İZMİR (A.A) - Hüseyin Bağış - Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal
Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, Marmara
Denizinden avlanan balıkların bir kısmında ağır metal kalıntısı iddialarıyla
ilgili Türk balıklarının Avrupadaki ihracat başarısına dikkat çekerek, Bizim
balıklarımızda tehlikeli oranda kanserojen maddeye rastlansaydı ihracat
yapamazdık dedi.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Kızıltan, Türkiye su ürünleri sektörünün
son yıllarda ihracatın yıldız sektörü haline geldiğini, 2012 yılı rakamlarına
göre sektörün 500 milyon dolara yaklaşan ihracatıyla kültür balıkçılığında
Avrupada Norveçin ardından ikinci sıraya yükseldiklerini söyledi.
Gıda sektöründe halkın yoğun tüketimi bulunan ürünlere yönelik zaman zaman
analiz haberlerinin yayınlandığını, bu haberlerde bilimsellikten uzak verilerle
sansasyonel bilgilerin verildiğini belirten Kızıltan, Marmara Denizinde avlanan
bazı balık türlerinde kanserojen kalıntıların bulunduğu yönündeki haberde de
yanlış bilgilendirmeler yapıldığını savundu.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının düzenli olarak analizler yaptığını,
bu sonuçların baz alınması gerektiğini ifade eden Kızıltan, şöyle konuştu:
Ege Üniversitesi ve TÜBİTAKta da yapılan analizler var, onlarda da böyle
bir sonuç çıkmıyor. Marmarada bazı dip balıklarında bu sözü edilen maddelerden
olduğu söyleniyor. Soluduğumuz havada, yediğimiz gıdalarda dahi bu tür maddeler
mevcut. Bunların kanserojen etki yarattığı iddiası abartılıdır. Burada Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının düzenli olarak yaptığı analizlerin baz
alınması gerekir. Bazı özel laboratuvarlar iş hacmini arttırmak için dönem dönem
bu tür açıklamalar yapıyor.
Sektörün kişi başına balık tüketimini artırmaya çalıştığını, bunun için
kampanyalar düzenlediğini ifade eden Kızıltan, bu tip iddiaların bilimsel ve
ticari ilişkiler açısından önemli sonuçlar doğurabileceğini, resmi makamlar
dışındaki bilgilere itibar edilmemesi gerektiğine dikkati çekti.
Kızıltan, Avrupa Birliğine ihraç ettiğimiz tek et balık etidir. AB, bu
konuda ayrıntılı analizler yapmaktadır. Bizim balıklarımızda tehlikeli oranda
kanserojen maddeye rastlansa ihracat yapamazdık. Avrupada Türk balıkları en
sağlıklı, en temiz balıklar olarak kabul ediliyor dedi.
-Bakanlık titiz davranıyor-
Güzelbahçe Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Ünal Görgün de, iddiaların
kanıtlanması gerektiğini ve sadece bir laboratuvarın sonucuna göre değil çeşitli
laboratuvarların analiz sonuçlarını görmek gerektiğini söyledi.
Deniz suyunu kirleten fabrika atıklarının önlenmesi gerektiğini belirten
Görgün, Belirli oranlarda cıva her balıkta var ama kanserojen madde var demek
abestir. Bu iddiayı kanıtlamak gerekir ve sadece bir tane laboratuvarın sonucuna
göre değil çeşitli laboratuvarlara analiz yaptırmak gerekir dedi.
Ege denizi sularında ağır metal oranının yüksek olmadığını belirten Görgün,
sözlerini şöyle tamamladı:
Ege Denizi sularında insan sağlığına zararlı madde oranı yüksek değil. Ama
Marmarada var demek de doğru değil. Biz de oradan gelen lüferleri tüketiyoruz.
Sağlık bizim için çok önemli. Eğer bu balıklar tehlikeli ise biz bu balığı
avlamayız. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu konuda zaten çok titiz
davranıyor. Dip balıklarının önemli bir kısmında insan sağlığına zarar vermeyecek
derecede cıva vardır. Bu bilinen bir şey. Ama bunu balık kanser yapar diye lanse
etmek doğru değil.
Yayıncı: Şükran Yücel