GAZİANTEP (A.A) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriyedeki
gelişmelere ilişkin Annan Planına uyulacağı konusunda umutlarımızı halen
muhafaza etmekle birlikte, Suriyeden gelen acı haberlerle, umutlarımızın
gittikçe zayıfladığını belirtmek durumundayım dedi.
Başbakan Erdoğan, resmi ziyarette bulunacağı Slovenyaya hareketinden önce
Gaziantep Havaalanında düzenlediği basın toplantısında Kilisteki geçici barınma
merkezinde yaptığı incelemelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, Annan Planına uymanın, Suriyede ayrıca tek başına çözüm
getirmeyeceğini ifade ederek, Bir yönetimin, en ağır silahlarla, masum halkı,
çocukları, kadınları bombalamayı sona erdirmesi, sorunun çözümünde ancak ilk
aşama olabilir. Suriyede, halkın taleplerini gözeten, parlamenter ve anayasal
sisteme dayanan, özgürlükleri genişleten bir reform süreci, derhal
başlatılmalıdır. Muhalefetin talepleri dikkate alınmalıdır. Suriye kentlerine
insani yardım, ayrıca hasar tespiti için zemin hazırlanmalıdır diye konuştu.
Türkiye olarak ülkeye giriş yapan Suriyelilere, uluslararası hukuk
çerçevesinde geçici koruma sağladıklarını ve geçici koruma rejimi çerçevesinde,
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ile yakın işbirliği içinde çalıştıklarını
anlatan Erdoğan, şu bilgileri verdi:
2011 yılı Nisan ayından bugüne kadar, Suriyeden Türkiyeye, toplam 40 bin
807 kişi giriş yaptı. Bu 40 bin 807 kişiden, 17 bin 796sı ülkelerine gönüllü
olarak geri döndüler. Bu yılın nisan ayında, Suriye ordusunun ülkemize yakın
sınır bölgelerine yaptığı saldırılar, girişleri artırsa da Annan Planıya
birlikte geri dönüşler bir miktar ivme kazandı. Şu an itibariyle, Kilis Öncüpınar
Kampında, Hatay Altınözü 1 ve 2, Yayladağı, Reyhanlı, Apaydın kamplarında,
Gaziantep Islahiye ve Şanlıurfa Ceylanpınar kamplarında, yani 8 kampta, toplam 23
bin 11 Suriyeliyi misafir ediyoruz. Kiliste ziyaret ettiğimiz kampta ise 2 bin 1
konteynerde, 9 bin 633 Suriyeli misafir kalıyor.
Kilisteki kampın kapasitesi 12 bin kişiye çıkarılacak. Çalışmalar
tamamlandığında, konteyner sayısı 2 bin 60a yükselmiş olacak.
-Hataydaki kamplar taşınacak-
Erdoğan, Hatayda bulunan misafirlerin tamamının da Kilis Öncüpınar Kampı
ile 10 bin kişi kapasiteli Gaziantep Islahiye Kampına ve 20 bin kişi kapasiteli
Şanlıurfa Ceylanpınar Kampına nakledileceğini bildirdi.
Eğitimden sağlığa, gıdadan giyime, spor imkanlarından ibadet yerlerine kadar
her ihtiyacın en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğünü kaydeden Erdoğan,
Suriyeli kardeşlerimizin barınma imkanları için bugüne kadar Türkiye olarak 168
milyon lira harcama yaptık dedi.
-Suriyede olup bitene kayıtsız kalmamız mümkün değil-
Erdoğan, Suriyenin, Türkiyenin en uzun sınırı paylaştığı ülke olduğuna
işaret ederek, şöyle konuştu:
Sınırın her iki yanında, birbirleriyle çok yakın akrabalık bağları bulunan
Türkiye ve Suriye vatandaşları yaşıyor. Sadece sınır bölgesinde değil; buradan
Halepe, Şama, Deraya kadar, tüm bu bölgede akrabalarımız ve kardeşlerimiz
yaşıyor. Nitekim, bu sınır, çok eski tarihlerde değil, bundan yaklaşık sadece 90
yıl önce çizilmiş bir sınırdır. Yani Türkler ile Suriyeliler, tarihin çok uzun
süreçlerinde bir arada yaşamış, topraklarını birlikte savunmuş, ortak bir
kültürü, ortak bir medeniyeti, birlikte inşa etmiş milletlerdir.
Burada şu hususu altını çizerek ifade etmek istiyorum. 10 yıl öncesine
kadar, Türkiye ile Suriye arasında, çeşitli siyasi meselelerden dolayı çok gergin
bir ilişki vardı. Ancak, iktidara geldiğimiz andan itibaren, Komşularımızla Sıfır
Sorun Politikası çerçevesinde, bütün komşularımız gibi Suriye ile de çok farklı
bir süreci başlattık. Sorunların üzerine kararlılıkla gittik ve verimli bir
diyalog ortamı oluşturduk. Ortadoğu ve Kuzey Afrikada başlayan halk
hareketlerinin, Suriyeyi de etkisi altına alacağını gördüğümüz için, Suriye
yönetimine biz dostça, kardeşçe, son derece samimi şekilde uyarılarımızı yaptık.
Suriye yönetimine, bir an önce reformlar yapmasını, halkın rahatsızlıklarını
giderecek adımlar atmasını, Mısır, Libya gibi ülkelerde yaşanan acı tecrübeleri
yaşamadan bu süreci suhuletle atlatmasını tavsiye ettik.
Ne var ki, Suriye yönetimi bizim bu tavsiyelerimizi dikkate almadığı gibi,
verdiği birçok sözü de tutmamak gibi güvensiz bir duruş sergiledi.
Erdoğan, Türkiye olarak Suriyede olup bitene, ülkedeki gelişmelere kayıtsız
kalmalarının mümkün olmadığını belirterek, meselenin öncelikle insani boyutu
bulunduğunu söyledi ve Bizler, akraba, hatta kardeş milletleriz ifadesini
kullandı.
Meselenin, aynı zamanda siyasi bir boyutu bulunduğunu da kaydeden Erdoğan,
En uzun sınıra sahip olduğumuz ülkedeki istikrarsızlık, güvensizlik, çatışma,
sivil halka yönelik acımasız saldırılar, elbette ki Türkiyeyi çok yakından
ilgilendirmektedir diye konuştu.
Erdoğan, bir yandan Suriyede akan kanın durması, bir yandan Suriyeden
gelenlerin misafir edilmesi, bir yandan da uluslararası kamuoyunun dikkatlerinin
bu ülkeye yönelmesi için yoğun bir çaba içinde olduklarını ve olmaya devam
edeceklerini söyledi.
-Umutlarımızın gittikçe zayıfladığını belirtmek durumundayım-
Başbakan Erdoğan, Annan Planına uyulacağı konusunda umutlarını halen
muhafaza etmekle birlikte, Suriyeden gelen acı haberlerle, umutlarının
gittikçe zayıfladığını belirterek, şunları kaydetti:
Annan Planına uymak, Suriyede ayrıca tek başına çözüm getirmeyecektir.
Bir yönetimin, en ağır silahlarla, masum halkı, çocukları, kadınları bombalamayı
sona erdirmesi, sorunun çözümünde ancak ilk aşama olabilir. Suriyede, halkın
taleplerini gözeten, parlamenter ve anayasal sisteme dayanan, özgürlükleri
genişleten bir reform süreci, derhal başlatılmalıdır. Muhalefetin talepleri
dikkate alınmalıdır. Suriye kentlerine insani yardım, ayrıca hasar tespiti için
zemin hazırlanmalıdır.
Gazetecilerin güvenliğinin sağlanması da büyük bir önem arz ediyor. Halen
Suriyede şu anda tutuklu bulunan iki Türk gazetecinin, serbest bırakılmaları da
önceliklerimiz arasındadır. Çalışmalarımız sürüyor. Temennimiz odur ki bunlarda
neticeyi alırız.
Suriyelilere insani yardım ulaştırılması için de gayretlerine devam
edeceklerini belirten Erdoğan, Suriyeden ülkemize giriş yapan Suriye
vatandaşları, bizim misafirimizdir, bizim kardeşimizdir. Misafir, bizim
geleneklerimizde, şeref kadar, namus kadar değerlidir. Misafirlerimizi korumaya,
gözetmeye, onların her türlü ihtiyaçlarını karşılamaya da devam edeceğiz.
Ülkemizde bulunan misafirlerin, güvenli bir biçimde, gönüllü olarak, huzurlu bir
Suriyeye dönüş yapabilmeleri en büyük arzumuzdur. Bu mümkün oluncaya kadar,
misafirlerimiz için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Ben, kamplardaki tüm
misafirlerimize sabır diliyorum dedi
-10 yılın Dünya Şahsiyeti Ödülü-
Slovenya ziyaretine ilişkin de bilgi veren Erdoğan, gerçekleştireceği resmi
ziyaret kapsamında bu ülkenin önemli düşünce kuruluşlarından Uluslararası
Ortadoğu ve Balkan Araştırmaları Enstitüsü tarafından kendisine layık görülen
10 Yılın Dünya Şahsiyeti ödülünü alacağını belirtti.
Erdoğan, buradan da Türkiye-İtalya Hükümetlerarası İkinci Zirvesine
katılmak üzere Romaya geçeceğini ifade ederek, bu görüşmelerin 2,5 yıllık bir
tehirle gerçekleştirildiğine işaret etti. Erdoğan, Bu, İtalyayla Türkiye
arasında da hakikaten yeni bir döneme çok daha ivme kazanarak başlama sürecimiz
olacaktır değerlendirmesinde bulundu.
(HAS-GÖK-İU)