ANKARA (A.A) - Ankara Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, 7.
sınıf öğrencisi Mete Demire röportaj verdi. Demirin sorularını yanıtlayan
Aydoğan, tüm öğrencilere çok kitap okumaları tavsiyesinde bulundu.
Aydoğan, Ankara İl Genel Meclisi Ortaokulu öğrencisi Demiri makamında kabul
etti.
Okulunda, kendisine verilen röportaj yapma ödevini Aydoğan ile
gerçekleştiren Demir, ödevini çok önemsediğini belirtti ve görüşmeyi kabul ettiği
için Aydoğana teşekkür etti.
Demiri samimi bir şekilde karşılayan Aydoğan da gerek eğitime gerekse de
özel hayatına ilişkin soruları içtenlikle yanıtladı.
"Neden bu mesleği seçtiniz" sorusu üzerine Aydoğan, Türkiyede genel olarak
insanların mesleklerini kendilerinin seçmediğini söyledi. Hayatın insanları
belirli bir mesleğe yönlendirdiğini belirten Aydoğan, "Yoksa ben öğretmen olayım,
sonra Milli Eğitim Müdürü olayım gibi bir planla hareket etmedim. Uzun bir süre
okul müdürlüğü yaptım. Demek ki oradaki çalışmalarımız dikkate alındı, sonra
Milli Eğitim Müdürü oldum" diye konuştu.
Ankaradaki tüm okulları yönetmenin kendisi için zor olup olmadığının
sorulması üzerine de Aydoğan, bunun esasında kolay bir şey olmadığını ancak
devletin bir sistemi olduğunu, bu sistem içinde herkesin üzerine düşen görevi
yaptığını ifade etti.
Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğünün asıl görevinin koordinasyon olduğunu
dile getiren Aydoğan, ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerinin de buna önemli bir katkı
sunduğunu bildirdi.
Aydoğan, "Elimden geldiğince tüm okul müdürlerimizle görüşmeye çalışıyorum.
Bu sene müdür yardımcılarımızla da görüştük. İletişime önem veriyoruz. Sürekli
bilgi alışverişi içindeyiz. Zamanı böyle kullanmaya çalışıyoruz" ifadelerini
kullandı.
-Ortaokullara tablet dağıtımı-
Demirin, "Ortaokullara tablet dağıtımı yapılacağı duyurulmuştu. Bu dağıtım
yapılacak mı" sorusu üzerine de Aydoğan, FATİH Projesinin çok büyük bir proje
olduğunu söyledi.
Bunun bir takvim içinde yürüyen bir çalışma olduğunu aktaran Aydoğan, "Tüm
okulların bir anda FATİH Projesine dahil olması, fiilen mümkün olmayan bir şey.
Bunların bir zamanı var. Zamanı geldiğinde herkes bu projenin içinde yer alacak.
Şimdiye kadar 5 bin civarında öğrencimize dağıtıldı ama proje halen yürüyor"
dedi.
-"Benim açımdan en zor soru bu"-
Aydoğan, "Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Sistemi Seviye Belirleme Sınavının
(SBS) kalktığı duyurulmuştu. 7. sınıfların liselere kayıt işlemi nasıl yapılacak"
sorusunu da "Benim açımdan en zor soru bu" diyerek yanıtladı.
Bu sorunun cevabını bilmediğini, konunun Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
çalışıldığını anlatan Aydoğan, "Herhalde Sayın Bakanımız kısa bir süre içinde bu
konuyu açıklayacaktır" diye konuştu.
-"Daha ilkokuldayken şiir yazardım"-
Şiire olan ilgisinin sorulması üzerine de Aydoğan, sadece şiire değil
sanata, edebiyata karşı yoğun bir ilgisinin olduğunu söyledi.
Aydoğan, ilgiden de öte edebiyatın içinde olduğunu belirterek, şöyle
konuştu:
"6 tane yayınlanmış kitabım var. Bunlardan ikisi şiir kitabı. Diğerleri
deneme türünde. Biri en son yazdığım kitaptır, bir roman. Bu ilgi nereden
geliyor- Bu sanat işi biraz da herhalde insanın yaratılışından gelen bir şey. Ben
sanatçı olayım diyerek insanın sanatçı olması çok zor, eğer bir yeteneğiniz,
ilginiz yoksa. Benim herhalde doğuştan gelen bir ilgim var sanata karşı. Çünkü
ben daha ilkokuldayken ders kitaplarının arasına serpiştirilmiş şiirler,
dörtlükler çok dikkatimi çekerdi ve yazardım ben de.
Bu ilgim şiir biçimindeydi ilk başlarda ama sonralarda denemeye, romana
kadar değişti. Tabii bunu besleyen şeyler oldu. Çok kitap okuyan biriyim.
İlkokulda Kemalettin Tuğcunun kitaplarını baştan sona okumuştum. Kitapla yakın
bir dostluğum var. Dolayısıyla çocukluğumdan beri kitapla, sanatla, edebiyatla
yakın bir ilişki içindeyim."
-"Bir yazıyı ortaya çıkardığım zaman kendimi kuşlar gibi hafif
hissediyorum"-
Öğrencilere de çokça kitap okumalarını tavsiye eden Aydoğan, "Bir öğrenci,
liseyi bitirdiğinde ezberinde en az 10 şiir olması lazım. İkincisi de herkesin
bir hobisi olması lazım. Benim işte yazmak, sanat, edebiyat. Bu benim için çok
önemli bir güç kaynağı. Duygularımı ifade edebiliyorum ve bunları yayınlıyorum.
Bu bir insan için çok büyük bir haz, daha da önemlisi bir terapi. Ben en
rahatladığım zamanlar, yazdığım zamanlardır. Bir yazıyı ortaya çıkardığım zaman
kendimi kuşlar gibi hafif hissediyorum. Dolayısıyla herkesin kitapla yakın bir
ilişki içinde olması lazım" ifadelerini kullandı.
Muhabir: Recep Demir
Yayıncı: Eda Ay