ELAZIĞ (A.A) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu,
çözüm süreciyle ilgili Eğer biz kendi Kürdümüzle, Çerkezimizle, Alevimizle bir
mutabakat sağlayamazsak, etrafımızdaki ülkelerle mutabakatı sağlayamazsak, nasıl
büyük bir ülke nasıl lider ülke haline nasıl küresel aktör haline geleceğiz-
dedi.
Soylu, partisinin Elazığ Öğretmenevinde düzenlenen İl Danışma Meclisi
Toplantısında yaptığı konuşmada, çözüm sürecine değinerek, bu sürecin sadece
Kürt meselesi ya da terör sorunun çözümüyle ilgili olmadığını söyledi. Soylu,
şöyle devam etti:
Eğer biz kendi Kürdümüzle kendi Çerkezimizle kendi Alevimizle bir
mutabakatı sağlayamazsak, etrafımızdaki ülkelerle mutabakatı sağlayamazsak,
etrafımızdaki coğrafyayla nasıl büyük bir ülke nasıl lider ülke haline nasıl
küresel aktör haline geleceğiz- Bunu anlayan İranın, Irakın, Suriyenin
Kürdüyle, Türkiyenin her tarafındaki Türkünden ta bir şekilde Çine kadar olan
ta Avrupaya kadar olan sadece etnik temelde değil insanlık temelinde herkesle
kucaklaşmayı kendine temel amaç, temel ilke edinen bir anlayışı ortaya koymaya
çalışmaktadır. Çözüm sürecinin amacı budur.
Soylu, 21inci yüzyıla adım atılırken Türkiyenin iki temel politikası ve
vizyonu olduğunu, bunlardan birinin yenileşme diğerinin etki alanını genişletme
olarak adlandırıldığını söyledi. Yenileşmenin sadece yapılan icraatlarla değil
zihniyet değişikliğiyle ilgili olduğuna dikkati çeken Soylu, Türkiyenin
yenileşmeyi kurumlarında, kurallarında ve hizmetlerinde gerçekleştirmeye çalışan
bir ülke olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
Yepyeni bir dünyada yaşıyoruz. Ne 20. yüzyıldayız ne 4-5 yıl önce hesap
ettiğimiz bir dünyadayız ne de bundan bir yıl önce hesap ettiğimiz bir
dünyadayız. Daha fazla çalışarak bu küreselleşen dünyaya ayak uydurmanın,
dünyayla rekabet etmenin ve gücümüzü her gün biraz daha fazla yenilemek gereğinin
ve bir şekilde değişen uluslararası sistemin fırsatlarının ve tehditlerinin
ülkemiz tarafından insanlarımız tarafından ülkemizi yöneten insanlar tarafından
iyi hesap edilmesinin zorunlu olduğu ve buna yönelik ayak uydurmamızın zorunlu
olduğu yepyeni bir yüzyılın içerisindeyiz. Her gün değişen çocuklarımızın bile
birkaç meselede hepimizin önünde olduğunu çok rahat bir şekilde gördüğümüz bir
dünyadayız. İlk kez 21. yüzyılda 20. yüzyıldan farklı bir şey yaşadığımız hatta
19. yüzyıldan farklı bir şey yaşadığımız bir zaman diliminin içerisindeyiz.
Muhabir: Bestami Bodruk
Yayıncı: Emine Konuk