BİLECİK (A.A) - Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Avrupa Birliği İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eser
Karakaş, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programında her yıl yayınlanan İnsani
Gelişmişlik Raporuna göre 15 yaş ve üzeri eğitim yaşı ile sağlık kriterlerini baz
alarak hazırlanan sonuçlara göre 177 ülke arasında Türkiye 92. sırada yer alıyor.
2023e kadar hangi siyasi iktidar, siyasi görüş, Türkiyeyi 11 senede içinde
bulunduğu 92. sıradan 50 ya da 40. sıraya taşırsa, en milliyetçi siyasal iktidar,
en milliyetçi siyasal görüş, lider odur. Başka bir milliyetçi tanımı boştur
dedi.
Prof. Dr. Karakaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisinin bir
iktisatçı olduğunu ve her iktisatçının da büyümeye takıntılı olduğunu belirterek,
iktisadın özünde büyümenin olduğunu kaydetti. Ekonominin iyi gitmesiyle büyümenin
eş anlamlı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Karakaş, kendisinin klasik bir
milliyetçi olmadığını ve klasik milliyetçilik kavramından hoşlanmadığını
belirterek, şunları söyledi:
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programında her yıl yayınlanan İnsani
Gelişmişlik Raporuna göre 15 yaş ve üzeri eğitim yaşı ile sağlık kriterlerini baz
alarak hazırlanan sonuçlara göre 177 ülke arasında Türkiye 92. sırada yer alıyor.
Bu bilgi beni çok rahatsız edici bir şey. Benim milliyetçilik anlayışım bir
tanedir. O da bu BM sıralamasında ülkemi yukarı çekmek. Benim tek milliyetçilik
tanımım budur. Bir milliyetçi düşünün ki, eğer yurttaşını zengin, eğitimli ve
sağlıklı yapmıyorsa, ben ne yapayım öyle milliyetçiyi. En iyi milliyetçi demek
ortalama vatandaşını, zengin, eğitimli ve sağlıklı yapan politikası olandır.
2023e kadar hangi siyasi iktidar, siyasi görüş, Türkiyeyi 11 senede içinde
bulunduğu 92. sıradan 50 ya da 40. sıraya taşırsa, en milliyetçi siyasal iktidar,
en milliyetçi siyasal görüş, lider odur. Başka bir milliyetçi tanımı boştur.
Kişi başı milli gelir artması, eğitim ile sağlık alanlarına daha fazla
kaynak ayırmak için çok hızlı büyümeye ihtiyaç olduğunu, ekonomik anlamda
büyümeyi gerçekleştirmenin yanında hukukta da mesafelerin alınması gerektiğini
dile getiren Prof. Dr. Karakaş, şöyle devam etti:
Yani önce iktisat, önce büyüme sonra hukukta, insan haklarında iyileşmenin
olması diye düşünülüyordu. Ancak 21. yüzyılda yani günümüzde önce demokrasi,
hukuk ve insan hakları, sonra büyüme olmalıdır. Ekonominin temel girdisi hukuk
devleti olacaktır. 21. yüz yılda bu denklemin böyle olduğunu ben biliyorum. Önce
hukuk, sonra büyüme, dünya ile entegrasyon sağlama açısında böyle olması
gerekiyor. Türkiyenin yapması gereken şey, hukuk devleti olma yolunda daha büyük
mesafeler alarak küresel tasarruf olgusundan daha çok pay çekip hızlı
büyümektir.
Prof. Dr. Karakaş, ekonomide Türkiyenin geldiği noktanın kötü olmadığını
belirterek, din devlet ilişkisi, eğitim, hukuk, anayasal düzenleme, asker devlet
ilişkisi ve yurttaşlık gibi bazı konulardaki anormalliklerin aşılması halinde
Türkiyenin çok daha iyi yerlere geleceğini bildirdi.
Yeni anayasa çalışmaları hakkında kendisini de ümitsiz eden noktaların
olduğunu aktaran Prof. Dr. Karakaş, şu ifadeleri kullandı:
İyi bir anayasa yapılacağı konusunda ümitli değilim. Bir anayasa
yapılacaktır ama Kenan Evren Anayasasının bütün olumsuzluklarını da bünyesinde
barındıracaktır. Öte yandan Türkiyenin 2023e doğru hedefinde normalleşmenin
olacağına inanıyorum. Yani geldiğimiz nokta kötü durmuyor ama bundan daha iyisi
olmaz mı acaba- Ben, Türkiyenin hukuk alanındaki anormallikleri aştığı ölçüde
ekonomide bugün geldiği noktadan daha da iyi olacağını düşünüyorum. Yani Türkiye
bu sene yüzde 3 büyümüş 2012de, niye yüzde 8 büyümüyor- Türkiye, bu sene 60
milyar dolar yabancı sermaye çekebilseydi, bu sene yüzde 3 değil, yüzde 8 büyür
ve işsizlik de yüzde 9.1 olmaz yüzde 5.1 olurdu.
Muhabir: Mehmet Candikmen - Mesut Tankulu
Yayıncı: Doğan Sarıtaş