MUĞLA (A.A) - Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen
Bağış, Yanı başımızda savaşlar oluyor, doğal afetler oluyor. Dış ticaretimizin
bundan 3-4 yıl öncesine kadar yüzde 65ini yaptığımız Avrupada son 100 yılın en
ağır ekonomik krizleri yaşanıyor, ama Türkiye ekonomisi dünyanın en hızlı büyüyen
ekonomilerinden biri olmaya devam ediyor dedi.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen ve
Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan MÜSİAD Muğla Şubesinin açılışı nedeniyle
düzenlenen törene katılan Bakan Bağış, turistik beldeleri sayesinde yabancıların
Türkiye ile ilgili ilk intibalarını, ilk fikirlerini, ilk düşüncelerini Muğlada
gördükleriyle elde ettiğini kaydetti.
MÜSİADın 35inci şubesini Muğlada açmasından mutlu olduğunu vurgulayan
bağış, MÜSİADın 22 yılda çok şey görüp, çok iyi şekilde sindirerek büyüdüğünü,
çok titiz, dikkatli bir strateji izlediğini ifade etti.
Bakan Bağış, MÜSİADın bugün Türkiyenin en önemli sivil toplum
kuruluşlarından biri haline geldiğini, 1990 yılından bu yana Türkiye ekonomisinin
ilerlemesine, ihracatın, üretimin, istihdamın artmasına çok önemli katkılarda
bulunduğunu belirtti.
Bir sivil toplum örgütü olarak MÜSİADın her zaman demokrasinin
gelişmesinden yana tavır takındığına dikkati çeken Egemen Bağış, MÜSİADın beni
en çok etkileyen yönü, o demokrasi savunuculuğu, demokrasiye sahip çıkma
konusundaki kararlılığıdır. Bu ülkede herkesin dilediğiyle, dilediği
düşüncelerle, dilediği yaşam standartlarında yaşayabilmesini savunmuş olmasıdır
diye konuştu.
Hiç unutamadığı 2 MÜSİAD çıkışı olduğunu anlatan Bağış, şunları söyledi:
Bir tanesi sayın Başbakanımızın bu ülkede şiir okuduğu için Pınarhisar
Cezaevine gönderilme sürecinde MÜSİAD, ilk fahri üyemiz Recep Tayyip
Erdoğandır diye bir çıkış yapmıştı. Diğeri de iktidar sürecimize denk geldi.
Hem AK Partiye açılan kapatma davası sürecinde hem de 27 Nisanda, kimilerinin
emrinde çalıştıkları Başbakana arz etme endişesi taşıdıkları fikirleri internet
üzerinden yaymaya kalktıklarında takındıkları tavra MÜSİADın verdiği net cevap,
demokrasiden yana bu ülkede milletin takdiriyle görev başında olan hükümletin
yanında duran o duruş çok anlamlıydı.
MÜSİADın milletin değerleriyle barışık olduğuna işaret eden Bağış,
MÜSİADın milletini hor görmemesi, kimileri gibi kendi milletine kem gözle
bakmaması, milletine bidon kafalı dememesi, milletine bunlar ne anlar bu
işlerden, dağdaki çobanla, Yörüğün oyuyla benim oyum bir mi olacak dememesi,
milletin değerleriyle hemhal olması, bizim bugün buraya gelme sebebimizdir. Bu
konu Türkiyede artık önemli noktalara gelmiş şahıslarında, kurumlarında bu
ülkede insanlar arasında ayrımcılık yapmama meselesidir diye konuştu.
-Ülkenin demokrasisi topal olursa ekonomisi felç oluyor-
Bakan Bağış, Türkiyede bir gecede yüzde 7 bin faizlerin yaşandığı
dönemlerden bahsedildiğini anlatarak, şöyle konuştu:
Bir ülkenin demokrasisi topal olursa, inanın ekonomisi felç oluyor. Ama
oradaki asıl açığımız ekonomik açık değildi. Demokratik açıklık vardı, demokratik
eksiklik vardı. Onların ekonomiye yansımasıydı. Hamdolsun 10 yıldır Türkiyede
milletin iradesine saygı gösteren, milletin iradesiyle görev yaptığının
bilincinde olan bir hükümet var. Yanı başımızda savaşlar oluyor, doğal afetler
oluyor. Dış ticaretimizin bundan 3-4 yıl öncesine kadar yüzde 65ini yaptığımız
Avrupada son 100 yılın en ağır ekonomik krizleri yaşanıyor, ama Türkiye
ekonomisi dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olmaya devam ediyor.
İstanbul Borsası dünyanın en karlı borsalarından biri olmaya devam ediyor. Türk
emlak piyasası dünyada en çok kazandıran meta olarak bütün dünyanın ilgisini
çekiyor.
Geçmişte bazı siyasilerin söylediği yağ, şeker ve un sahibi olmanın
yetmediğini vurgulayan Bağış, Onlar bu ülkede her zaman vardı. Kaynaklarımız
vardı, ama helvayı karabilecek babayiğitler yoktu. Bugün MÜSİADın içerisinden
yerli otomobilimizi yapacağım diyen babayiğitler çıkabiliyorsa, 10 yıldır
Türkiyeyi yöneten iradenin verdiği öz güvenle bunu söyleyebiliyor. Bugün
Türkiyenin bir bakanı milletinin değerlerine hakaret edenlere anladığı dilden
cevap verebiliyorsa, arkasında duracağını bildiği bir milleti, bir Başbakanı
olduğu için o cevabı verebiliyor dedi.
Türkiyede sermayeyi bile renklere boyamaya kalkanların olduğuna değinen
Egemen Bağış, Bu ülkede insanları fikirlerinden dolayı aşağılamaya, ayrımcılık
yapmaya kalktılar. Ama milletin iradesi hem geçmişteki o hatalara hoşgörüyle
yaklaştı hem de o hataları teker teker düzeltme konusunda ortaya bir irade koydu.
Sivil toplumun güçlü olmadığı, sivil toplumla devlet yönetimi arasındaki
diyaloğun eksik olduğu ortamlarda demokrasinin de insan haklarının da ekonominin
de zarar gördüğü kendi tarihimizde yaşandı diye konuştu.
-Artık kimse ayrım yapamıyor-
Bakan Bağış, artık Türkiyede kimsenin İstanbul sermayesi, Anadolu
sermayesi, yeşil, kırmızı, turuncu, mavi sermaye diye ayrımlar yapamadığına
dikkati çekerek, şöyle devam etti:
Bu ülkede elini taşın altına koymak isteyen, riski paylaşmak isteyen,
istihdam yaratmak isteyen, ülkenin pastasını büyütmek isteyen herkese ayrım
yapılmadan geçmişteki hatalarına rağmen destek olunuyor. İşte hükümetimizin
ortaya koyduğu teşvik paketleri, işte Türkiyede çığır aşan ekonomik büyüme
konusunda bütün dünyanın gıptayla imrenerek izlediği politikalarımız. Bir tek
Allahın kulu çıkıp da bunlar filan kesime ayrımcılık yapıyor diyemez. Ama
eskiden olduğu gibi, bulanık suda balık avlama devri de bitti. Artık Türkiye
şeffaf bir ülke. Artık Türkiye demokratik, küresel anlamda bir güç olduğunun
farkında olan ve bu farkı da bütün dünyaya hissettirebilen bir ülke. Öz güvenle
hareket ediyoruz. Her geçen gün daha da büyüyeceğiz. 2023 hedefimiz var. 2023
hedefi Türkiyeyi dünyanın en güçlü 10 ekonomisinden biri yapacaksa, kişi başına
düşen gelirimizi 25 bin doların üzerine çıkaracaksa, 500 milyar dolarlık bir
ihracat hedefini yakalayacaksak, bunu hükümet olarak kendi başımıza yapacağız
diye bir iddiamız yok. Bunu bu salonda olan, olmayan 75 milyon vatandaşımızın
ortak paydasıyla, ortak alın teriyle yapacağız.
Daha çok çalışmak, daha çok istihdam alanı oluşturmak için çalıştıklarını
belirten Bağış, bu yüzden ayrım yapmayacaklarını söyledi.
Aydın olma kisvesi altında milletin değerlerine hakaret edenlerin teker
teker kendilerini rezil etmeye devam ettiklerini ifade eden Bağış, Yıllardır bu
ülkede olacak o kadar diyerek millete sempatik görünenlerin aslında bu millete
olmaz bu kadar dedirtmeye başladıklarına hep beraber şahitlik ediyoruz. Onların
o düzmece aydınlıkları batsın. Bu millet onların aydın olma hikayesini, aydınlık
olma masalını hiçbir zaman yemedi. Bundan sonra da yemeyecek diye konuştu.
-En büyük yatırımı demokrasiye yaptık-
Son 10 yılda Türkiyede çok büyük yatırımlar yaparak, önemli çalışmalara
imza attıklarını ifade eden Bağış, konuşmasında şunları söyledi:
En büyük yatırımı bu ülkenin demokrasisine yaptık. Demokratik ortamlarda,
ekonomik süreçlerin güçleneceğine inandık ve bu süreçte bütün çalışmalarımızda
sivil toplum örgütlerini yanımıza çektik. İş dünyamızda birlikte hareket ettik.
2002de daha ilk seçimin haftasına, yanımıza iş dünyasının liderlerini alarak dış
seyahatlere beraber çıktık, o çileleri beraber çektik. Rahmetli Menderesin
başlattığı o süreçte Türkiyenin Avrupa Birliği sürecinde 45 yıl beklemeden
sonra, çok şükür artık Türkiye müzakere eden bir ülke konumuna geldi. Bu noktaya
nasıl iş dünyamızın katkılarıyla geldiysek, bundan sonra da iş dünyamızın
katkılarıyla devam edeceğiz. Türkiye, içinde bulunduğu coğrafyanın pastasını
büyütüyor. Biz başkasının dilimini daraltıp inceltip oradan kendimize pay
çıkartmaya bakmıyoruz, dünyadaki pastayı büyütüyoruz ve doğunun en batılı,
batının en doğulu ülkesi olarak bütün dünyada refahın artması için çaba
içerisindeyiz. Bugün Viyanadaki bir anne de sabah kalktığında Türkiye üzerinden
gelecek doğal gazla evladına omlet pişirdiğinin farkında, Libyadaki, Mısırdaki
kardeşimiz de Türkiyedeki demokratik gelişmelerle kendi değerlerinden kopmadan
sağlanan insan hakları standardını kendi ülkesinde yaşatma çabası içerisinde. Bir
yandan kuzeydeki komşumuz Rusya ile tarihin en iyi ilişkilerini yürütüyoruz.
Bakan Egemen Bağış, Türkiyenin Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği,
D8, Akdeniz Birliği, Karadeniz Ekonomik İşbirliğiyle aynı şekilde ilişkilerini
sürdürdüğünü belirterek, şöyle devam etti:
47 yıl aradan sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğine
seçildik. Şimdi ikinci kez seçilmek için 2015 yılı adaylığımızı ilan ettik. 2020
EXPOsunu İzmire getirmek için çabalıyoruz. Olimpiyatları ülkemize getirmek için
uğraşıyoruz. Hiç unutmam iktidara ilk geldiğimizde NATO zirvesine ev sahipliği
yapalım dediğimizde, o zamanki bazı diplomatlarımız aman efendim kesinlikle
bize vermezler, başvurmamızla kalırız, rezil oluruz, hiç aday olmayalım
demişlerdi. Sayın Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız o zaman olalım dediler,
bastırdık ve olduk. NATO zirvesini İstanbula getirmekle kalmadık, bugün hala
nerede o İstanbuldaki zirve söylemlerini duyabilirsiniz. Artık dünyanın bütün
önemli toplantıları Türkiyeye gelmeye başladı.
Bu ülkede bir daha kimsenin bizim insanlarımız arasında ayrımcık yapmasına
izin vermeden, el ele gönül gönüle hep birlikte daha aydınlık yarınlara
kavuşacağız. Milli şairimizin dediği gibi, Tefrika girmedikçe bir millete,
düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.
Törene Muğla Valisi Fatih Şahin, AK Parti Muğla Milletvekili Ali Boğa,
Müstakil İşadamları Derneği Genel Başkanı Nail Olpak ile daire müdürleri ve iş
adamları katıldı. Bakan Bağışa dokuma kilim hediye edildi.
Muhabir: Durmuş Genç
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu