazım.
Zananın söylediklerinden yola çıkarak Türkiyede, siyaset diliyle
konuşarak ve birlikte görüşerek birlikte karar almak suretiyle doğruları hep
beraber sahiplenmek suretiyle kendi öz eleştirisini de yaparak yeni bir yol
açmalıyız diyor. Bunu sadece bir milletvekili söylediği için değil, ama
geçmişten bu yana o kanatta etkin bir siyasetçi söylediği için önemli buluyorum.
Kendisine yönelik tehditleri, eleştirileri de görüyorum. Bunu tabii de buluyorum.
Çünkü şiddetin dilini terk etmeyenler Zananın bu söylemlerine karşı, onu
aşağılayıcı bir takım şeyler söylemekten de geri kalmayacaklardır. Ama biz de
sürekli olarak Zanayı övücü kelimeler kullanırsak karşı tarafı tahrik etmiş
oluruz. Bence söylediklerinde doğruluk payı var. Bu doğrulara hep beraber sahip
çıkmamız daha iyi olur diye düşünüyorum. Bunları kamuoyu da yakından
değerlendirmektedir. Umarım ki siyasetin diliyle toplumun sorunlarına sahip çıkma
konusunda daha duyarlı hale gelmemiz konuşulabilir veya beklenebilir.
(sürecek)
Muhabir: İsmihan Özgüven / Ali Güreli
Yayıncı: Berin Alpaslan