DİYARBAKIR (A.A) - Özgür Ayaydın - Meral Özdemir- Anadilde
savunma ile ilgili TBMM Başkanlığına sunulan düzenleme, Güneydoğu Anadolu
Bölgesindeki barolar tarafından olumlu ancak eksik bulundu.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, AA muhabirine, anadilde savunma ile
getirilen düzenlemenin yargılama aşamasında sadece duruşmayla sınırlı
tutulmasının bir eksiklik olduğunu söyledi.
Yargılamanın en önemli, en yaşamsal bölümünü oluşturan, delillerin
toplanması, sanığın ilk ifadelerini verdiği soruşturma aşamasında da bu hakkın
şüphelilere tanınması gerektiğini ifade eden Elçi, şöyle konuştu:
Dava açıldıktan sonra suçlanan kişinin sıfatı şüphelidir. Bu hakkın
sadece sanıklara değil, aynı zamanda şüpheliye de tanınması gerekiyor. Salt
kovuşturma aşamasında değil, soruşturma aşamasında şüpheliye de bu imkanın
tanınması gerekiyor. Tercüman konusu ise ceza yargılaması kişi hakları açısından
çok önemli bir yargılamadır. Dolayısıyla adil ve hızlı işlemlerin yapıldığı bir
aşamadır. Bu kadar hızla yapılan işlemlerde hele hele sanığın tutuklu olduğu
koşullarda şüpheli ve sanıktan tercümanını hazır bulundurma yükümlülüğün
yüklenmesi, aslında getirilen düzenlemenin amacına aykırıdır. Getirilen güvenceyi
işlevsiz kılabilecek bir durumdur.
Genellikle sorunlar büyüyüp kriz halini alınca çare aranmaya koyuluyor.
Dolayısıyla çözümler de sadece o andaki sorunu çözmeye yönelik oluyor. Böyle
olunca eksik kalıyor. Halbuki burada adil yargılama hakkının güvencesi bakımından
bütün olarak soruşturma ve kovuşturma aşamasının gözetilerek daha kalıcı ve
etraflı bir düzenleme yapılması gerekiyor.
Elçi, yargılama faaliyeti içinde, şüpheli veya sanıktan tercümanını hazır
bulundurulmasının istenmesi, aksi taktirde bunun yargılamanın uzatmaya yönelik
bir davranış olarak düşünülmesinin son derece eksik ve yanlış olduğunu öne
sürerek, Ayrıca yargıya çok geniş bir taktir hakkı tanınmış olması da bu
düzenleme için bir tehlike olarak görüyorum diye konuştu.
-Anadilde savunma konusunda sınırlama olmaması lazım
Batman Baro Başkanı Ahmet Seven, anadilde savunma konusundaki sorunun yasal
değişiklik yapılmadan çözülebileceğini düşündüklerini ancak sorunun düzenlemeyle
çözülmesinin de olumlu bulduklarını söyledi.
Ancak bugün gazetelerden tasarıda anadilde savunmanın sınırlı olacağına
ilişkin haberlerin yer aldığını bildiren Seven, şöyle dedi:
Bunun yanlış anlaşılma olduğunu düşünüyorum. Anadilde savunma konusunda
sınırlama olmaması lazım. Böyle birşey olamaz. Umarım yanlış anlamadır aksi
takdirde çok saçma olur.
Ayrıca tasarıda tercümanın sanık tarafından hazır edileceği yer alıyormuş.
Oysa tercümanın mahkeme tarafından hazır edilmesi gerekiyor. Tercümanın sanık
tarafından hazır edilmesi yargılama ilkelerine aykırıdır. Ücret bedeli sanığa
yüklenemez. Nasıl ki bilirkişiye giden dosyada masraf sanığa yüklenmiyor. Bunda
da öyle olmalıdır. Anadilde savunma ile ilgili düzenlemeyi olumlu buluyoruz.
Ancak böyle yasalaşırsa eksik olacak.
-Mahkemelerde tercüman görevlendirilmeli
Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi, anadilde savunma ve hükümlülerin
cezaevinde eşleriyle görüşmesine imkan tanıyan yasa tasarısının eksik yönlerinin
bulunduğunu söyledi.
Tasarının evrensel hukuk değerlerine uygun değişiklikleri içermediğini, bu
nedenle bu tasarının yetersiz olduğunu ifade eden Elçi, Baştan savma bir
tasarıdır. Evrensel hukuk temellerinden yoksun bir tasarıdır. Yine de bu konudaki
ilk adım olması nedeniyle olumlu değerlendiriyoruz. Eşitlik ilkelerinden uzak
tasarıdır. Umarız tasarı alt komisyonda ve Genel Kurulda düzeltilerek hukuki
temellere ve eşitlikçi ilkelere uygun çıkarılır dedi.
Başkan Elçi, tasarıda, meramını anlatabilecek ölçüde Türkçe bilen sanığın,
iddianamenin okunması ve esas hakkında mütalaanın verilmesi üzerine sözlü
savunmasını kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan edebileceği dilde
yapabileceğinin yer aldığını ifade ederek, şöyle konuştu:
Burada büyük bir eksiklik var. Şüpheli veya sanık her aşamada Kürtçe
beyanda bulunabilmelidir. Tasarıda bulunun sınırlandırılması yanlıştır.
Ayrıca tercüman sanık tarafından değil mahkeme veya iddia makamı tarafından
hazır edilmelidir. Mevcut uygulamada Türkçe bilmeyenler için uygulanıyor. Bunun
Türkçe bilenler içinde uygulanması gerekiyor. Şu andaki uygulamada ifade
tercümesi yanlış yapılmaktadır. Mahkemelerde tercümanlık yeterliliğine sahip
olmayan mübaşirler veya katipler tarafından yapılmaktır. Bu yanlıştır,
mahkemelerde tercüman görevlendirilmelidir. Olması gereken tercümanlık eğitimi
almış, Türkçe ve Kürtçeyi iyi bilen kişiler istihdam edilmelidir.
-Paran yoksa tercüman yok-
Mardin Barosu Başkanı Azat Yıldırım da, anadildeki savunmanın aslında bugüne
kadar mahkemelerde fiilen uygulanan bir durum olduğunu, ancak özel yetkili
mahkemelerin bu konuda ideolojik bir tavır takınarak, bunu bir sorun haline
dönüştürdüğünü savundu.
Anadilde savunmanın kişinin en temel hakkı olduğunu belirten Yıldırım, şöyle
konuştu:
Bir insanın yeme içme ihtiyacı gibi kişi de kendi dilinde, en iyi bildiği
dilde veya istediği dilde savunma hakkına sahiptir. Burada temel kıstas; kişinin
kendi beyanıdır. Ben bu dile hakimim, bu dilde savunma yapmak istiyorum. dediği
anda, eğer gerçek bir yargılama ve gerçeğin peşinde adaleti arayan bir yargılama
söz konusu ise o talep yerine getirilir. Asıl olan adalettir. Ancak bir takım
ideolojik olgulardan dolayı durum bu hale geldi. Ayrıca paran yoksa tercüman da
yok şeklindeki bir anlayışı yanlış buluyorum. Düzenleme olumlu ama eksik.
Yayıncı: Behçet Güngör