KAYSERİ (A.A) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu,
Türkiye, 10 yıldan beri tabu olarak görülen, halının altına serilen bütün
meselelerle yüzleşmektedir. Çünkü, sırtımızdaki o ağırlıkla sıçrayabilecek bir
noktada değiliz dedi.
Soylu, AK Parti İl Teşkilatını ziyaretinde yaptığı konuşmada, Türkiyenin
son 10 yılda ilerlemesini, sıçramasını, dünya ile rekabet etmesini sağlayabilecek
bütün unsurların altyapısını kurduğunu söyledi.
Türkiyenin artık uçağın kalkış noktasını da geçtiğini ifade eden Soylu,
Türkiye 21. yüzyılın başından itibaren 2 temel strateji uygulamaktadır.
Bunlardan bir tanesi Türkiyede yenileşme vizyonudur. Yani Türkiyede
kurallarıyla, kurumlarıyla birlikte yenileşme anlayışının devam etmesidir.
İkincisi ise etki alanını genişletmektir dedi.
Soylu, hükümetin gerçekleştirdiği projelerden örnekler vererek, şöyle devam
etti:
Elbette ki sorunlarımız, problemlerimiz var. İki temel meselemiz var.
Bunlardan biri geçmişin tahribatıdır. İkincisi ise 2023 ve 2071e yönelik ortaya
koyacağımız iki temel vizyondur. Geçmişin tahribatından kurtulmamız kolay
değildir. Geçmişin tahribatından kurtulmaya yönelik adımları atmak, 21. yüzyılın
başından itibaren önemli ölçüde gerçekleşmektedir. Türkiye, 10 yıldan beri tabu
olarak görülen, halının altına serilen bütün meselelerle yüzleşmektedir. Çünkü,
sırtımızdaki o ağırlıkla sıçrayabilecek bir noktada değiliz. Onları bırakacağız,
kendi altyapımızı iyi hazırlayacağız ve Türkiyeyi rekabet ettiği ülkeler
arasından en iyi noktaya getirebilecek bir anlayışı ortaya koyacağız.
-Türkiye ihtilafları üzerinden yönetildi-
Türkiyenin yıllarca ihtilaflar üzerinden yönetildiğini savunan Soylu,
şunları kaydetti:
Türk-Kürt, Sünni-Alevi, sağcı-solcu, laik-antilaik-irticacı... Türkiyeyi
yıllarca bu tahribatların üzerinden yönettiler. İnsanımızı bunlarla
uğraştırdılar, bütün enerjimiz toprağa verdiler ve bir şekilde de bizi çok önemli
bir noktada oyaladılar. İskilipli Atıf bu memleketin en önemli temel
tahribatlarından bir tanesidir, tamire muhtaçtır. Şeyh Said meselesi, Takrir-i
Sükun Kanunundan sonra yaşanan olaylar bu ülkenin tahribatıdır ve tamirat
ihtiyacı vardır. İstiklal Mahkemelerinde yaşananların tamamının tahribatı vardır
ve bu ülkenin tamiratına ihtiyacı vardır. Dersimde öldürülenler, devlet
tarafından katledilenler bir tahribattır. Bu memleketin masum insanları Menderes,
Zorlu ve Polatkanın idam edilmesi milletimizin en önemli tahribatlarından bir
tanesidir. O ilmek, Menderesin, Zorlunun ve Polatkanın boğazına
geçirilmemiştir. O ilmek, sizin siyasette ne işiniz var, haddinizi gösteririz
diyen o insanlar tarafından bu milletin boğazına geçirilmiştir. Tahribatımız
budur. 1971 muhtırası, bu ülkenin temiz çocuklarını sağcı-solcu diye birbirine
kamplaştırıp katlettiren anlayış bu ülkenin temel travmalarından birisi değil mi-
Cumhurbaşkanı olan o günün generali dedi ki, Biz ihtilali olgunlaşsın diye
bekledik. Yani demek istedi ki, Siz birbirinizi öldürdükçe bizim ihtilalimiz
meşruiyet kazanıyor. Senin ihtilalinin de senin aklının da, senin zihnininde canı
yerin dibine girsin.
Soylu, yaklaşan yerel seçimlerin önemine de dikkati çekerek, bunun
Türkiyenin yarınlarını belirleyecek bir seçim olacağını sözlerine ekledi.
-ERÜ Kök Hücre Merkezi ziyareti-
Süleyman Soylu, Erciyes Üniversitesi Genom ve Kök Hücre Merkezini de
ziyaret ederek, yetkililerden çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Burada yaptığı konuşmada, Türkiyenin gelecekte dünya ile rekabet edebilecek
bir ülke haline gelebilmesinin, bölgesel bir güç, küresel bir aktör olabilmesinin
ancak bilimle gerçekleşebileceğini anlatan Soylu, Türkiyenin 21. yüzyılda Ar-Ge
harcamalarında, bilim dünyasına bakışında çok önemli değişiklikler olduğunu
vurguladı.
Soylu, şöyle devam etti:
Kök hücre, bilimde büyük bir devrim. Yıllardır ihmal ettiğimiz kendi
bitkisel, tarımsal alanımızı taramayı gerektiren genom çok öneli bir süreç. Bütün
bunlara dokunan, anlayan biz yapabiliriz diyen bir yapıyı oluşturacağız. Beyin
göçünden endişesi olan bir insan değilim ama kendi insanına dünyada verilen
imkanı ortaya koymayan anlayıştan endişesi olan bir insanım. Dünyanın her yerine
beyin göçü gönderebiliriz, belki bu 21. yüzyıldaki en yumuşak gücümüzdür. Bundan
endişe duymuyorum. Ama mümkün olduğunda oradaki iletişimi de Türkiyeye
aktarabilecek yapıyı ve zemini oluşturmalıyız. Burada bunun heyecanını
görüyorum.
Muhabir: Orhan Canbulatel
Yayıncı: Tolga Özgenç