ARDAHAN (A.A) - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr.
Gökhan Çetinsaya, yeni yükseköğretim sistemiyle ilgili Kurulumuz bünyesinde
yürütülen yasa çalışmaları aynı zamanda kurumsal özerkliği teşvik etmekte.
Kurumsal özerkliğin teminat altına alınabilmesi için şeffaflık ilkesi zorunlu
olarak gündeme gelmekte. Yükseköğretim kurumlarımızın yerel, ulusal ve
uluslararası düzlemlerde hesap verebilir hale gelebilmelerini öngören bir yapı
tasarlanmaktadır dedi.
Prof. Dr. Çetinsaya, Ardahan Üniversitesinin (ARÜ) Halk Eğitim Merkezi
Müdürlüğünde düzenlenen 2012-2013 akademik yılı açılış töreninde yaptığı
konuşmada, YÖKün bir süredir yeni bir yükseköğretim yasası üzerinde çalıştığını
belirterek, gelişmiş ve küresel alanda rekabet edebilecek bir Türkiye için
yükseköğretim sisteminin yakaladığı büyüme sürecinin devamını getirmesinin bir
zorunluluk olduğunu söyledi.
Bu büyüme sürecinin sağlıklı bir biçimde devam edebilmesi, kaliteli bir
yükseköğretim alanı inşa edilebilmesinin başlıca koşulunun yeniden yapılandırma
olduğunu ifade eden Çetinsaya, şöyle devam etti:
Söz konusu süreçte üniversitelerimizin çeşitliliğine, evrensel kalite
standartlarına yetişebilmesine ve rekabet imkanlarının geliştirilmesine imkan
sağlayacak bir sistem hedeflenmektedir. Yükseköğretim sistemimizin yeniden
yapılandırma süreci bölgesel ve küresel bir güç olma iddiası taşıyan ülkemizin
rekabet üstünlüğünün geliştirilmesi, yaşam kalitesinin artırılması,
sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşılabilmesi ve demokratik siyasal bir
kültürün inşa edilebilmesi için bir araç olarak görülmektedir.
Çetinsaya, şunları kaydetti:
Üniversitelerimizi çatışma ve yasakların değil, bilimsel ve akademik
özgürlüğün teminat altına alındığı, farklı bilim anlayışlarının bir arada var
olduğu, farklı paradigma yaklaşım ve tezlerin birbirleriyle etkileşerek, bilim,
öğretim ve toplumsal hizmet faaliyetlerinin bulunulduğu mekanlar olarak tescil
etmeliyiz. Bunun yolu da yeniden yapılandırma süreci içinde saklıdır. Önümüzdeki
yılların bütün dünyada yükseköğretim alanında bir uluslararasılaşma,
kitleselleşme ve kalite rekabetinin yaşanacağı bir zaman dilim olacağını tahmin
ediyoruz. Yükseköğretim kurumlarımızın daha özerk, rekabete açık ve daha güçlü
bir biçimde örgütlenebilmesinin önünü açmalıyız.
-Üniversitelerde farklılaşmayı önemseyen bir yapılandırma
hedeflenmektedir-
Yükseköğretim kurumlarının dünyadaki saygınlığını artırmasının uluslararası
öğrenci ve araştırmacı çekebilmelerine, yenilik kapasitelerini geliştirmelerine
ve rekabette daha avantajlı konumlar elde edebilmelerine bağlı olduğunu belirten
Çetinsaya, şöyle konuştu:
Yeni yasa bağlamında yürüttüğümüz çalışmaların arkasındaki temel ilkelerin
arkasında çeşitlilik ilkesi gelmektedir. Üniversitelerde farklılaşmayı önemseyen
bir yapılandırma hedeflenmektedir. Özellikle üniversite yönetimlerinin tek tip ve
merkezi politikalar ekseninde yapılandırması yerine, farklı özelliklerdeki
üniversitelerin farklı modellerde faaliyetlerde bulunmaları öngörülmektedir.
Yükseköğretim sistemimizin ve kurumlarımızın, özellikle bölgesel dinamikleri ve
ihtiyaçları göz önünde bulundurarak, farklı alanlara odaklanabilmelerini, gerekli
yetkinliklere sahip üniversite ve birimlerimizin araştırma yapabilmelerini mümkün
kılan bir yapı tasarlanmaktadır.
Farklı eğitim tekniklerine imkan tanıyan bir yapının kurulacağına dikkati
çeken Çetinsaya, şunları kaydetti:
Bu doğrultuda kurulumuz bünyesinde yürütülen yasa çalışmaları aynı zamanda
kurumsal özerkliği teşvik etmekte. Kurumsal özerkliğin teminat altına
alınabilmesi için şeffaflık ilkesi zorunlu olarak gündeme gelmekte. Yükseköğretim
kurumlarımızın yerel, ulusal ve uluslararası düzlemlerde hesap verebilir hale
gelebilmelerini öngören bir yapı tasarlanmaktadır. Bu şeffaf yapı içerisinde
üniversitelerimiz kendi kurullarına, öğrencilerine, öğretim elemanlarına, ulusal
ve uluslararası kalite kuruluşlarına hesap verebileceklerdir. Yani idari
kararlarında özerk olacaklar ama akademik dönemlerde ulusal ve uluslararası
kuruluşlara bu kararları doğrultusunda hesap verecekler. Bir nevi kalite
güvencesi sistemlerinden geçeceklerdir. Yeni bir yükseköğretim yasası
öngörülürken yapılan tespitlerden biri de ülkenin yükseköğretimin sorunlarından
birinin mevcut rekabetsizlik ortamı olduğudur. Rekabeti teşvik etmek,
yükseköğretim kurumunun performansları öne çıkaran bir eğitim modelini zorunlu
kılmaktadır.
(Sürecek)
Muhabir: Çağlar Sefertaş
Yayıncı: Emine Konuk