BALIKESİR (A.A) - Brand Finance Türkiye Direktörü Marka ve Marka
Değeri Uzmanı Muhterem İlgüner, kentleri yönetenlerin, günü kurtarmaya
çalışırken, kentlerinin geleceğini ıskaladığını söyledi.
Bandırma Kent Konseyi ve Bandırma Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen Marka
Şehir Bandırma paneli, Barış Manço Kültür Merkezindeki gerçekleştirildi.
İlgüner, burada yaptığı konuşmada, küreselleşmenin, rekabeti arttırdığı
dünyada, 2 milyon 700 bin kentin, farklı markalar yaratma peşinde koştuklarını
bildirdi.
Artık rekabet, sınır tanımıyor. Bu nedenle kentleri yönetenlerin, günü
kurtarmaya çalışırken, kentlerin geleceğini inşa etmeleri de gerekir diyen
İlgüner, Ancak ülkemizde kentleri yönetenlerin, günü kurtarmaya çalışırken,
geleceği ıskaladıkları da bir gerçektir dedi.
Marka kent yaratmak için slogan, logo, broşür, cd, fuar ve promosyon gibi
unsurların, bu konuda gerekli olan başarıda sadece buz dağının üstünde bulunan
bölümleri olduğunu vurgulayan İlgüner, önemli olanın, strateji, yaratıcılık,
yenileşim ve uygulanabilirlik olduğunu kaydetti.
Buna paralel olarak, marka kentler yaratmak için kültürel miras, doğal yapı,
özgün çıktı ve yerleşik becerinin göz önüne alınması gerektiğine işaret eden
İlgüner, şöyle konuştu:
Türkiye bugün, tanıtımını yapmaya çalışırken bile yanlış bir strateji
uygularken, Hollandanın simgesi olan laleyi logo diye kullanıyor. 2000
yılından beri dünya nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşıyor. Yöneticiler,
kanaat önderleri, kentleri için gelecek planlarken, yaratıcılığın rolünü
benimsemelidirler. Yaratıcı endüstriler, kentlerde gelişip sosyal dokular
oluşturunca, kentin yaşam kalitesi de artacaktır.
Bandırma Ticaret Odası Başkanı Osman Kocaman da, kentin marka sayılabilecek
değerleri üzerinde durdu.
Bu değerleri, Bandırmaspor, Banvitspor, beyaz et sektörü, tarihi Bandırma
vapuru, Bandırma Limanı, bor tesisleri, rüzgar enerjisi, Kuş Cenneti, Kapıdağ,
süt ürünleri ve Manyas kelle peyniri, balıkçılık, Türkiye sanayisinde ilk 500
arasına giren büyük kuruluşlar ve Bandırma Organize Sanayi Bölgesi olarak
sıralayan Kocaman, gerçekleşecek bir marka kent çalışmasının, Bandırmanın
geleceğine de yön vereceğini dile getirdi.
Bandırma Ticaret Borsası Başkanı Halit Sezgin ise yönetim kurulunda
bulundukları 8 yıl içinde Bandırma Ticaret Borsasını, birlik, beraberlik ve
ortak akılla Türkiyede marka bir kuruluş durumuna getirdiklerine belirterek,
önümüzdeki aylarda uygulamaya girecek Büyük Anadolu Lojistik Organizasyonunun
(BALO), Bandırmanın markalaşmasına büyük katkı sağlayacağına inandığını ifade
etti.
Müstakil Sanayiciler ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Bandırma Şube Başkanı
İhsan Turgut, bir kentin, marka durumuna gelmesi için kaynaklarını çok iyi
kullanması gerektiğine işaret etti.
Önümüzdeki aylarda gerçekleşecek Ankara-Bandırma arasındaki hızlı tren
seferleriyle bu iki kent arasındaki yolculuğun, 2,5 saate ineceğine işaret eden
Turgut, Bandırmanın Dubai gibi bir balıkçı kenti olabileceğini bildirdi.
Bandırma Sanayici ve İşadamları Derneği (BANSİAD) Şube Başkanı Hakan Öztürk
de, Bandırmanın, çekim merkezi durumuna getirilmesiyle bir marka kent
yaratılabileceği belirterek, Bunu gerçekleştirmek için doğal, kültürel,
sanatsal ve ekonomik yönlerimizden bir ya da ikisini öne çıkarmamız gerekiyor.
Bunun için bir akademik çalışma gerçekleştirilmelidir dedi.
Kapıdağın da içine alınarak oluşturulacak doğa ve tarih merkezli bir
projenin, Bandırmanın marka kent olmasına katkı sağlayacağına inandığını
vurgulayan Öztürk, Ancak, bir yerin marka kent durumuna gelmesi için o kentte
yaşayan herkesin, elini, taşın altına koyması zorunludur. Yoksa marka kent
yaratmak bir hayalden öteye geçemez diye konuştu.
CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça ise Türkiyenin, lale olan tanıtım
logosunun değişmesi için TBMMye soru önergesi vereceğini belirterek, Bandırma,
özgürlük, sevgi ve barışın kenti olarak zaten bir doğal çekim merkezidir. Ancak,
Bandırmamızı, yaşanabilir, herkesin mutlu olduğu bir kent durumuna nasıl
getirebileceğimiz konusunda kendimizi sorgulamalıyız şeklinde konuştu.
Bandırma Kent Konseyi Başkanı Dr. Selim Panç, panelin sonunda konuşmacılara
plaket verdi.
Muhabir: Ahmet Pesen / Fikriye Susam Uyar
Yayıncı: İbrahim Uyar