ŞANLIURFA (A.A) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birileri
çıkıyor başta anamuhalefet, bizler için diktatör falan saçma sapan yakıştırmalar
yapıyorlar. Aynaya baksınlar aynaya dedi.
Başbakan Erdoğan, Şanlıurfa Abide Kavşağı ve diğer yatırımların ortak açılış
töreninde yaptığı konuşmada, 4+4+4 eğitim sisteminin bir değişim ve dönüşümün adı
olduğunu söyledi.
Erdoğan, Karşımda gördüğüm kızıyla erkeğiyle bu genç kuşaklar bu zorunlu
eğitim sistemiyle, zorunlu öğrenim sistemiyle inşallah muasır medeniyetler
seviyesinin üstüne çıkacak, Türkiyenin temel taşları olacaktır dedi.
Cumhuriyetin nasıl kardeşlik üzerine inşa edildiyse, aynı şekilde yine
kardeşlik üzerinde yükseltileceğini dile getiren Erdoğan, Bütün sorunlarımızı
kardeşlik hukukuyla çözeceğiz. Bütün meseleleri, samimiyetin diliyle, gönül
diliyle konuşacak, bütün meselelere diyalogla, uzlaşmayla yaklaşacak, istişareyle
çözüm üreteceğiz diye konuştu.
Siyasete girdikleri andan itibaren, gençlik yılların itibaren çok büyük
zorluklarla karşılaştıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
Siyasi görüşlerimiz yok sayıldı, siyasi taleplerimiz yok sayıldı. Bu
ülkede bize öteki muamelesi, zenci muamelesi yapıldı. Tehditler aldık.
Maddi-manevi saldırılara maruz kaldık. İstanbulda Büyükşehir Belediye Başkanlığı
yaparken İstanbula hizmet üretmemizin, eser üretmemizin önüne geçilmek istendi.
Siyaset yaptığımız partiler kapatıldı. Yetmedi, Siirtte okuduğum bir şiirden
dolayı mahkum oldum. Cezaevinde yattım. 3 Kasım seçimlerinin ardından hükümeti
kurduktan sonra da önümüze engeller çıkarıldı, önümüze zorluklar çıkarıldı. Bize
Cumhurbaşkanı seçtirmemek istediler, bizim partimizi kapatmak istediler. Sizlerin
oyuyla iktidara geldiğimiz halde bizi türlü türlü ayak oyunlarıyla, türlü
provokasyonlarla, tuzaklarla bu yoldan ayırmak istediler.
Siyasi hayatımız boyunca yaşadığımız tüm zorluklara, karşılaştığımız tüm
engellere rağmen biz hiçbir zaman şiddete başvurmak istemedik, şiddete
başvurmadık. Şiddetin yanında olmadık. Şiddeti bir metot olarak hiçbir zaman
benimsemedik. Biz, Anayasaya bağlılıktan ayrılmadık. Yasaların dışına çıkmadık.
Demokratik yollar dışında bir yola asla ve asla tevessül etmedik. Çünkü biz
milletimize inanıyorduk. Çünkü biz Hakka inanıyorduk ve halk hakla beraber
tecelli etti. Halk, hakkın dilini yakaladığı için bizleri de iktidar etti. Şimdi
işte muhtar bile olamaz dedikleri insan başbakan oldu.
-Hizmetkar olmaya geldik-
Önümüzü kestiler ama millet önümüzü açtı. İşte şimdi buradayız ve hizmet
ediyoruz diyen Erdoğan, millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya
geldiklerini, hizmete devam edeceklerini söyledi.
Erdoğan, Zaman zaman birileri çıkıyor, başta anamuhalefet olmak üzere
bizler için diktatör, bilmem ne filan falan gibi böyle saçma sapan yakıştırmalar
yapıyorlar. Aynaya baksınlar aynaya, aynaya baksınlar. Biz milletimize hizmet
yarışında varız. Bunu benim milletim iyi gördüğü için de işte 3 Kasım 2002den bu
yana hep artırarak bizlere iktidar görevi veriyor diye konuştu.
Sevginin dilinden sevenlerin anlayacağını ifade eden Erdoğan, Biz
milletimizi seviyoruz, milletimiz de bizi seviyor. Sevgi dille olmaz gönülde
olur. Leyla ile Mecnunun arasındaki gibi olur. İşte budur aslolan dedi.
Türkiyenin 2023 hedefine doğru yürüdüğünü belirten Erdoğan, şunları
söyledi:
2023 Türkiyenin Allahın izniyle dünyada ilk 10 ülke arasında yer alacağı
bir dönem olacak. 2023 yetmez, biz büyük düşünüyoruz. Büyük düşünenler kazanır.
Biz Sultan Alparslanın torunlarıyız. 1071 Anadolu harekatı, işte nasıl ki
2023te nasıl ki 100. yılı kutlayacaksak 2071de de Anadolu harekatının 1000.
yılını torunlarımız kutlayacak. Torunlara inşallah 2071in Türkiyesini temelini
atma görevini bırakalım, onlar onu halletsinler. Burada anne adaylarını
görüyorum, inşallah onlardan meydana gelecek nesiller 2071in Türkiyesini
kuracaklar. Bunu görüyorum. Kim bizi ne kadar mağdur etmeye kalkarsa kalksın.
-Silahları hiçbir zaman tasvip etmedik-
Taşı, sopayı, molotofkokteyli, hele hele silahları hiçbir zaman tasvip
etmedik diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
Şiddet, düşüncenin bittiği yerde başlar. Düşüncenin hakim olduğu yerde
şiddet olmaz. Şiddet acizlerin işidir. Şiddet mücadele azminin, mücadele ruhunun
bittiği yerde başlar. Şiddet hiçbir zaman çözüm olmadı, olamaz ve olmayacak.
Söyleyecek sözü olmayanlar şiddete başvururlar. Verilecek bir mücadelesi
olmayanlar şiddete başvururlar. Konuşacak birikimi, tartışacak yeteneği, bir
mücadele geleneği olmayanlar şiddete başvururlar.
10 yıldır bir şey söylüyoruz. Terör meselesinin çözümü, Kürt kardeşlerimin
sorunlarının çözümü için siyaset bir araç olsun, demokrasi bir araç olsun meclis
bir çatı olsun diyoruz. Kürt kardeşlerimin sorunu var da Arap kardeşimin sorunu
yok mu- Türk kardeşimin sorunu yok mu- Boşnak kardeşimin sorunu yok mu- Roman
kardeşimin sorunu yok mu- Bütün etnik unsurların hepsinin kendine göre sorunu var
ama bu ülkede bakıyorsunuz bir grup yatıyor kalkıyor sanki sadece kendilerinin
sorunu var. Dürüst olacağız. Biz 75 milyon kardeş olarak el ele vereceğiz.
Kürdüyle, Arabıyla, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Boşnağıyla,
Romanıyla el ele vereceğiz ve biz yaradılanı yaradan dan ötürü seveceğiz. Ne
Arabın Kürde, ne Kürdün Türke, ne Türkün Kürde üstünlüğü yoktur. Hepimiz
kardeşiz. Olaya böyle bakacağız ve birbirimizi paradan puldan, makamdan, ırktan
dolayı sevmeyeceğiz. Sadece yaradandan ötürü seveceğiz. Mesele budur. Bizim
birbirimize bağlayan en güzel bağ, mensubu olduğumuz İslamdır, o kardeşliktir.
Bundan daha güzel bağ olabilir mi- Biz onunla birbirimize bağlandık, onun için
birbirimize olan muhabbetimiz hep arttı. Ama bunu birileri kıskandı. Varsın onlar
kıskansın, biz yine sevmeye devam edeceğiz. Biz şiddet sona ersin diyoruz,
silahlar değil siyaset konuşsun diyoruz. 10 yıldır biz demokrasinin, siyasetin
zeminini hazırladık. Şu anda bu konuşanlar, afedersiniz ileri ileri gidenler,
sınır tanımayanlar acaba 10 yıl-15 yıl önce bu parlamentoda veya değişik yerlerde
bugün konuştukları gibi konuşabiliyorlar mıydı- Bu imkanı bunlara hangi iktidar
hazırladı- Biz hazırladık ve daha iyi olacak, daha güzel olacak.
(sürecek)
Muhabir: Hasan Öymez / Ferdi Türkten
Yayıncı: Selçuk Aval