KAHRAMANMARAŞ (A.A) - Ahmet Caner Baysal - Ustalarının el emeği,
göz nuruyla işlediği bakır eşyalar, film sektöründe aksesuar olarak kullanılıyor.
Geçmişten bugüne izler taşıyan ve ustalarının maharetli elleriyle ortaya
çıkan bakır eşyalar günümüzde ya turistik ya da aksesuar amaçlı tercih ediliyor.
Bakır eşyalara talebin azalmasıyla bu işi icra eden zanaatkarların da sayısı
giderek azalıyor.
Son yıllarda film yapımcılarının filmlerde kullanılmak üzere talep ettiği
bakır ürünler, bir bakıma ustaların imdadına yetişti. Sabahın erken saatinde iş
yerlerini açan ustalar, çekiçlerini artık daha çok film sektörü için vuruyor.
Kentin tanınan bakırcı ustası Mustafa Tepebaşı, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, mesleğe 37 yıl önce babasının yanında başladığını söyledi.
İnsanların bir zamanlar vazgeçemediği bakır eşyaların bugünlerde genellikle
aksesuar amaçlı tercih edilmeye başlandığını, son yıllarda film yapımcılarının da
bakır eşyalara işleri dolayısıyla ilgi gösterdiğini belirten Tepebaşı, şunları
anlattı:
Bu olay aslında bizleri bir nebze olsun rahatlatıyor. Çünkü para
kazanamayan usta ne yapsın. Birçok arkadaşım mesleği bırakmak zorunda kaldı.
Bunun yanında çırak bulamıyoruz. Eskisi gibi değil. Geçmişte bakırcılık çok
popüler bir meslekti. Bizler bu mesleği yaşatmaya çalışıyoruz. Film
yapımcılarından çok büyük talep görmeye başladık. Bizim açımızdan olumlu bir
gelişme.
-Yurt dışına da gönderiyorlar
Tepebaşı, özellikle tarihi filmlerin vizyona girmesiyle bakır eşyalara talep
oluştuğunu ifade ederek, Sadece yerli filmler değil yurt dışındaki filmlere de
bakır gönderiyoruz. Son zamanlarda saray mutfağı yapmaya başladık. Büyük
sahanlar, paşa mangalı, ibrik gibi Adan Zye her şeyi gönderiyoruz diye
konuştu.
Şimdiye kadar pek çok filme ve diziye bakır malzeme gönderdiklerini aktaran
Tepebaşı, son olarak Fetih 1453 adlı dizi için bakır eşyalar hazırladıklarını
ifade etti.
İnsanların geçmişe özlem duyduğunu anlatan bakırcı ustası Tepebaşı, şunları
kaydetti:
Halkımız iş yerine geliyor, hatta çocuklarıyla geliyor. Bizimle sohbet
ediyor, çocuklarına bakır sanatını anlatıyorlar. Mutlu oluyoruz. Teknolojiye
direnmemiz mümkün değil. Ancak bu mesleğin yaşatılması gerektiğini düşünüyorum.
En azından az da olsa ustanın yetişmesi gerekiyor. Burada büyüklerimize görev
düşüyor.
Yayıncı: İsmail Fidan